Bölüm 1

19 0 0
                                    

Merhaba ben Doğa. Doğa Keskin. 12 sınıfı bitirmiş üniversiteyi istediği bölümü en çok gitmek istediği ilde kazanmış yaşama sevinci ile yerinde duramayan bir Türk genciyim. Şu an arabamız ile üniversitemi okuyacağım il olan İzmir'e gidiyoruz. Evet tek değilim. Tüm genç kızların hayali olan yalnız başıma , ailemden uzak bir üniversite yaşamı sürmek benimde hayalimdi. Maalesef hiçbir zaman o kızlardan olamayacağım. Çünkü evin tek çocuğu ve doğal olarak tek kızıyım. Bu hayatın çoğu yönünde işime yarasa da maalesef ailem bana çok bağlı olduğu için beni asla tek başıma başka bir ilde üniversite okumam konusunda işime yaramamıştı. Olsun. Ailem yanımda olsa da İzmir ' e taşınıyor olmak benim için büyük bir sevinç meselesiydi. Bu demek olmuyor ki doğup büyüdüğüm şehir olan Malatya'yı sevmiyorum. Malatya benim evim ama bilirsiniz , gençler beni çok iyi anlar, bu yaşlarımızda hep başka bir şehir ilgimizi çeker. Liseye kadar okulumu Malatya'da okudum. Mutluydum ama yüreğimde hep İzmir vardı. Lisede yaşadığım bazı olumsuz durumlar İzmir sevdamı daha fazla körükledi. Şimdi ise hayalimdeki o şehirde yaşamak için gidiyorduk.Çok fazla heyecan vardı yüreğimde. Sabah 06:30 ' da çıktığımız yolumuz 5 saat sonra son bulacaktı. 10 saattir yoldaydık ve ailem yavaştan söylenmeye başlamıştı. Uzun yolculuk sevdalısı benim ise değmeyin keyfime. Kulağımda en sevdiğim şarkı, manzaram gün batımı eşliğinde heyecanım azalmak yerine daha fazla artıyordu. Telefonum çalmaya başladığında başımı telefonuma çevirdim. Arayan en yakın arkadaşım Buse idi. Bekletmeden açtım telefonumu.

- Alooo

- Alooo canım neredesiniz, ne kadar kaldı yolunuz?

- 5 saatimiz kaldı canım. Sen neredesin , ne yapıyorsun?

- Ay daha çokmuş. Dikkatli gidin. Bizde Berk, Uraz, Meryem ile Alcatraz'da takılıyoruz. Selamları var sana.

- Sende selam söyle iyi eğlenceler , tabi bensiz ne kadar eğlenebilirseniz!

- Sensiz Malatya bomboş ya , yokluğun çok belli. Seni şimdiden çok özledik. ∞

- Bende öyle ama her yaz geleceğim yanınıza. Sizde çıkın çıkın gelin İzmir'de ikinci bir eviniz olduğunu unutmayın.

- Tamamdır canım. Şimdi kapatayım, varınca yazarsın. Yolunuz açık olsun.

- Teşekkür ederiz kuzum. Görüşürüz o zaman

- Görüşürüüüz.

Telefon kapandığında yüzümde buruk bir gülümseme oluştu. İzmir'de beni en zorlayacak his özlem hissi olacak gibi görünüyor. Ardımda sevdiklerimi bırakıp gurbete gitmek göründüğü kadar kolay değil gerçekten. İlk hafta bir şekilde idare edebilirdim ama ilerleyen zamanda yüreğimde büyük bir boşluk oluşacağını şimdiden hissediyordum. Evet internet çağındayız , istediğimiz zaman görüntülü görüşebilirdik ama sarılmak gibi olmaz. Yine de çok mutluyum. Yeni bir şehir , yeni bir okul, yeni bir çevre, yeni bir hayat ve yeni heyecanlar...

İzmir sen neymişsin ya! Yarım saattir aynı noktada trafiğin azalmasını bekliyorduk. İzmir Karşıyaka'nın bilmediğimiz bir caddesindeydik. Babamın arkadaşının gönderdiği konumu bulmaya çalışıyorduk. Ama hareket dahi edemezken işimiz fazlasıyla zordu. Derin bir nefes alıp arkama yaslandığımda yüzümdeki gülümseme bu trafiğe rağmen silinmemişti. Hayalimdeki okul ve şehir için bu trafiği çekmeye razıydım. Ama bu annem ve babam için geçerli değildi. Malatya'nın fazla olmayan trafiğine bile dayanamayan babam derinden bir "off" çekti. Sonunda yavaşta olsa trafik ilerlemeye başladığında bizde öndeki araç ile beraber hareket ettik. Navigasyon sol taraftaki yola dönmemizi isterken onu dinledik. Caddeden sokağa dönüş yaptığımızda üçümüzde rahatlamış bir şekilde nefes aldık. Sonunda kurtulmuştuk trafikten. Navigasyon bir sağa, bir sola döndürürken bizi yarım saat sonra varmıştık babamın arkadaşının evine , pardon villasına. Burası izmir'in kalabalığından uzak bir villa şehir gibi bir yerdi. Hayranlıkla bakarken ben , anne ve babam çoktan arabadan inmişlerdi. Bende şaşkınlığımı atlatıp indiğimde arabadan babamın arkadaşı Suat amca , yanında eşi Ayşegül abla anne ve babamla selamlaşıyorlardı. Konuşmaları bittiğinde Suat Amca ve Ayşegül Abla bana dönüp " Doğa , canım sende hoş geldin. Ne kadar büyümüşsün, güzeldin daha da güzelleştirmiş zaman seni." Dediler. Bende gülümseyip " teşekkür ederim , hoşbulduk" diyerek karşılık verdim. Daha fazla beklemeden arabadan eşyalarımızı alıp görkemli villaya doğru ilerledik. Sarı renk ile boyanmış , ışıklar ile süslenmiş, tam göremesem de görkemli bahçesi olan bu villada bir süre misafir olacaktık. Okulum kesinleştiğinde babam anında Suat Amca ile iletişime geçmişti. İzmir' i bilmediğimiz için rehberimiz Suat Amca olacak. Benim okul seçimim ve burada yaşayacağımız evimizi hep o ayarlamıştı. Okulumun tercihini yapmıştım. İzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuyacağım. Fazlasıyla heyecanlı ve mutluyum. Evimiz ise şu an tadilatta olduğu için bir süre Suat Amca ve ailesinin misafiri olacağız. Bu biraz gerilmeme sebep oluyor. İçe dönük bir insan olduğum için haftalarca başka bir ailenin yanında, başka bir evde yaşayacak olmamız geriyor beni. En güzeli için sabretmem gerekiyor. Suat Amca ve Ayşegül Ablanın ayrıca 2 oğulları var. Demir Abi ve Doğaç. Babam yolda gelirken anlatmıştı. Demir Abi İstanbul'da İnşaat Mühendisliği son sınıf öğrencisiymiş. Doğaç ise benimle yaşıtmış ve İzmir Üniversitesinde Halka İlişkiler okuyormuş. Biz çok küçükken babalarımız çok yakın arkadaşlarmış , daha sonra Suat Amcanın işlerinden dolayı İzmir'e taşınmaları ile kopmuşlar. Kopmalarına rağmen iletişimleri hiç kopmamış. İkisi de işlerinden dolayı yüzyüze görüşememişler ama hep telefon ile görüşüyorlarmış. Açıkçası babamın arkadaş çevresi çok olduğu için tanımadığıma şaşırmayın derim. Ki içe kapanık olduğum için kimse ile iletişim kurmazdım. Ailem buna çok tepki verseler de önleyememişlerdi.

Gözlerimi yavaşça araladığımda ilk birkaç saniye nerede olduğumu anlayamadım. Daha sonra yaşadıklarım bir bir gözlerimin önüne geldiğinde kocaman bir gülümseme yer etti dudaklarımda . İzmir'de babamın arkadaşının evindeydim. Artık İzmir'de yaşayacaktım. Yanımda bulunan telefonumu alıp saate baktım , sabah olmuştu. Geldiğimizde yol yorgunu olduğum için yemek yiyip uyumuştum. Çok güzel bir uykunun ardından kendimi fazlasıyla dinç hissediyorum. Oyalanmadan yataktan kalkıp odanın içinde bulunan banyoya geçtim. Soğuk suyu açıp önce yüzümü bir güzel yıkayıp serumumu sürdüm daha sonra kremimi de sürdüğümde işim bitmişti banyoda. Odaya geri dönüp valizimde bulunan çiçekli elbisemi aldım. Hava fazlasıyla sıcaktı ayrıca bugün okuluma gidecektik tanımak için bu yüzden çiçekli sıfır kol , diz kapağımda biten bu güzel elbise bugün için en güzel tercih olabilir. Saçımı da arkadan ördükten sonra çiçek kokulu parfümümü sıkıp odadan ayrıldım. Odamın hemen karşısında bulunan merdivenlerden inerken burnuma çok güzel kokular geliyordu. Merdivenden indiğimde merdivenin hemen karşısındaki salonda babam ve Suat Amca muhabbet ediyordu onlara " Günaydın" dedikten sonra mutfakta kahvaltı hazırlayan annem ve Ayşegül Ablanın yanına geçtim onlarla da bir günaydın faslı yaşadıktan sonra mutfaktan bahçeye geçtim. Bahçenin güneş almayan kısmında bir masa vardı, masanın üstü türlü yiyecekler ile donatılmıştı. Gözümü kapatıp anın tadını çıkardım. Kuşlar ötüyor, mis gibi koku etrafa yayılıyor. Gün güzel, hayat güzel, yeni başlangıçlar çok güzel. Yeni hayatımı selamladım. Beni bulacak güzelliklere kucak açtım.








Herkese merhabalaar. Yıllar sonra yeniden merhaba Wattpad! Bu hikayeyi 2013 yılında yazmaya başlamış daha sonra bırakmak zorunda kalmıştım. Şimdi ise yine yeniden buradayım ve çok özlemişim Wattpad'i umarım seversiniz Pembe Papatyalar evrenini , diğer bölümde görüşmek üzere. Kendinize çok iyi bakın.   - Vera

SOSYAL MEDYA HESAPLARIM HESABIMBA BİOGRAFİ KISMINDA MEVCUT..

PEMBE PAPATYALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin