𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝟏

231 20 4
                                    

"yeterince içtin." dedi Sage, sesi endişe doluydu. "eve gitme vakti geldi."

"bir kadeh daha..." ona doğru yaslanırken gülümseyerek söyledin.

tüm geceyi şehrin en popüler gece kulübünde geçirmiştin. sen daha ne olduğunu anlayamadan zaman su gibi akıp geçti. gereğinden fazla içtin ve aldığın her yudumda etrafındaki dünyanın kaydığını hissedebiliyordun. yanıp sönen neon ışıklar gözlerini rahatsız etmeye başlamıştı. geceye ve arkadaşlarına veda etme zamanı gelmişti.

...

sabahın erken saatleriydi. doğru düzgün yürüyemiyordun. ön kapının kilidini açarken üstüne gecenin yorgunluğu çöktü. içeri girdiğinde beklenmedik bir manzarayla karşılaştın. evdeki herkesin uyduğunu düşünüyordun fakat kapıda seni birisi karşıladı. destek için duvarlara tutunurken kafanı kaldırıp ona baktığında gözlerinin endişeyle dolu olduğunu gördün.

"bunu kendine neden yapıyorsun?" sesi öfkeyle titriyordu. "seni böyle görmeye dayanamıyorum."

"neden umrunda ki?" tersledin. alkolün neden olduğu sersemlikle endişesine anlam veremedin.

"benim için ne kadar önemli olduğunu göremiyorsun değil mi?" derin bir nefes verdi.

Tom kendinde değildi ve yine bambaşka birisi gibi davranıyordu. ayrıca uykusuz görünüyordu. sanki bütün geceyi gözünü bile kırpmadan geçirmiş, seni beklemişti. senin ise zihnin bulanıktı. düşüncelerini toparlamaya çalıştın. onunla yüzleşmek istemiyordun. odana kaçmayı denedin.

"azarlaman bittiyse odama geçebilir miyim?"

"dediklerimi öyle istediğin gibi duymamazlıktan gelemezsin. seni önemsediğimi söylüyorum."

Tom'la aranızda bitmek bilmeyen bir gerilim vardı. bu tür konulara gelince hep ortaya çıkardı bu gerilim. korumacı kişiliğinden şikayet ettiğin yoktu hatta hoşuna gittiği bile oluyordu. sadece bazı zamanlar tam bir kontrol manyağına dönüşüyordu.

...

"senin emirlerin altında yaşayacağımı falan mı sanıyorsun?! daha kaç kere konuşacağız bunu?!"

"emir verdiğim yok! senin iyiliğini düşünüyorum sadece!"

bir anda kendinizi sert bir tartışmanın içinde buldunuz. sesler gittikçe yükseldi, artık birbirinize bağırıyordunuz. bir süre sonra ikiniz de duygusal ve fiziksel olarak yorgun düştünüz. Tom'u bir kenara iterek kendi odana çekildin. kapıyı arkandan kapattığında bedenini suçluluk duygusu kapladı. üstündekileri bile çıkarmadan yatağa uzandın. uyanık kalacak gücün kalmamıştı. imkansız olduğunu bilsen de Tom'un gelip gönlünü almasını bekledin. gelmedi. sen de uykuda teselli aradın.

o sabah yaşananlar kalbinizde derin bir yara açtı.

𝐝𝐚𝐫𝐤 𝐛𝐞𝐚𝐜𝐡, tom kaulitzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin