6

325 32 3
                                    

Ben geldimm arkadaşlar grip olmuşum 2 gündür hapşurmaktan ve burnumu silmekten yoruldum, boğazım ağrıyor ve biraz halsizim. Ama sizide bekletmek istemiyorum.  Hasta halimle bölüm attım kafam pek rahat değil o yüzden güzel yazamamış olabilirim affedin ve bu acemi yazarı destekleyin🤧✊

Ve dikkat edin hasta olmayın çok kötü yaaa

Neyse başlayalımmm

***

"Of of ah boynum, benim güzel boynum " üyeler yavaş yavaş uyanmaya başlamıştı ve Seokjin boynunu bir sağa bir sola yatırarak ofluyordu. Ne mi oldu size hemen anlatayım.

Seokjin drone'yi uçura bilmek için arabanın camını açmıştı ve keskin nişancıyı görmesiyle konuşmuştu, ama konuşması yarıda kalmıştı. Bir iğne tarafından bayılmıştı.

Diğerlerine gelecek olursak daha ne olduğunu anlayamadan iğneden gelen kokuyla onlarda bayılmıştı bir nevi kokulu iğneydi. Şimdi ise hepsi gözlerini bir bodrum gibi bir yerde açmıştı.

Hepsinin arkadan kolları bağlı ve yere otutturmuşlardı. Bir çember halini de aldırarak birbirlerine bağlanmışlardı.

Nasıl olmuştu da fark edilmişlerdi her şey tıkırında gidiyordu aslında, ya da onların öyle sanmalarını sağlamışlardı. İlk konuşan jimin olmuştu.

"Biz neye uğradık ya" cevapladı seokjin

"Bilmiyorum ama burnum hiç iyi kokular almıyor"

"Ne gibi Seokjin "

"Ne, ne gibi"

"Burnum hiç iyi kokular almıyor derken neyi kastediyon" Jungkook'un sorusuyla Seokjin biraz afalladı.

"Salak gerçekten burnum iyi koku almıyor, bodrumdayız ve galiba burası küflü, o yüzden burnum iyi koku almıyor"

"Bi susun amk! " Yoongi'nin hafif bağırmasıyla gözler ona dönmüştü. Taehyung daha fazla dayanamadan konuştu.

"Şimdi ne yapıcaz"

"Bir bilsem keşke daha nerede ve kimin elinde olduğumuzu da bilmiyorum ki" herkes durgunlaşmıştı galiba sonları geliyordu çünkü bir yasa dışı işlerle uğraşanlar neden onlara acısınlar ki? Herkes susarken Yoongi hafif ses tonuyla konuştu.

"Arkadaşlar" hepsi Yoongi'nin diyeceğine kulak kabartırken devam etti.

"Galiba ihanete uğradık Mingyu tarafından" hepsinin gözleri olabildiğince açılmıştı. Hiç kimse buna  bir ihtimal düşünmemişti. Peki yoongi haklı mıydı? Hoseok hemen söze atıldı.

"Saçmalama Mingyu bizi asla satmaz." hepsinin bakışları önlerine düşmüştü. "Değil mi? " hoseok çaresizce sorusunu sorarken kimseden geri dönüş alamamıştı. Gerçekten Mingyu yani bu ajan sektörünün başı olan ve her zaman yardımda bulunan Mingu bunu yapmış mıydı?

Herkesin beyninin içinde aynı soru geçiyordu. Gerçekten ihanete mi uğramışlardı. Çünkü böyle işleri yeni yapmıyorlardı ve bundan daha zor görevlerin bile üstünden geliyorlardı. Nasıl olmuştu da yakalanmışlardı.

"Mingyu neden böyle birşey yapsın ki hem neden hemen Mingyu dedin yoongi" Seokjin sorgular gözlerle ona bakıyordu.

"Çünkü bizden başka bu operasyonu bilen tek kişi Mingyu ve bizden biri olmadığı kesin. Çünkü bizden biri olsa o kişi şu an aramızda olmazdı"

Haklıydı yoongi, onlardan biri değildi. Değil mi? Ekibine güveniyordu ama bir ihtimal de olsa aklından çıkmıyordu. sessizce otururlarken Jungkook konuştu.

"Madem burada canlı çıkamayacağız o zaman bir şey saklamanın bir mantığı yok. Seokjin hyung seni sinir etmeyi seviyorum bunu unutma, Yoongi hyung her gün saat 6'ya alarm kurup gizlice komidinin çekmecesine koyup seni sinir hastası eden bendim, Hoseok hyung senin o saatlerce uğraşıp eski sevgiline götüreceğin kurabiyeleri ben yemiştim ve suçu Jimin'e atmıştım üzgünüm ama kurabiyelerin güzeldi bunu bil, Jimin hyung geçen yıl sen uyurken saçını pembeye boyayan bendim ama bundan asla pişman değilim çünkü sana yakışmıştı, ve son olarak Taehyung ben galiba sen-"

"Off tamam sus Jungkook daha ölmedik ve böyle konuşma, içim daralıyor" Seokjin'in oflamasıyla sunmuştu Jungkook. Jungkook'un bu itiraflarına da kimse birşey dememişti ama biri hariç.

"Lan orusbu çocuğu hele burdan bir kurtulalım o alarmı senin götüne sokmazsam benim adım da yoongi değil"

Hepsi tebessüm ederken tekrar durgunlaşmıştılar. Hepsi de iyi biliyordu ki Yoongi'nin bu sözü söylemesinin amacı ortamdaki bu huzursuzluğu dağıtmak istemesiydi

Onlar sessiz bir biçimde otururken kilit açılma sesi geldi. Hepsi sese kulak kesilmişti.

İçeriye giren adamla herkes donup kaşmıştı. İlk önce Namjoon ve onun arkasından da Mingyu tam tahmin ettikleri gibiydi. Mingyu onları satmıştı. Ama ne için?

Namjoon daha fazla misafirleri bekletmeden konuşmaya başladı.

"Dediğim tuttu ha başka bir yerde de görüşe bildik Seokjin"

Seokjin'in kaşları çatıldı tabi ya Namjoon'un asansörde söylediği söz bunu nasıl fark edememiştim diye düşünmeye başladı. Aslında Seokjin o lafın altında hiç bir anlam çıkarmamıştı.

"Ne var ve bizden ne istiyorsunuz ve özellikle sen Mingyu sana güvenmiştik pislik bizi nasıl satarsın sen! "

"Oh sakin ol Seokjin kimseyi falan sattığım yok sadece güzel bir iş için bir araya geldik"

"Sen ne saçmalıyorsun böyle, bizimle oynuyor musun "

"Bir bakıma sizinle biraz oynadım çünkü sizin becerinizi Namjoon'a göstermek zorumdaydım "

"Şunu düzgünce açıkla zaten sinirlerim tepemde "

"Oh yaramaz bir kedi. "

***

Nasıldı sizce bu bölüm, bu arada fic tamamen doğaçlama gidiyor. Haberiniz olsun.

Ve şey ya Jungkook'un itiraf yapma bölümü çoooooooooooookkkkkkk klişeydi ve o bölümü pek sevmedim, peki siz beğendiniz mi?

Bu arada Jungkook'u orada konuşturmamın sebebi gerçektende hyungları ile uğraşmayı seviyor oluşu ve biraz deli dolu oluşundan kaynaklanıyor, yani ben o itiraf bölümünü Jungkook'a uygun gördüm. Siz olsanız oraya kimi koyardınız?

Sizce Namjoon ve Mingu'nun aklında ki şey ne. Yazar olmama rağman bende bılmıyom 🤷‍♀️

Görüşürüzzzz .🤧

6 ajan 1 düşman mı? //  Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin