"Birlikte yaşayalım." dedi Hoseok. Min Yoongi'ye aşık olmak için sadece 100 günü vardı. Beraber yaşarlarsa işi kolaylaşırdı. Anlık bir kararla bu sözler ağzından çıkıvermişti işte.
"Ne?" dedi şaşkınlıkla Yoongi. Bu ölümlü gerçekten onunla yaşamak mı istiyordu. Diğer insanlardan epey farklıydı gerçekten. Sonra ekledi.
"Emin misin?" diye sordu."Evet, hayır yani evet hayır!"
Hoseok başını evet dercesine salladı. Sonra da hayır dercesine salladı. Eli ayağı dolaşmıştı. Cidden ne yapıyordu şu an? Ben salağım. Gerçekten çok salağım diye geçirdi içinden. İyi ki Yoongi onun aklını dinleyemiyordu şu an.Yoongi gözünü devirdi ve beraber Hoseok'un evine doğru yürümeye devam ettiler. Evin içine girdikleri an Yoongi'nin yaptığı hareket Hoseok'un şaşırmasına yol açtı. Evi oldukça genişlemişti. Hoseok'un evi, Yoongi'nin eviyle birleşmişti! Hasta çocuğun salonunun yanında Kıyamet çocuğun oldukça büyük ve pahalı gözüken eşyalarla dekore edilmiş koyu renkli salonu vardı. Ayrıca başka kapalı kapılar da vardı. Yoongi kendi salonuna ait siyah deri koltuğa oturup kitabını okumaya başladı. Aslında kitabı okuduğu yoktu sadece elinde tutup ara sıra sayfalarını çevirirdi. Hoseok ise Yoongi'nin evini geziyordu. Her yere meraklı gözlerle bakıp tüm eşyalara dokunuyordu. Bazen bu pahalı mı , bunu nereden buldun gibi sorular sıralıyordu koltukta oturan çocuğa. Yoongi'nin şu an onu çok da taktığı söylenemezdi kitaba odaklanmış gibi duruyordu. Ama Hoseok onun kitabı okumadığını fark etti.
"Kaç dakikadır aynı sayfadasın. Kitabı okumuyorsun bile." dedi Hoseok alaycı bir gülümsemeyle.
"Hayır okuyorum." diye yalan söyledi Yoongi. Hoseok bu yalana inanmadı. Yine de üstelemedi.
Kapı zilinin çalmasıyla Hoseok telaşla Yoongi'ye döndü ne yapacağız diyen bakışlar atıyordu ona.
Yoongi'yse gayet rahattı. Umrumda değil gibi bakışlar atarak karşılık veriyordu.Kapının yumruklanmaya başlamasıyla Hoseok, Yoongi bir şeyler yapar diye ümit ederek kapıyı açmaya gitti.
Gelen kardeşiydi. Yaramaz çocuk diye geçirdi içinden. Yine bir haltlar yemiş olmalıydı.
"Abi! Ben geldim. Bak en sevdiğin yemekten de getirdim." diye abisinin boynuna atladı.
Evet, yemek getirdiğine göre gerçekten bir haltlar yemişti. Kardeşi içeri geçtiğinde evin eski haline dönmüş olmasıyla rahatladı Hoseok.
Ama tam o sırada evin içinde bir ses yankılandı.
Kapı çarpılma sesiydi bu.Kardeşi "Abi evde biri mi var?" diye sordu Hoseok'a.
"Yok, hayır. Rüzgardan olmuş olmalı." diye geçiştirdi kardeşini. Kardeşi inanmamıştı çünkü evde açık tek bir pencere bile yoktu. Zaten evinde düzgün bir pencere de yoktu.
"Abi! Yoksa sevgili mi yaptın?" dedi heyecanla ve evin tüm kapılarını açmaya başladı. Zaten sadece banyo ve yatak odasının kapısı vardı.
Banyonun boş olduğunu görünce Hoseok'un yatak odasının kapısını açtı kardeşi.
Hoseok kesinlikle Min Yoongi'yi kendi yatağının üstünde bir eli belinde yan yatmış ve sırıtarak görmeyi beklemiyordu. Bu çocuğun güçleri falan yok muydu? Gidemez miydi? Yatağının üzerinde durmak zorunda mıydı? Bari düzgün dursaydı. Hem rahatça duruyor hem de pişkin pişkin sırıtıyordu. Kendine eğlence arıyor olmalıydı.
"Sana inanamıyorum! Gerçekten sevgili yapmışsın ben şakasına demiştim oysa. Hem de senin yatağında yatıyor! Abi çok fenasın!"
Hoseok kardeşine
"Saçmalama ne sevgi-" diyordu ki sözü kesildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kıyamet emrinizde | sope
Fanfiction100 günlük anlaşma sonucu ya kıyametin kopmasını dile ya da en sevdiğin kişiyi yok et. Kısa bir ömrü kaldığını öğrenen Jung Hoseok ve dünyanın sonunu getirecek doğaüstü bir güce sahip olan Min Yoongi, hayatın ve aşkın gerçek anlamını keşfeder. Doom...