11

143 10 6
                                    

*Jimin'in anlatımından

Aramızdaki anlaşmazlıklar ve gereksiz kıskançlıkların nihayet son bulduğu ve birbirimizi bedenen ve ruhen tatmin ettiğimiz gecenin ardından Yoongi'nin yatağımda yarı çıplak uyuyan bedenine göz gezdirdim ve ikimize güzel bir kahvaltı hazırlamak için sessiz adımlarla mutfağa yöneldim.

Birbirimizi deliler gibi kıskanıyorduk ve bunu herkes biliyordu. O, beni Jackson'dan kıskanırken ben onu herkesten kıskanıyordum ki yıllarca burada olmadığımın bilincinde olarak etrafında olan insanların sayısını düşündükçe kahvaltı hazırlarken kullandığım bıçağı herkesin üzerinde kullanmak istiyordum. Tabii ki de şaka.

Arkamızda bir kaos bıraktığımızın farkındaydım keza sabah uyandığımda yaptığım ilk iş telefonuma gelen Kakaotalk mesajları olmuştu ve kelimenin tam anlamıyla saklanacak hiçbir şey kalmamıştı. Diğerlerinin ikimizden şüphelendiklerini geldiğim günden beri hissediyordum fakat onlarla açık açık bu konuyu konuşmak için biraz zamana ihtiyacım olduğunu hissetmiştim ve her şey bu noktadan sonra karışmıştı.

Aslında diğerlerinin bunu asla yadırgamadıklarını ve bizi desteklediklerine dair yüzlerce mesajı okuduktan sonra biraz olsun rahatlamıştım. Onlarla yıllarca iletişim kurmadığım ve hastalığımı sakladığım için kendimi suçlu hissediyordum ve bu nedenle geri dönüşümden sonra bir de üzerine Yoongi'ye olan aşkım onları bir hayli şaşırtabilir hatta hayatlarına bir bomba gibi düşebilirdi. Fakat onlar tahmin ettiğim gibi tepkileri vermek yerine bize destek olmuşlardı.

Hazırladığım kahvaltılıkları masaya yerleştirdikten sonra kahve makinesinin düğmesine bastım ve ikimiz için taze çekilmiş filtre kahve koydum. Kahveler olurken yine sessiz adımlarla yatak odasına ilerledim ve kapının aralık kısmından uyuyan bedenini izledim. Uyurken oldukça masum bir kedi gibi görünüyordu. Usulca yanına yaklaştıktan sonra bedenimi bir külçe gibi üzerine attım. Ağırlığım ile uykusundan uyanarak homurdanmaya ve üzerindeki yorganla birlikle yüzünü kapatmaya başladı.

''Uykucu kedi artık uyanmalısın!''

Ağlamaklı sesler çıkartarak daha da yorganın içine gömüldüğünde hızla yorganı üzerinden attım ve karnının üzerine oturdum. Hala daha gözlerini açmamıştı. Fırsattan istifade ederek yüzüne doğru eğildim ve hıncımı alırcasına suratını iki elimle sabit tutup her yerine öpücükler kondurdum.

''Jimin lütfen biraz daha uyumak istiyorum!!''

Kıkırdayıp minik parmaklarımı çıplak üst bedeninde gezdirdim ve onu gıdıkladım. Nihayet uyanmış ve bana tepki vermeye başlamıştı.

''Sabah sabah canın oyun oynamak istiyor herhalde?'' demişti bileklerimden tutup öperken. Bileğime değen dudakları içimi sıcacık yaparken sakinlemiştim.

''Kedi oynatıyorum işte fena mı?'' dedim tek kaşımı kaldırarak ve ben daha ne olduğunu anlamadan kendimi onun altında buldum. İki elimi başımın üzerine sabitleyerek dudaklarıma doğru eğildi.

''Sen böyle her sabah benimle tatlı tatlı oynayacak mısın?''

''İstersen daha fazlasını da yapabilirim..''

Bu cesaret nereden geliyordu bilmiyordum fakat aklım , kalbim, ruhum ve bedenim ile tamamen ona aittim ve bana istediği herşeyi yapabilirdi. Yine de beni çok güzel seviyordu. Bu nedenle burnumun ucundan öperek öpücüklerini çeneme ve boynuma dağıttı. Tereyağı gibi eriyordum kollarında.

''Kahvaltı hazırladım ikimize.'' dedim dudaklarından bal bir öpücük çalmadan önce.

Ağırlığını üstüme verdi ve başını boynuma gömerek çok derin bir nefes aldı ve orada soluklandı. Gözlerini dahi kapatmıştı.

You know-I Know | YOONMIN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin