unworthy

115 12 0
                                    

yavaş yavaş taslaklardaki kurguları salıyorum
flop kalmasın lütfen:)

Hayatınız boyunca birçok insanla karşılaşırsınız.

Bazıları gelip geçicidir, rüzgarın teninizde bıraktığı ürperti kadar sürer varlıkları. Diğerleri ise sizi acımasızca kırar ve yanlarında bir parçanızı beraberlerinde götürür, sonunda gelip eksik kalan yanlarınızı en benzersiz duygularla dolduracak olanlar için.

Ama dünyanızı saf güneş ışığıyla boyayabilecek biriyle tanışmak, elinizde bir kelebek tutmak kadar nadirdir.

İlkbaharda açan ilk çiçeğin güzelliğini elinde tutan, her gün görmezden geldiğiniz en basit şeylerde bile şaşkınlık ve keyifle parıldayan gözleri olan biri. Onlarla ilgili sizi her zaman nefessiz bırakacak bir şeyler olur. Nefes kesici bir şekilde gülümsemeleri bıçak gibiyken, kahkahaları kalbinize ters taklalar attırır. Konuşmalarında bile anlaşılmaz bir büyü vardır, her kelimeden sonra ağızlardan damlayan bal gibi, nasıl bu kadar tasasız yürürler, omuzları güvenle havaya kalkarken, tüm bakışlar ve dikkatler onlara çevrilirken nasıl doğrudan gözlerinizin içine bakarlar. Daha farkına bile varmadan, onların cazibesine kapılırsınız.

Ateşin etrafında dönen ve sonunda alevler tarafından tüketilecek olan bir güve gibi.

Kim Lalisa da bu insanlardan biriydi.

O, herkesin parmakla işaret ettiği prensesti. Güzel, nazik ve zarif bir hanımefendi. Annesi, babası ve ablası tarafından büyük bir özen ve sevgiyle porselen bir oyuncak bebek gibi el üstünde tutularak büyümüştü. Onu gören herkesin hayallerini süsleyen ve arzulanan bir kadındı.

Bir insanın isteyebileceği her şeye sahipti ve arzu ettiği her şeyi elde edebileceğinden emindi.

Jeon Jungkook hariç her şey.

Lalisa onun kalbine sahip olmayı dilediğinde, işlerin eskisi gibi pürüzsüz olmayacağını çok geçmeden anladı.

Jungkook onu küçük bir kız, çocukluk arkadaşı olarak görüyordu.

Belki de daha kötüsü, o sadece uzun zaman önce sonsuzluğa uğurladığı sevgilisinden geriye kalan bir emanetti. Tabi bunun üstüne bir de ailesi onu iş ortaklıklarını güçlendirmek için rastgele bir kaltakla evlendirmeyi planlamasa daha iyi olabilirdi.

Herhangi bir kadın o noktada pes ederdi, aklı başında herhangi bir kadın. Ancak Lalisa hırslıydı, yanlışları düzeltmeye ve herkesi hak ettiği yere koymaya kararlıydı.

Kararları korkusuz ve fevriydi. Her ikisini de geri dönülmez bir şeye çekerken, hedeflediği şey dışındaki her şeye karşı onu kör eden duygularla kuşanmıştı.

Ve aşkı derinleştikçe, acısı da derinleşiyordu.

Sahip olduğu her şeyle, tüm kalbiyle onu içtenlikle sevmesinin yeterli olacağını düşündü.

Sonunda Lalisa tek başına, kendi kendini değersiz kıldı.

unworthy | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin