Kavga

21 4 6
                                    

Merhabaa!

İyi okumalar...

Jeongguk;

Kadın hizmetçilerden birisi, zili çalan  kapıyı açtığında Taehyung'un hafif sesini işitmemle geldiğini anladım. Beni bu halde ağlarken görmesini istemezdim, ağlamamın tek sebebi kendisiydi zaten.

Ağlamaktan balon gibi şişen gözlerimi parmak uçlarımla ovalayıp, oturtuğum koltuktan ayaklandım ve koşar adımlarla üst kata çıkıp odama girdiğim gibi kendimi yatağa attım.

Herkesin odası ayrıydı ve bu çok işime geliyordu bazen. Taehyung, arkadaşımdı. Yani o beni arkadaşı olarak görüyordu, ben ona deli gibi aşıkken beni arkadaşı olarak görmesi canımı yakıyordu.

Bana göre aramızdaki çekim arkadaştan ibaret olamazdı. Arkadaşlar birbirini kucağında uyutmazdı, birbirlerinin yanaklarını her saniye öpmezler veya sıkıca sarılıp elinin gezdiği yerleri durmadan okşamazdı.

Taehyung ve ben, yanımda olduğu her saniye sevgi saati yapardık. Beni sevmesi hoşuma gitsede hislerimin karşılıksız olduğunu bilmek cehennem ateşinde yanmaktan daha beterdi.

Arkadaşlarıma veya yeni çivtlere bakıp, "biz de böyle olabilirdik." demek zordu benim için. Her bir yerine sahip olmak, onu kollarım arasına alarak doyumsuzca öpmek istiyordum. Dolgun dudakları  dudaklarıma temas etsin diye içim içimi kemirirken, o dudaklara gelecekte başka biri sahip olacaktı.

Ağlama sebebime gelirsek.. Dün gece saçma bir sebepten dolayı kavga etmiştik. Bağırıp çağırmalı bir kavga olduğundan boğazım bile tahriş olmuştu, ancak kalbimin acısının yanında hiç denilirdi.

Dün gece kavgadan sonra kusma isteğimi bastırıp su içmek için odamdan çıktığımda Taehyung'un telefonunu misafir odasında unuttuğunu fark etmiştim. Bunu yapmaya hakkım olmasa bile yapmamam gerekeni yapıp telefonu kurcalamıştım. Gördüklerim benim için, daha doğrusu kalbim için son dokunuş olmuştu.

'Bebeğim.' diye kayıtlı olan bir numara vardı. Mesajlarını görmek bile istememiştim çünkü midem bulanmıştı bir kaçını okurken. Telefonu hızla kapatıp aynı şekilde yerine bırakırken akan göz yaşlarıma mani olamıyordum. Kalbim göğüs kafesime ağırlık yapıyordu.

Şimdi ise dün gece gördüğüm manzara aklıma uğradıkça durmadan ağlıyor, Taehyung'un sakladığım küçük bir fotoğrafına bakarak özlemini  gideriyordum. Kokusunu özlemiştim, sarılmak istiyordum ama yapamazdım. Gruruma ve kalbime bunu yediremezdim.

Annem yanımda olsaydı bu evde bir saniye durmaz giderdim, ancak annem işlerinden dolayı çin'e gidip, benide Taehyung'a güvendiği için ona emanet etmişti. Annemi üzmek istemiyordum yoksa gidip bir otelde de kalabilirdim ama söz konusu annem olunca yapamıyordum.

Yataktaki yorganı üzerime çekip Taehyung'un resmini elime alarak uzun uzun inceledim. Kapımın tıklatıldığını bile anca fark ediyordum. "Gir" komutunu vererek girmesini bekledim. En fazla hizmetçilerden biridir diyerek.

Hizmetçi görmeyi beklediğimin aksine Taehyung'un olduğunu görünce yastıktan kaldırdığım başımı sertçe yastıkla tekrardan buluşturup Taehyung'un geldiği gibi gitmesini bekledim.

Baş ucuma kadar gelip koluma dokunduğunda yatakta ileri doğru kayıp tutuşundan sertçe kurtuldum. "Jeongguk." dediğinde umursamadan yatmaya devam ettim. Benden bir ses alamazken derin bir nefes alıp yatağın soluna geçerek yüzümü görmeye çalıştı. Sağa dönmek yerine direkt yüzümü yastığa gömüp yorganı üzerime çektim bu sefer.

"Çıldıracağım cidden!" dişleri arasından tıslayarak sert ama bir o kadar da hızlı adımlarla odadan çıktı. Kapıyı çekmesinin rahatlığıyla sırt üstü dönerek derin derin nefesler almaya çalıştım. Aldığım nefesler bana yetmiyordu, kuruyan göz pınarlarımdan yaşlar dahi akmaz hâle gelmişti.

Kısa süre sonra tahmin ettiğim gibi arabasını calıştırdığına dair ses işittiğimde yataktan fırlayarak cama doğru ilerledim. Birden gaza kökleyerek gözden uzaklaşana kadar onu izledim dolu gözlerle.

Neden yanıma zorla kıvrılmak yerine gittin..

Ne zaman kavga etsek gelir kollarım arasına zorla sokulur ve kendisini affettirirdi. O anları düşünürken bile gülümsediğimi yeni fark ediyordum, bu bile canımı acıtmaya yetmişti.

"keşke.." dedim. "keşke sana bağlanmasaydım, belkide şu anda bu durumda olmayacaktık.." gözümden süzülen ıslaklığı silerek tekrar yatağa uzandım ve fotoğrafa derin bir öpücük bırakarak yorganın altına sokarak bıraktım.

***

Gözlerime sızan ışıkla sabah olduğunu az çok anlamıştım. Birbirine yapışan kirpiklerimi ovalayarak esnedim ve yatakta doğrularak oturur pozisyona geldim. Kısa süre sonra odamdaki banyoya girerek kısa bir duş almış, ayarlamış olduğum temiz kıyafetlerden giyerek odamdan çıkmıştım. Taehyung'u görmeyi umut ederken etrafı aramakla uğraşmayıp yanından geçtiğim hizmetçiyi durdurdum.

"Taehyung eve geldi mi?" diye sorarken, kafa sallayıp beni reddetmesiyle  yüzümdeki hüzünle alt kata inerek kahvaltı hazırlayan hizmetçilere baktım bu sefer. "Yemek hazırlamayın." dışarı çıkacaktım ve boşuna zahmet etmelerini istememiştim. Evde sadece Taehyung yaşıyordu ve ben de ev arkadaşıydım..

Kafamı dağıtmam gerekti ve en yakın arkadaşımın bana iyi geleceğini biliyordum. Kendimi dışarıya attığımda arka cebimden çıkardığım telefonla Hoseok'u aradım.

Birkaç defa çalan telefon sonunda açılmıştı. Karşı taraftan gelen enerjik sesiyle dişlerim gözükecek şekilde gülümsedim.

"Nasılsın Hoseok.. Ben de iyiyim teşekkürler.. Hmm.. Musaitsen buluşalım mı?.. Tamam atacağım konumda seni bekliyor olacağım.."

Attığım konuma ondan önce gidip bir süre gelmesini beklemiştim. Nihayetinde gelebilmişti, yerimden kalkıp sarıldığımızda yerime tekrardan oturmuştum.

Sohpetlerle ve kahkahalarla ne zaman gece olduğunu bile anlayamamıştık. Bu gece sabahlamayı planlıyordum zaten, sorun değildi benim için gece olması.  Eve gidince tekrardan ağlayacağıma adım kadar emindim, biraz gülüp eğlenmenin bir zararı olmazdı.

"Sabahlıyoruz?" dedim.

"Bana uyar." ellerimi birbirine çarpıştırdım sevinçle.

..**Bölüm sonu**..

Yorum atın lütfen★








Ineffabble / TAEKOOK • ✔️ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin