Bölüm Şarkıları: Lost-Oscar Pascasio
Waltz No.1-Onur Bıçak
Lorem Ipsum-Anna Kusmierska
Levla...
Olmasaydı demekti. Olmasaydı her şey daha iyi olurdu belki de. Olmasaydı her şey daha kolay olurdu. Olmasaydı... Olmasaydı Levla'nın bir hikayesi olmayacaktı. Bugün bizler onu tanımayacaktık. Levla'sız bir dünyada yaşayacaktık...
Levla...
Kadın Mezarlığı'nın ilk bilinen misafiri... İlk isimsiz olmayan kurban...
Levla'nın hikayesi kendinden bile önceye dayanıyordu. Onun hikayesi, bir kaderin yıllarca süregelmesi ile oluşmuştu. Kaderin Levla'ya kadar sürüklediği o kadınlar, mezarlığın gizli sakinleriydiler. Adları yoktu. Ya da bir mezar taşları. Ama mezarlığın sahibi hepsini tanırdı. Hepsinin hikayesini kazımıştı aklına.
Levla 5 Ağustos 1997'de Serhat'ta doğmuştu. Adı bilinmeyen, ülkenin ücra bir köşesindeki o küçük yerleşkede, 300 kişinin yaşadığı bu topraklara gözünü açmıştı. Annesini hiç tanıyamadan, bir resmini, ismini bile bilmeden büyümek zorunda kalmıştı. Babasınınsa sadece adı vardı. Neredeydi? Neden gelmiyordu? Levla'yı merak ediyor muydu? Levla yıllar akıp giderken hep bu soruyu sormuştu teyzesine.
Behice...
İsminin hakkını veren bir gülüşü vardı. Yılların verdiği yorgunluk ve belirsiz kedere rağmen şen ve içten gülüşü, güzel yüzüne aydınlık katıyordu. Levla'yı Behice büyütmüştü. Henüz 8 yaşındayken kucağına vermişlerdi onu. Behice onu büyütmüştü, ona annelik yapmıştı. Ama Levla da ona yarenlik etmişti. Birlikte büyümüşlerdi aslında. Behice ona sevgiyi, merhameti, hayatın güzel ve çirkin bütün gerçeklerini göstermiş; onu hayata karşı temkinli ve hazırlıklı büyütmüştü. Levla da ona okuma-yazmayı, düşünebilmeyi, özgürlüğün nasıl kazanılması gerektiğini, aydın görüşleri ve aydınlık yolları öğretmişti. Levla olmasa belki Behice çevresindeki diğer kızlar gibi 16, bilemedin 17 yaşında evlenecek, çocuk doğuracak ve hayata gözleri kapalı devam edecekti. Levla ona bir kapı açmıştı. Farklı bir hayatın var olabileceğini göstermişti.
Levla ve Behice her şeyi birlikte yaparlardı. Birlikte okur, birlikte öğrenir ve düzene karşı birlikte isyan ederlerdi. Levla yalnızca ona okuma-yazmayı öğretmemişti. Behice'nin içindeki okuma aşkını fark etmiş, onu gizlice açıköğretime kaydettirmişti. İkisi birlikte okumuşlardı. Birlikte üniversiteyi bile kazanmışlardı. Levla hukuk öğrencisiydi. Behice'nin içinde hep öğretmen olma isteği vardı. Bu yüzden sınıf öğretmenliği okuyordu. Onun için öğretmenlik tıpkı doktorluk gibiydi. Bir çocuğun hayatı yalnızca eğitimle kurtarılabilirdi. Bu şekilde gelecek onların eserleri olabilecekti.
12 Ocak 2017
Levla ve Behice hızlı adımlarla boş sokakta yürüyorlardı. Tüm gece sınava çalışmışlar ve uyuyakalmışlardı. Alarmı neredeyse kaçırmak üzereyken Levla'nın gördüğü kabusla uyanmışlardı. Birlikte otobüs durağına yürüyorlardı.
Haremde küçük, 2 göz odalı bir evde kalıyorlardı. Her ikisi de geçimlerini sağlayabilmek adına okuldan sonra evlerinin yakınındaki bir kafede birlikte çalışıyorlardı. Okumak ve hayatta kalmak için kazandıkları para az çok yetiyordu ama huzurlarının olması onlar için ay sonunu ucu ucuna yettirmekten çok daha önemliydi. Özgürlerdi. Hayatlarını kendi arzularına göre yaşayabiliyorlardı. Boyun eğmek zorunda kaldıkları bir kaderleri yoktu. Daha doğrusu o kaderi kendi elleriyle dönüştürmüşlerdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADIN MEZARLIĞI
General Fiction8 Ekim 2017 Ölümün soğuk ve sessiz tarafına mahkum olan bir ruhum. Araf'ını kendi elleriyle yaratmış, daha sonra da kendini o Araf'a hapsetmiş bir ruh. Yalnızlıklardan koskocaman bir set çektim önüme. Buzdağını kendi yaratmış ve o buzdağı ile yok ol...