kıyamet emrinizde | sope

Keşke Ölsen

"İşe gitmiyor musun?" elinde tuttuğu gazeteyle ilgilenen Yoongi, televizyon karşısında mısır gevreğini yiyen Hoseok'a sordu.

"Bugün hafta sonu." dedi hasta oğlan gözleri hala televizyondayken.

"Peki." kıyamet oğlanın gözleri de hala tuttuğu gazetedeydi. Bakışlarını gazeteden çekip küçük salonunda oturan çocuğa baktı ve konuşmaya devam etti. "Şu dün geceki rüya..."

"Şimdilik affetmeye karar verdim."  kıyamet oğlanın sözünü bitirmesine fırsat vermeden konuşmuştu. Gözleri hala televizyondaydı.

Yoongi ona bakarak sordu.
"Ne?"

"Affettim diyorum." ağzına elindeki paketten bir mısır gevreği daha attı televizyonu son dikkat izlerken.

Yoongi'yse elindeki gazeteyi bıraktı.
"Sen kimsin de?"

"Seni sevmeye çalışan bir insan."
Hoseok, Yoongi'ye bakmamaya kararlıydı anlaşılan. "Aşk affetmekle başlar."

-

"Aynı bile değiliz. İnsan haliyle beni affetmiş." sinirle konuşmuştu kıyamet oğlan yanında Tanrıyla beraber hastanenin bahçesinde otururken.

"Aynen öyle. Hem aşk nefretle başlar." dedi tanrı kız elinde tuttuğu küçük yoğurt kabını açmakla uğraşırken.

Kıyamet oğlan başını yana çevirip kıza baktı.
Sonunda kabı açmayı başarmış kız ise kaşıkla elindeki meyveli yoğurttan yerken konuşmaya devam etti.
"Kaldı ki nefret etmen lazım ki affedesin."

"Ben seni affetmeyeceğim. Bugünlük ateşkes ilan ettim sadece." dedi Yoongi yanındaki küçük kıza bakarak.

Küçük kız, kıyamet oğlanın yüzüne baktı. Ardından geri önüne döndü. Gülümsedi ve konuşmaya başladı.
"Konuşacak kimsen olmadığını biliyorum.
Ben de aynıyım çünkü."

Yoongi iç çekti.
"Git gide sinirime dokunuyor bu Jung Hoseok."

-

Jimin'in kafesini hafta sonları da açardı. Hoseok'un kardeşi bugün birazcık da olsa çalışıp sarı saçlı oğlana destek olacaktı.

"Ben geldim!"

"Gelmene gerek yoktu. Gidebilirsin." dedi barista oğlan gelen kendisinden küçük gence bakarak.

"Yardıma ihtiyacın olur diye düşündüm. Her konuda sana destek olurum hyung!" gülümseyerek konuştu.

"Her konuda mı? Sağ ol. Sana bir kahve yapayım da oturup konuşalım." belki dertleşmek iyi gelirdi.

Uzun uzun konuştuktan sonra Jimin artık gidebileceğini söyledi genç çocuğa.

-

Hasta oğlan evinde çamaşırları katlıyordu. Yerde otururken önünde duran kıyafetleri katlayıp alçak masanın bir köşesine diziyordu. Birden durdu. Aklına dün rüyasında kıyamet oğlanın bilinçaltına gittikleri zaman geldi. Yoongi'nin o an ki suratı aklından çıkmıyordu. Anlam yüklü acı dolu bakışlarını unutmak mümkün değildi.

Burukça gülümsedi Hoseok.
"Haklıymışsın, Jungkook."
dedi kendi kendine.

Eli katlamak için yeni bir üste uzanmışken kapının zilini duydu. Kim gelmiş olabilirdi ki?
Evin yarısı hala kıyamet oğlanın salonuyken birisinin gelmemesi lazımdı. Endişelendi.