1.BÖLÜM

73 6 8
                                    

Okuyan arkadaşlar,yorumlarınızı esirgemeyinn lütfenn :)))))))
Multimeyda;Almina,Hazal ve Açelya

Yeni bir başlangıç herkesçe aynı şey midir ? Bana göre, geçmişinden kurtulmak için bir kaçış yoludur aslında.Çoğu insan kalıp savaşmayı,gerçeklerle yüzleşmeyi,tekrar denemeyi değil de, kaçıp gitmeyi tercih eder.Kaçtığı zaman geçmişden kurtulacakmış gibi gelir kimilerine.Oysa geçmiş hep bizimle birliktedir.Hatalarla,yanlışlarla,doğrularla,pişmanlıklarla...Geçmiş her ne kadar geçmiş olsa da çoğu insan için geçmemiştir aslında.Hep bir şeyler bırakır bize.Geriye dönüp baktığımızda ya hep keşkelerimiz ya da hep iyikilerimiz vardır.İşte geçmiş, keşkelerimizden dolayı bize geçmiş gelmez.

Geçmişinde keşkeleri olan insanlar sürekli kaçmak ister.Kalıp da savaşan insanlar çok nadirdir aslında...

Ve bende kalıp savaşmayı göze alan değil, kaçmak isteyen insanlar kategorisindeyim.Çünkü ben denedim.Ben, kalıp savaşmayı denedim.Her tekmede düşüp tekrar ayağa kalkmayı denedim..başardım.Ama tek başıma değil.Dostlarım sayesinde başardım düştüğüm gibi kalkmasını.Fakat kim başkalarının desteğiyle ayağa kalmayı ister ki ? Hem de her düşüşünde..?

Ben kaçıyorum.Kaçmamın ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğunu düşünmeden kaçıyorum.Kaçıyorum...belki yeni bir hayat, bana tek başıma düştüğüm yerden kalkmasını ögretir...belki aldığım darbelerle ayakta kalmayı ve düşmemeyi ögretir...belki de hiç darbe almamayı öğretir!?

Yeni bir hayatın kime ne getireceği belli değildir.Ya da yeni bir sayfa...Belki pişman olacaktım tekrardan.Belki yine defalarca yere düşecektim.Ama bu sefer savaşacaktım.Geçmişimle değil.Geleceğimle savaşacaktım.

Evet ben Hazal Koç.

18 yaşında lise son ögrencisiyim.İstanbul'da özel Neşem Kolejinde okuyorum.Evet bende zengin bir aileden geliyorum ne yazık ki.İşi gücü para ve kariyer olmuş,tek çocuk olduğum için üstüme aşırı derecede titreyen -yalnızca iyi bir üniversite için- evebeynlere sahibim.Babam "Koç Holding'in" sahibi.Annem ise benim okulumda "dekan".İkiside işlerinde çok iyidir.İkiside resmen işleriyle evlenmişler gibi.Birbirlerine karşı bir gram sevgi beslemeyen ama saygıda da asla kusur etmeyen iki soğuk insan.Bu yüzden hiç kavga etmezler.En ufak bir bağırışma bile geçmemiştir aralarında.Bana hiç kızmamışlardır bile.

Tüm bunların temeli ise evlenmeden önce birbirlerine verdikleri söze dayanmaktadır.

"Evli olduğumuz süre boyunca birbirimize asla ve asla saygımızı bitirmeyeceğiz.Aramızda en ufak bir duygu dahi olmayacak.Bu evlilik, bir aşk evliliği değil mantık evliliği olacak.Evliliğimiz sürecinde bedensel temas olmayacak.Çünkü bu aşk evliliği değil, mecburi bir mantık evliliği.Buna söz veriyorum."

Bu yazılı anlaşmayı tesadüfen babamın odasında bulmuştum.Ve o günden beri benim dünyaya gelişimi hep sorgulardım kendimce."Evliliğimiz sürecinde bedensel temas olmayacak." Anlaşmaya göre olmamam lazım.Evlatlık değilim.Buna emindim çünkü bu anlaşmayı bulduğumda zor da olsa DNA testi yaptırmaya ikna edebilmiştim.Ama anlaşmayı bozmuşlardı.Peki ya nasıl...?

"Hiç mantık evliliği böyle olur mu?"

"Hadi birbirinize karşı sevginiz yok peki ya bana karşı ?"

"O söz verip imzaladığınız saçma anlaşmayı niye bozmuştunuz ?"

Tüm bunları sorgulamayı bırakalı 3 sene olmuştu.Artık ne sorgulamaya ne de sormaya ihtiyacım vardı.

"Onlar umursamazlarsa bende bu konuda umursamaz olabilirdim." Bu konuda umursamamayı başarmıştım.Tek umursamadığım konu ailemdi.Yalnızca onlara karşı umursamamayı,sevmemeyi,görmezden gelmeyi öğrenmiştim.Tıpkı onlar gibi...ama...yinede onlar benim anne babamdı...Sevmeselerde...

YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin