1. "Mandu"

38 5 3
                                    

Dikiz aynasına baktığımda polis arabasının hala arkamda olduğunu görmüştüm. Gaza daha çok bastım. Onları atlatmak zorundaydım. Yolda çok fazla arabanın olmasını fırsat bilerek makas attım ve ara sokağa girdim. Onları atlattığımı biliyordum ama yakınlarda olabilirlerdi. "Polisleri atlattın mı?"
Elleriyle kamyonetin arkasındaki perdeyi çekmiş alaycı alaycı konuşan bedene baktım. "Sence?" diyip sırıtmıştım. Karnından gurultular geliyordu. Acıktığı belliydi. Yan koltukta duran telefonu elime aldım. Heralde mandu yerdi. Yemezse ben yerim onun kinide. Sipariş vermek için tam arayacaktım ki aklım yerine geldi. Yakalana bilirdik. Bu yüzden gidip kendim almalıydım.

Arkama dönüp perdeyi açtım. Yatakta yatıyordu. "Marketten mandu alıp geleceğim" tek yaptığı homurdanıp beni onaylamaktı. Kamyonet ten inip iki sokak ötedeki markete yol aldım.

7 aydır onunla birlikteydim. Onunla ilk karşılaştığım da sokakta birileriyle kavga ediyordu. Korkmuştum sadece onu duvarın arkasından izlemiştim. Çok dayak yemişti bu yüzden onu dövenler uzaklaşınca yanına gitmiştim. O zaman tanışmıştım. Ona yardım etmek için evime götürdüm. Pansuman yaptım. Hergün evimin önünden geçmeye başladı. Bir zaman sonra dayanamayıp neden etrafımda dolandığını sordum. Bana örgütlerinden bahsetti. Liderlerinin ona yardım ettiğim için bana özel olarak teşekkür etmek istediğini söyledi. İlk başta kabul etmedim ama birgün kendimi onların gemisinde buldum.

𝟙𝟝 𝔼𝕜𝕚𝕞 𝟚𝟘𝟚𝟚

Hiç birşey göremiyorum. Öldüm mü ln yoksa¿ Yavaş yavaş karanlık yerini beyaza bıraktığında anladım. Ölmemişim. Güneş gözümü acıtmaya başladığında olduğum yerde oturur pozisyona geldim. Burası... Ben şuan bir gemideydim. Üstelik bu normal bir gemide değildi. Korsan gemisine benziyordu.

"Uyadın mı?" aniden gelen sesle yan tarafıma döndüm. Bu San dı. "Ben bir gemideyim? Ne oluyo San? Buraya nasıl geldim? En son kamyonetteydim" Aklımda bir soru vardı. "Sakin ol Wooyoung ah, şuan bizim gemimizdesin. Liderimiz seninle konuşmak istiyor. O yüzden burdasın" Yok ben kafayı yiyeceğim. "Ln oğlum manyak mısın sen. İstemiyorum dedim ya. Anlamıyo musun? Hadi diyelim illa getirecektiniz. Uyutup mu getirmeniz gerekiyo ln? Kaçırır gibi." Ben burda çıldırmışım adama bas bas bağırıyorum o ise sadece dudak büzüyor. Hey yarabbim.

Adım sesleri duyduğum gelen kişinin tam bir korsan gibi giyindiğini gördüm. Yaşadığımız yılı bilmesem onun gerçek bir korsan olduğunu düşünürdüm. "Ztn öyleyim" Ne? O demin önce benim iç sesimi mı okudu. "İç sesini okumadım sesli düşünüyorsun" Bir an rahatlamıştım ama hala niye böyle giyindiğine anlam veremiyordum.

"Masaya oturalım istersen?" Önümden geçip demin önce yatmış halde olduğum yere oturdu. San ve deri ceket giymiş diğer adam ise önüne bir masa çektip sandalye koydu. San kaş göz haraketi yapıp oturmamı işaret ediyordu. Tereddüt etmiştim ama gidip oturdum.

"San'a yaptığın iyiliği duydum ve bunun için sana özel olarak teşekkür etmek istedim. Ayrıca San seni bana çok övdü." San beni çok mu övmüş. Neyimi övmüş ln bu andaval.

"Öyle mi? Tam olarak neyi mi övdü acaba?" dedim. "Seni uzun zamandır izliyo. Bu yüzden nerde ne yaptığını, insanlara karşı davranışını, hepsini biliyo. San sayesinde hakkında bilgi sahibi oldum."

Vay amk! Demek bu yüzden beni takip etmişti. Hakkımda onlara bilgi topluyordu. Ulan San, ulan San.
"Ayrıca sana bir teklifinde var Wooyoung." Ne teklifi anasını satayım ya? Kafayı yicem şimdi. İki saattir ne yaşıyorum amk ben? "Aramıza katılmanı istiyoruz." Ne diyo lan bu adam. Aranız? Kaç kişisiniz amına koyayım.

𝔾𝕦̈𝕟𝕦̈𝕞𝕦̈𝕫 𝟙𝟝 𝕋𝕖𝕞𝕞𝕦𝕫 𝟚𝟘𝟚𝟛

Tekliflerini ilk başta kabul etmese𝚖de işte şimdi onlarlaydım. Beraber para kazanıyorduk. Ve bunu yaparken her boku yiyorduk. San iyi bir arkadaştı. Hongjoong iyi bir liderdi ve bu güne kadar tanıştığım en zeki insandı. Bu arada deri ceketli adam Seonghwa. Fena bir karizması var.

PIRATE SHIPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin