2

550 43 37
                                    


Jimin den

Lojmanlardan içeriye girip arabamı evin önüne park ettim yanıma gelen nöbetçi askere dönüp

Jimin: buraya en kısa zaman hastane yapılmasını söyle

Taehyung: emredersiniz komutanım

Ellerimi cebime sokup sert adımlarla evime doğru ilerledim

(...)

Rosé: sen buraya uğrar mıydın?

Jimin: chaeyoung benim sinirlerimi zıplatma zaten sinirim bozuk birde sana patlamayayım

Rosé: patlasana ne olacak merak ediyorum park Jimin?

Jimin: merakını hemen gidereyim... üçüncüye hamile kalırsın

Rosé: hey utanmıyor musun bekâr bir kadın dan çocuk yapmaya?

Jimin: areum'a hamile kaldığında evli miydik?

Rosé: yeter kes sesini geç içeriye sung-woo içeride

Rosé den

Beni kafasıyla onaylayıp çocuk odasına doğru gitti sung-woo alnında bez ile uyuyordu areum ise resim çiziyordu

Jimin ilk önce sung-woo'nun saçlarının arasına minik bir öpücük bıraktı daha sonra ise areum'un yanına gitti

Jimin: küçük prensesim ne yapıyorsun sen?

Areum Jimin'i gördüğü gibi boynuna sarıldı jiminde onla karşılık vermiş küçük belinden tutup kucağına almıştı

Jimin: özledin mi beni?

Areum: çok özledim

Jimin: ne kadar çok özledin?

Areum ellerini açabildiği kadar açıp bu kadar demişti Jimin ise gülümseyip areum'a daha sıkı sarıldı

Jimin: ee soruma cevap ver prenses ne yapıyorsun sen?

Masadaki resmi eline alıp önce jimine sonra da bana göstermişti bu bir aile fotoğrafıydı ama areum Jimin'i biraz bizden uzak çizmişti

Jimin: hmm anladım kadarıyla bu bir aile çizimi...ben neden uzaktayım prensesim

Areum: eve gelmiyorsun ama

Jimin: areum bebeğim bu benim elimde olan bir şey değil ama emin ol çok yakında hep beraber olacağız

Areum: biliyorum baba...hem zaten sen dünyayı kurtarıyormuşsun o yüzden gelememen normalmiş annem söyledi

Kafasını bana doğru çevirip sinirle baktı bunu dalgasına söylediğimi anlamış olmalıydı evet o bir asker yapması gereken şeyler var ama bende onun eskide olsa karısıydım yetmezmiş gibi birde iki çocuğumuz vardı bize zaman ayırmayı geç eve uyumaya bile gelmiyordu

Sanki ülkedeki tek asker kendisiydi üstelik rutbeliydi de

Sung-woo'nun kıpırdamasıyla gözümü yavaşca baba kızdan ayırıp sung-woo'ya çevirdim uyaniyordu onu kucağıma alıp alnını öptüm hâlâ ateşi vardı

Rosé: hastaneye gidiyor muyuz?

Jimin: gidiyoruz sen sung-woo'yu bana ver areum'u alıp gel

Kafamı sallayıp sung-woo'yu kucağına verdim kendimde areum'u alıp arkasından ilerledim sung-woo'yu ve areum'u bebek koltuğuna oturmuştu koltukları bilerek aralıklı yapmıştı sanırım illa yanında oturmak zorunda kalayım diye oflayıp ön kapının kapısını açtım ve bindim

Jimin'in sigara yakmasıyla birlikte içerisi duman altı olmuştu

Rosé: şu zıkkımı çocukların yanında içme demedim mi ben sana kaç kere?

Jimin: bir şey olmaz

Rosé: söndür dedim sana

Dumanı sonuna kadar içine çekip arabanın içindeki küllüğe bastı

Jimin: mutlu oldun mu?

~bölüm sonu~

~bölüm sonu~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SoldierHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin