0

13 0 0
                                    

4 eylül 2004

"bay jeongguk, acil bir aramanız var; fransa'dan."

koltukta uzanan orta yaşlı adam, kendisine söyleneni pek de umursamadı.

"konserden sonraya sakla."

kapıdaki adam durumun ciddiyetini belirtmek için bir adım daha attı ve içeri tam olarak girdi.

"babanız ile ilgili..."

-

aynanın karşısına geçti ve beyaz papyonunu keder içinde taktı jeongguk. ne yaptığını, ne yapacağını sorguladı kendi kendine. içeride onu bekleyen bir salon dolusu kalabalık, fransa'da ise onu bekleyen bir cenaze. derin bir nefes aldı. ciğerine çektiği hava soluk borusunda yalpalandı biraz, titredi. kısa bir süre önce kontrol altına aldığı gözleri tekrar sulandı. sahneye çıkmak, bir salonun önünde koca bir orkestraya şeflik yapması gerekti. şu an ağlamak için çok geç... gözlerini kırpıştırdı, ceketini giydi ve salona doğru yol aldı.

-

7 eylül 2004

cenaze bitmişti. hemen amerika'ya dönmek istemedi jeongguk. bir süre fransa'da kalmak istedi. babasını toprağa verdiğinden ondan geriye kalan anıları ile yüzleşmek için kalmak istemişti.

evlerindeydi şu an. konsolun üstüne baktı. babası, gurur kaynağı olan biricik oğlunun olduğu dergi kapaklarını özenle çerçevelemiş ve evin başköşesindeki bu konsolun üstüne koymuştu zamanında. biraz onların üzerinde göz gezdirdikten sonra elindeki nota defteriyle masaya geri döndü. evet, dışarıya çok yansıtamasa da yaşadığı duygusal boşluk ve acıdan kendini notalara vererek kurtarmaya çalışıyordu şu an.

masaya ulaştığı anda kapı çaldı. birini beklemiyordu da üstelik. merakla kapıya ilerledi ve açtı. karşısında kendiyle hemen hemen aynı yaşlarda, tanıdık ama şu an çıkartamadığı bir yüz vardı. bu tanıdık sima ona gülümsüyor ve ondan bir tepki bekliyordu. haliyle alamayınca konuşmaya karar verdi. "beni hatırlamadın mı?"

tepki vermedi, pek deverecek gücü yoktu şu an. henüz hatırlayamamıştı ayrıca. buna karşılık tanıdık sima konuşmaya devam etti hatırlatmak için. "fond de l'etang. babam cumartesi günü beni gelip alacak."

bu tanıdık sima hâlâ bir cevap ya da tepki alamayınca karar verdi kim olduğunu söylemeye. "park jimin!"

jeongguk gülümsedi ve sonunda tepki verdi. "hatırlamaz olur muyum, jimin. kaç yıl oldu?"

"50 küsür yıl kadar..."

jeongguk, jimin'i içeri aldı. jimin'in şemsiyesini ve paltosunu alıp vestiyere yerleştirdikten sonra 'nasılsın, ne yaptın' gibi sorular ile başladılar sohbete. koltuğa geçip sohbetlerine devam ederlerken jimin; girişten beri sıkı sıkıya tuttuğu deri çantasından eski bir fotoğraf ve bir defter çıkarttı, önlerindeki sehpaya koydu.

bir grup çocuk ve öğretmenleri gibi görünen birkaç yetişkinin bulunduğu siyah beyaz bir fotoğraf... jeongguk fotoğrafa baktı. gülümseyerek parmağı ile fotoğraftaki jimin'i buldu. "bu sensin."

karşılık olarak jimin de parmağıyla fotoğraftaki jeongguk'u gösterdi. "bu da sen." ardından başka birine gitti parmağı, fotoğraftaki bir yetişkine. "mümessilimiz. adını hatırlıyor musun?"

jeongguk zihninde çok da derinlere inmeden hatırladı bu ismi. çok uzun bir süredir iletişimleri olmasa da bu ismi unutmak pek de mümkün değildi kendisi için. "min yoongi. sahi ne oldu o'na?"

jimin, fotoğrafı üstüne koyduğu defteri ona uzattı. "buyur, kendin öğren."

defteri alan jeongguk biraz göz gezdirdi dışında. deri kapaklı, eski bir defter. eski olmasına rağmen iyi de saklanmış gibiydi. defteri açtı ve ilk sayfada yazan birkaç kelimeyi sesli bir şekilde okudu. "fond de l'etang, 1949."

jeongguk'un ilk sayfadan pek bir şey anlamadığını fark eden jimin bir açıklama yapması gerekmiş gibi hissetti. "min yoongi, fond de l'etang'da çalıştığı süre boyunca bu günlüğü tuttu. onun hikayesi bu, aynı zamanda bizim... bunu sana iletmek istemişti. farklı bir zamanda vermeyi tercih ederdim ama şartlar mâlum..."

jeongguk sayfayı çevirdi ve okumaya başladı.

-

bu hesapta olmasa da yaklaşık 4 yıldır taslakta bulunan bir hikaye. ve evet, bir filmden alıntı. müzikle uğraşan çoğu kişinin(ben dahil) bayıldığı -ya da müzik hocasının zorla izlettirdiği- bir film.. dedim neden olmasın?

suyun dibi, 1949 | btsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin