1. BÖLÜM, ÖZGÜRLÜK

38 6 15
                                    

İyi okumalar!🖤

                               ...

2013
-01:37-

Koştu.

Peşindeki adam daha da yaklaşmıştı. Korkuyu hissetti. Böyle olmamalıydı. Korku ona yasaktı. Hislerinden kaçtı.

Çıplak ayakları çamur olmuştu. Yağmur yağıyordu. Canı yanıyordu ama umursamadan koşmaya devam ediyordu. Sola döndü. Ardından sağa. Nefesi kesiliyordu. İlerideki demirliklerin altından kaçmayı düşündü. Kendine inandı. Demirliklere koştu.

Demirliklerin altına eğildi. Peşindeki adam yüksek sesle bağırsada küçük kız durmadı. Durursa umutlar tükenirdi. Durursa hayaller biterdi. Durmadı. Eğilip altından geçerken adam saçlarından tutup çekti ama yetişememişti, küçük kız demirliklerin arkasına geçmişti.

Çığlık atmamak için patlamış dudaklarını birbirine bastırdı. Durmadı. Koşmaya devam etti.

Nefes alamayacak gibi hissettiğinde köşeye saklanıp derin nefesler almaya başladı. Bir yandan adamın gelip gelmediğine bakıyor, diğer yandan da soluklanıyordu.

Peşindeki adam demirliklerden geçemeyeceğini anlayınca diğer yola koşmuştu ama vakit kaybetmişti, farkındaydı. Kızı getirmezse ölecekti, bunun da farkındaydı.

Ormana doğru koşmaya devam etti. Kurtuluşu ormanın arkasındaydı. Hayalleri ormanın arkasındaydı. Özgürlük ormanın arkasındaydı.

Koştu. Hayallerine koştu. Özgürlüğe koştu. Gözleri doluyordu. Elinin tersiyle gözlerini sildi. Geriye dönüp baktığında kimseyi görmedi. Kolları ağaç dallarının keskin tarafları yüzünden kesiliyordu. Babası aklına geldi. Nefreti hissetti. Hızı arttı. Büyük bir ormandı. Daha koşması gereken mesafe vardı. Küçük kız yorulduğunu hissediyordu. Hislerinden kaçtı.

Gövdesi büyük bir ağacın arkasına saklandı. Dudakları kurumuştu. Susadığını hissediyordu. Bu sefer hislerinden kaçmakta zorlanıyordu. Kaçmalıydı. İki aydır düzgün beslenmiyor, yeterli su içmiyordu. Vücudu izler ve yaralarla doluydu. Canı çok yanıyordu.

Geriye son bir kez baktı. Ormanın sonlarına yaklaşıyordu. Özgürlük yakındı, hissediyordu. Koşmaya devam etti.

Babası sürekli ona kaçan insanların güçsüz olduğunu söylerdi. Çünkü biliyordu; küçük kız hep çok güçlü olmak isterdi. Ama küçük kız anlamıştı; kaçmak güçsüzlük değildi. Kaçmak da güç isterdi. Her şeyi ardında bırakabilmek, silebilmek de zordu.

Dolu gözlerle koşmaya devam etti. Ormanın çıkışına az kalmıştı. Evden kaçtığından beri yaklaşık bir buçuk saattir koşuyordu. Yorulmuştu. Ensesinden sırtına doğru süzülen ter ürpermesine sebep oldu. Ayaklarının altı çok acıyordu. Çamurdan dolayı kaygan olan yer dengesini kaybetmesine sebep oldu. Yere düştüğünde dizine gelen taş canını yaktı. Kanamaya başladığını hissediyordu. Vakti yoktu. Ayağa kalkıp koşmaya devam etti.

Ormandan çıkmayı başarmıştı. Düz toprak zeminde koşmaya devam etti. İleride küçük, iki katlı bir ev gözüküyordu. Gitmek ile gitmemek arasında kararsız kaldı. Karanlık olduğu için evi tam göremiyordu. O anda yüksek sesle şimşek çakınca olduğu yerde korkuyla sıçradı. Şimşekten korkardı.

Evin üst katındaki odalarından birinin ışığı yanıyordu. Eve gitmeye karar verdi. Kim bilir, belki de iyi biriydi? Düşüncesi bile yüzünü buruşturmasına sebep oldu. Küçük kızın hayatında hiçkimse iyi değildi.

ATEŞ VE SUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin