kendimize söylediğimiz yalanları yalanlama

18 2 0
                                    

17.04.2019

"Güzelliğinin farkında olmayan insanları sanırım hiç anlamayacağım."

"Bir kadın değilsin Atlas. İnsanların ne kadar acımasız olabileceğini bilemezsin." dediğimde haklısın dercesine başını salladı.

"Annem de hep bana senin söylediğin şeyi söyler biliyor musun?"

"Hayatımdaki gördüğüm en güzel kadınlardan birisin inan bana Gökçe." Parmağıyla kendini gösterdi. "Bu çocuk asla yalan söylemez."

Bunu dediğinde mahcup bir şekilde gülümsedim. Kurduğu cümledeki tek bir kelimeye bile inanmamıştım. Hayatım boyunca kendime karşı acımasız olmuştum. Ceren de hep bana söylerdi ne kadar güzel olduğumu, ama sonra ona bakardım ve onun kadar öpülesi dudaklarım, güzel bir burnum olmadığını fark ederdim.

"Büyüdüğüm halde bazı şeyleri kabullenemiyorum Atlas." dediğimde merakla bana döndü. "Herkesin herkesi farklı gördüğünü, farklı anladığını..." dedim ve seslice gülümsedim. "Hatta biliyor musun bazen konuşurken aptal gibi hissediyorum." dedim hafifçe titreyen sesimle.

"Normalde seni çok iyi anlarım." dedi ve sonra bana baktı. "Ama konuşmayı en sevdiğim kişi sensin. O yüzden zorlanıyorum." dediğinde gülmüştüm seslice. Beni birkaç kelimeyle bu kadar mutlu etmesi hoşuma gidiyordu.

..

Atlas'ın beni ağlarken yalnız bıraktığı düşüncesi asla kafamdan çıkmıyordu. Bunu bana nasıl yapabilir? Diye sorgulayıp durdum. Ama sonra beni dört yıl boyunca terk ettiği aklıma gelince, beklentilerime güldüm. Kendimle bu sefer ben alay etmek istedim bu kadar aptal olduğum için.

Derin derin nefesler alarak eve girdim. Kilidi açıp eve girince gördüğüm kişilerle bir miktar da olsa şok olmuştum. Ozan ve Tuana bir köşede oturmuş uzanıyordu, Batu ise tezgaha kollarını uzatmış bir şekilde düşünüyordu. Beni gördüklerinde ilk aklıma gelen nasıl göründüğümdü. Maskaram akmıştı yüzüm gözüm ağlamaktan şişmişti. Beni hiç uyarmadığı için Tuana'ya bir bakış attım. O ise Batu'tu göstererek mahcup bir şekilde gülümsedi.

Batu'ya döndüğümde ise, dudağının kenarındaki yarayı görünce bir miktar da olsa suçlu hissetsem de, onu bunu yapmaya zorlamadığım aklıma geldi. Sürekli karakterimi geliştirmeye çalışıyordum, her ne kadar çoğu zaman yerimde saysam da.

Benim hatam değil

Benim hatam değil.

Batu tam yanıma gelecekken elimle dur işareti yaptım. "Şu an konuşmak istemiyorum gerçekten." dediğimde yalvarır bir şekilde baktı. Boynundaki damarlar gerginlikle sertleşti ve yutkunurken adem elmasının hareketini gördüm. Onu üzemeyeceğimi fark ettim. Çünkü kabul etmesem bile şu an dudağındaki yara için kendimi suçluyordum.

Ardından kafamı salladım ve odamı işaret ettim. İlk öpüşmemiz benim odamda olmuştu. Üniversitenin ikinci senesi beraber gece dışarı çıkmıştık.
İkimiz de çakırkeyiftik, birbirimizden o zamanlar da hoşlanıyorduk. Ama tabii ki o zamanki duygular bu kadar yoğun olmadığı için, eğlenceli geliyordu. Acı vermiyordu bu saf duygular.

Duygularımız birer çocukken, bir anda yetişkin olmuştu. Karın ağrıları da o zaman başlamıştı.

Şimdiki halimiz ise sadece trajikomik geliyordu bana. İkimiz de benim yatağımın uçlarına oturduk o bedenini tamamen bana döndürdüğünde ben de ona döndüm. Yüzüm gözüm ağlamaktam şişmiş ve kızarmıştı beyaz tenli olmanın en büyük kötülüğü buydu sanırım duygularımı saklayamamak.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 10, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

beni bıraktığın yerdeyim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin