Alevin Varoşu

ch3

(Şiddet öğeleri, cinsel tabirler ve küfür içermektedir. 18 yaşından veya ülkenizin yetişkin olma yaşından küçükseniz okumayınız!)

---

Dile kolay 4 ay geçmişti o olayın üstünden. Ustasının kanlarında dolaşan ejderha genlerinden kaynaklı ustası çok çok hızlı iyileşse de yaşadığı yaralanmanın büyüklüğünü kanıtlar şekilde uzunca bir süreydi bu.

Ustası tamamıyla sağlığına kavuşmuş eskisi gibi hareket edebiliyordu. Ancak sağ eli ve gözünün eksikliğini de sıkça hissediyordu. Öncesinde çırağı ile yaptığı alıştırmalar ile denge merkezi kaymış vücuduna alışmıştı, ardından el göz koordinasyonunu geliştirmek adına yaptığı bir kaç antrenman yapmıştı. Bu gün kendisini tamamıyla hazır hissetmişti, dolayısıyla uzunca bir süreden sonra birlikte göreve çıkmışlardı. Ne de olsa para kazanmak zorundaydılar.

Hikari sol koluyla vücudu arasına sıkıştırdığı dalları kamp yaptıkları yerin ortasında etrafı taşlarla bezenmiş ateşin yakılacağı alanı belirten yere düzgünce yerleştirdi. Ardından Lily'e dönüp seslendi.

"Şunları yakıverir misin?"

"Hallettim say."

Lily, Hikari'nin aksine elemantalistti. Yani büyüsünün elementsel bir yatkınlığı vardı. Hikari gibi kutsal enerjiyi yönlendirmek yerine doğaya hükmediyordu kısaca. Bu nedenle büyüsü bu gibi bir şey için mükemmeldi. İşe koyulmaya karar verip Hikari'nin yanına yürüyüp dalları serpiştirdiği yerin yakınına çökeldi. Ellerini düzce tutup dallara yöneltti. Bir kaç saniye sonrasında ellerinde oluşan minik alev parçacıkları dalların üstüne yöneldi ve dalları tutuşturdu.

"Bu gün sonunda eski seviyemize çıkıyoruz. Bir dragonoid türü ile savaşacağız. Oradan gelecek paraya tek seferlik el koymak durumundayım. Biliyorsan birkaç aydır inaktif olunca borçlarım birikmiş."

Lily ustasına baktı. Ustasının endişelerinin küçülmesine sevinmişti.

"Ufak bir birikimim vardı zaten. Birkaç seferlik olsa dâhi sorun yaratmaz bu bana. Ayrıca usta biliyorsun bunu başarırsan oraya gideceğiz. Bence şu an onun hakkında endişelenmek daha fuzuli olur."

Ustası önündeki kasedeki çorbayı dikip Lily'e cevap verdi.

"Her şekilde onun tek çözüm yolu olduğunu biliyorum. Ama mana taşıyabilen bir protez bulmak yaptırmaktan çok çok daha zor biliyorsun değil mi? Bence para biriktirip yeni bir kol yaptırmak daha mantıklı."

Lily ustasının önerisini agresifçe reddetti.

"Hayır usta! Bu sefere katılırsak şansımız kesinlikle yüksek. Hem ona para biriktirmemiz 5 yılımızı alır. Bu sefer kararım kesin hiçbir türlü geri dönmem. Sen gelmezsen de tek başıma giderim."

Ustası iç çekip mavi gözleriyle önündeki ateşi izlemeye başladı. Mavi gözlerinde dalların üzerinde dans eden alevlerin yansıması görünüyordu. Düşünceleri onu bir anlığına ele geçirmişti. Ya çırağı da onun yaşadıklarının benzerini yaşarsa ya o da herhangi bir uzuvunu kaybederse diye endişelenmekten kendini alıkoyamıyordu. Öncesinde buna çok kafa yormamıştı fakat yaşadığı son olay ona kendisinin gücünün bile mutlak olmadığını göstermişti.

Ancak Lily'i ikna edemeyeceğinin de bilincindeydi. Biricik öğrencisi dediklerinde gerçeği kast ediyordu. O yüzden her ne kadar hiç istemese de kabul etmek zorundaydı.

Ortamı birkaç saniyeliğine sessizliğin kaplamasına izin verdikten sonra loş pembesi dudaklarını aralayıp çırağına cevap verdi.

"Gerçekten... Hadi dediğin gibi yapalım."