3.

686 167 146
                                    

Okumadan oy atın, unutuyorsunuz 🙂

Uykuyu çok seven ben bugün normal saatimden çok daha erken uyanmıştım.

Tabii benim için zor olmuştu... O yüzden yatakta biraz hayatı sorgulamıştım. Sonunda kendime gelip kalktım.

Duş alıp üstümü giydim ve mutfağa gittim. Dün yaptığım keki bir kaba koydum.

Minho'nun kahvaltıyı yapmadığını öğrendiğim için dün ona yaptığım keki.

Kabi kapatırken ayağımdaki acı ile çığlık attım. Kötü köpek, ayağımı ısırmıştı!

Ters ters ona bakarken mamasını koymadığımı farketmiştim. Gözümü ondan çekmeyerek kötü bakışlarla ona mama koydum.

Bbama mamasını yerken yanına oturdum ve kulağını ısırdım.

İntikam! -hiç umrunda olmadı-

Kapıdan çıkacakken aklıma birşey gelmişti. Hemen eve geri girdim ve önemli birşey alıp çıktım.

Bugün mecbur yürüyerek gidecektim.  Çünkü tek gitmiyordum.

Bbama'yı yanıma almıştım.

Bu küçük suçluyu hapse atacaktık!

Giderken kahveciden kahve aldım.

Karakolun önüne geldiğimde Minho Hyung'u çağırmalarını istemiştim. Tabii doğal olarak zorlamışlardı...

Minho çatık kaşları ve ciddi suratıyla gelmişten beni gördükten sonra yüzü yumuşamıştı. Bbama'nın taşmasını kısa tutuyordum çünkü her an Minho'nun üstüne atlayıp koklayabilirdi.

"Jisung, burda ne işin var?" Dedi, bende elimdeki poşetleri ona uzattım.

"Sana kahve aldım ve kek yaptım. Malûm kahvaltı yapmıyorsun." Dedim ve sert olduğunu düşündüğüm şekilde bakmaya başladım.

Tabii gülmeye başladığında sert olmadığını anlamıştım.

"Hiç gerek yoktu aslında-" derken hala ona olan bakışlarımı farkedip elimden poşetleri almıştı.

"O kadar uğraşmışsın teşekkür ederim."  Dedikten sonra yere doğru eğildi ve Bbama'ya karşı " Hırsız bu mu?" dedi.

"Evet! Her eşyamı çalıyor!" Diye yakınırken tasmasını gevşetmiş olabilirim...

Minho'nun üstüne atladı ve hızlıca koklamaya başladı.

Yavaş oğlum, ben bu kadar hızlı değilim...

Minho, Bbama'yı durdurmak için kucakladı ve 'bu seferlik affediyorum' dedi.

"Ya bu hırsıza niye ikinci bir şans veriyorsun! Hırsızlara da mı böyle yapıyorsun!" Bbama'yı yere bıraktı ve,

"İnsanların çoğu ikinci şansı haketmez ama hayvanların her zaman şansı vardır" dedi. Kafamı salladım.

"Ben artık işe gidiyorum o zaman komiser bey" dedim Minho karşılık olarak kafasını salladı ve gülümsedi. Minho Hyung'a hızlıca sarıldım ve işe gittim -doğrusu kaçtım-.

Gittiğim gibi önlüğümü giydim, erken gelmeme şaşırmışlardı. Tabi Jeongin, Bbama'yı gördüğü gibi yanına koşmuştu.

"Terbiyesiz ekmek! Önce hyung'una selam vermen gerekiyor."

Bbama'ya odaklanmıştı ve beni umursamamıştı. Mırıldanarak söyledikten sonra Felix'in yanına gittim ve yardım etmeye başladım.

Şükür ki Café'miz de hayvan yasak değildi. -yasak olsaydı başta ben olmak üzere çoğumuz kovulurduk-

Bugünlük Bbama kafe de maskot rolü gördüğü için çoğu insan sırf Bbama için geliyordu.

Eh işimize geliyordu.

Arka tarafa geçtim ve bulaşıkları yıkamaya başladım. Belli bir işimiz yoktu, iş bölüşmesi yapıyorduk ve hepimiz bundan memnunduk.

Felix bulaşık getirdi ve "Bugün beraber dışarı çıkalım mı?" Bugün yine Minho Hyung'un yanına gitmeyi planlıyordum aslında.

"Birine sormam lazım Lix, müsait değilse sizinle gelirim."

"O polis değil mi? İkinci plana attın bizi hyung" diyerek dudağını büzdü. Ciddi olmadığını bildiğim için 'isine dön' diyerek yanımdan gönderdim.

Saat çoktan geçmişti ve Minho Hyung'dan bir cevap gelmemişti. Müsait olmadığını ve olmayacağını anladım. Diğerleri kafeyi temizlerken yanlarına gidip yardım ettim ve "nereye gidiyoruz" diye sordum.

"Hyung~ ben çok yorgunumm. Senin eve gidelim film falan izleriz~" dedi Jeongin. Sabah bana yaptığını unutmadığım için duymamazlıktan gelirken Felix'de bunu önerdiği için oyun bozanlık yapmak yerine kabul etmek zorunda kalmıştım.

"Arabamı getirmedim, seninkiyle gideriz Lix." Dedim. Kafasını salladı ve işlerimizi bitirip çıktık.

Arabaya bindik, Jeongin öne oturmak ist de onun küçük olduğuyla alakalı öğütler vererek onu bunalttım ve sonuç olarak öne oturdum.

Karakola yaklaşırken Minho Hyung'u görme umuduyla Felix'i yavaş geçmesi için dürttüm. Tabii oradaydı!

Birisini ters kelepçelemiş, polis arabasından indiriyordu. Yalan söylemeyeceğim, beni çok yükseltiyordu.

Karakolun önünden geçmemize rağmen hala arkaya baktığım için diğer ikili benimle dalga geçmeye başladı.

"Bbama'yı üstünüze işettirirsem görürsünüz Hyung'la dalga geçmeyi!" Bunu demem ile Jeongin kucağında uyuyan  köpeği uyandırmadan arabanın koltuğuna koymuştu.

Eve gittiğimizde Felix ile film gecesi için gereken malzemeleri ayarladık. Ben yiyecekleri hazırlarken Felix ise odayı hazırlıyordu. Herşeyi hazırlayıp oturduk.

Jeongin dışında. O geldiğinden beri oturuyordu. Gün boyu sadece kendi çalışmış gibi yorgundu. Normalde döverim fakat bebek olduğu için karışmıyordum.

Rahatça yayılmışken "Film seçtiniz mi?" Diye sordum. Felix seçtiğini söyledi. Bari film seçseydin Jeongin?

"Polisiye," diyerek Felix konuşmaya başladı. "Malûm izlerken aklına birisi falan gelir diye." bana bakmasıyla yüzüne yastığı vurmam bir olmuştu.

Başrol yakışıklı bir polisdi. Tabii Minho daha yakışıklıydı orası ayrı.

Felix'in dediği gibi izlerken aklına Minho geliyordu.

Felix ise bana sürekli ima yapıyordu.

Film bitti...

Polis öldü...

Duygusal biri olduğum için ve polisi Minho olarak hayal ettiğim için gözlerim dolmuş olabilir...

Jeongin gülerken Felix benden kaçmaya başlamıştı. Jeongin'i tehtid ettiğim için gizlice gülmüştü.

Bende Felix'i uyuyana kadar dövdüm.

Haketmişti...

............................................................................

Böyle bir fic mi varmış ae

Neyse oy ve yorum atın cabuk atarım
(üşenirim)

Café / minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin