4.

557 122 173
                                    

aga ölmüşüz ya

Günüm gayet güzel geçmişti. Hatta eve gidip haşmetli polisime yazmayı düşünüyordum. Tabii benim planlarım tutar mı?

Hiç sanmıyorum.

Evde -daha doğrusu yerde- sırt üstü uzanmış tavanı inceliyordum. Neden mi?

Depresyondayım, bulaşmayın.

Köpek bile anlamadı... Ne yapıyor bu salak bakışı atıyor.

Arkadaşlarıma depresyondayım diyerek fotoğraf atacakken telefonu açtığım gibi yine aynı fotoğrafı gördüm. Ekranı kapattım, yoksa telefonu kıracaktım.

Benim haşmetli polis Minho'm, bir kızla neden kalpli fotoğraf atıyor...

Halbuki çok gay görünüyordu...

Duygularımla oynadı...

İntihar mı etsem napsam?

O kızı öldürsem gelir miydi ki? Tutuklardı, hapis yatardım. Her gün de kontrole gelirdi hasmetlim... Yine saçmalıyorum.

O kızı öldürsem benden nefret ederdi tabii. Felix'i mi denesem?-

Ay ay ay I'm your little butterfly...
Green, black and blue...
Make the colours in the sky...

Telefonu kim olduğuna bakmadan açtım ve konuşmasını bekledim. Ki baktım ses gelmiyor nazikçe konuştum.

-Ne var?

- Bağırmayacak mısın?

-Niye bağırmamı bekliyorsun Felix?

-Hani gecenin 3'ü uyuyorsundurdur fal-

-Oha bu saatte niye arıyorsun öküz.

-Onu boşver senin polis bizim evin önünde ve sorun bu değil. Yani tanıdığımız biri tutuklanmış olabilir ama olmayadabilir. O yüzden çabuk gel.

Diyerek kapatmıştı. Tanıdığımız biri? Jeongin? Ona birşey olmaz. O tatlı suratıyla elleri kanlar içinde olsa ve size reçel dese inanırsınız.

Jeongin olsa aramazdı bile.

Kesin gelmem için ' tanıdığımız biri' dedi katil civciv...

Evlerimiz yakın olduğu için hızlıca gitmiştim zaten.

"NOLUYO KİM ÖLMÜŞ BURDA!"

Elleri arkadan bağlanmış yüzünü göremediğim biri, kenarda duran teyzelerin yanında teyzelere ayak uyduran Jeongin, bana ne bağırıyon bakışı atan felix ve kenarda duran polis (minho).

"Ah ah ne olmuş burda Felix'im tanıdık dedin geldim." Diye dramatik şekilde sarıldım. İttirse de gayet üzücü bir an.

"Tanıyor musun Jisung?"

"Kimi polis bey." Dedim yapmacık bir gülümseme ile. Diğer polislerin yanına ilerleyince yanında gittim, çünkü Jisung kimsenin peşinden gitmez! -ozellikle başka bir kızla fotoğraf atan Minho'ların-

Changbin'i göstererek,

"Kavgaya karışmış olayı daha detaylı bilmiyorum ama sorguda öğreneceğim."

"Jis, Felix'e yavşadılar. Ama sen birde Chan'ı gör. Bende bes yara varsa Chan'da on yara var."

Minho hala sorduğu soruya cevap beklercesine bana yan gözle bakıyordu.

Café / minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin