Herşeyden herkesten nefret ediyorum. Aynı şeyleri duymak ve yaşamak fazlasıyla midemi bulandırıyor.
İnsanlar çok acımasız, dünya yaşamaya değer bir yer değildir belki de. Çünkü ben şu anda tam olarak böyle düşünüyorum.
Her seferinde, ne zaman onların yarattığı enkazdan çıkıp, kendimi iyileştirmeye başlasam, birazcık gülsem, "Tamam ya o kadar da kötü değilim" desem işte tam o an tekrar herşey başa sarıyor. İnsanlar inanmakta zorluk çekebilir, ama bazen ölmek isteyecek kadar bıkıp, nefret ediyorum herşeyden, tiksiniyorum.Niye herşey bu kadar zor olmak zorunda? Kendimi daha ne kadar yıpratabilirim? Çocukluğumdan kalanlar yetmezmiş gibi, birde üstüne yenileri eklenen travmalar. Vücudumun çeşitli yerlerine, sırf psikolojik acıyı dindirme umuduyla açtığım yaralar. Çöp olmuş psikolojim. Zihinsel ve fiziksel olarak yaşadığım şiddet ve acı. Bunları kimse bilmiyor, kimse herşeyi tamamıyla bilmiyor. Çoğu kişi olanlardan tamamen habersiz bir köşede oturmuş sırıtan bir kız görüyor sadece. Bunlarla yaşıyorum, bunlarla nefes alıyorum. Ve katlanamıyorum. Beni boğuyorlar. Düşüncelerim yakında beni çıldırtıcaklar.
Bütün bunların yanında, bırakıp gitmekten korktuğum insanlar var. Neden onları bilerek üzmenin verdiği suçluluk duygusunu taşımadan, tesadüfen ölemiyorum. Bir kaza, hastalık, yada herhangi birşey. Şu anda bunu istiyorum sanırım. Yada uzun bir uykuya yatıp, uyanmamak. Bunları yazarken bile kendimle çelişiyorum. Ölmek değil mutlu bir şekilde yaşamayı bende isterim. Ama baktım hiçbirsey, hiçkimse düzelmiyor yada değişmiyor tam da bu yüzden ben isteğimi degiştirdim. Onların değişmeyen iğrenç düşünceleri ve davranışları, beni ölmeyi istememe itiyor.
Neden anlamıyorlar? Bu kadar zor mu bu istediğim? Niye beni anlayamıyorlar? Neden ağlarken kendime sarılmak zorunda kalıyorum? Neden şu soğuk betonda oturup, bir yandan ağlayıp, uykum olmasına rağmen bunları yazıyorum?
Bundan farklı olsa buna katlanabilir miydim emin değilim. Ama şunu biliyorum ki. İçinde bulunduğum duruma artık katlanamıyorum.
Kafamın içinde zaten yeterince yankılanan bu sesleri, nefret dolu cümleleri dışarıdan birisi daha tekrarlamaya başlayınca, önce kulaklarımı kapatıp kaçmak istiyorum. Daha sonra bu isteğim değişiyor. Sanki şimdiye kadar duyduklarım fazlasıyla yetmiyormuş gibi, dışarıdan birisi bunları tekrarladığı zaman, kalkıp herşeyi yerle bir etmek istiyorum. Sinirden akan gözyaşları, hıncımı bir nebze de olsa azaltmak için sıktığım yumruklarım ve yolduğum, kanattığım tırnak etlerim. Bunları yapmak yerine herşeyi kırıp döküp, kan kusana kadar çığlık atmak istiyorum. Ama yapamıyorum. Aşağılık aciz bir yaratığım ben. Bunları yapmak yerine, ilk başta sinirden olan, daha sonra ise çağresizliğime üzüldüğüm için akan gözyaşlarımı, insanlardan olabildiğince saklayarak bir köşeye çekiliyor ve ağlıyorum.
Yakında ruhsuz, duygusuz, acımasız bir "varlığa" dönüşeceğim galiba. Bunu istemiyorum. Aksine tek istediğim mutlu olabilmek, gelecekte tüm bunları geride bırakabilmek ve gülümseyebilmek.Ama eğer şu bahsettiğim varlığa dönüşürsem bu benim suçum olmayacak. Bunun tek suçlusu sizsiniz anne ve baba. İşte o zaman yarattığınız şaheserle gurur duyun.