Babam sayesinde hızla çıktım eve dönmek için , o kadar keyfim yerindeyken aklıma gelmesiyle kendimi toparlayamadım göz yaşlarım benden habersiz süzülüyordu yanaklarımdan , farkında olmadan çok hızlı sürüyordum arabayı belki de sinirimi böyle çıkartıyordum yada ben öyle zannediyorum daha fazla hızlanırken geçen gün ki altınımsı gözler bu sefer birden aniden önümde belirince fren yapmamda uzun sürmedi hala şaşkınlığım içinde ağlıyordum bu sefer önümdeydi hemen
indim
Baktım , anlamaya çalıştım çünkü yine aynı şekilde bakıyordu sadece gözleri vardı gittikçe yaklaşıyordu bana doğru ama uzun sürmedi saniyeler içinde kayboldu gerçekten artık sinirlenmeye başlıyorum aklım bana oyun oynuyor yada deliriyorum belki de bu dağ evi bana iyi gelmemiştir. Biraz zaman sonra Eve geçtim ılık duştan sonra yatağa girip birinci olmamın sevincini düşünmeye çalışırken babamın söyledikleri araya girip moralimi tekrar tekrar düşürüyordu ama kendimi toparlamam lazım yarın iş görüşmesi için bir şirkete gideceğim o yüzden erkenden yattım.
HahayT alarmdan öce kalkmıştım o kadar heyecan vardı ki bir o kadar merakım da olduğu için hemen hazırlanıp yola koyuldum dünkü mutsuzluğumdan eser yoktu olmasından daha iyi en azından , hazırlanıp çıktım arabaya gittiğimde arabanın kapısını açamıyordum zorladım zorladım ama sonradan evde unutmam aklıma geldi (( balık hafızamla mutluyum ben çok sorgulamayın:)) hemen yola koyuldum 2.30 saat sonunda şirkete ulaştım arabadan inip şirkete baktım ve gerçekten büyük ve çok güzeldi hemen içeri girdim içerisi de dışarısı kadar güzel ve ferahtı neyse ki artık şirketi incelemem bitti ve görüşmeye gidiyordum tam içeri dalacaktım ki sekreter kolumdan tutup engelledi içerisinin dolu olduğunu ve sıramı beklememi söyleyince bende özür dileyip bir yere oturdum , yaklaşık 20 dakika falan bekledim yaklaşık 10 kişi girip çıkıyordu kimisi gülerek kimisi de stresli hatta biriside ağlayarak çıkınca bendeki şalterlerde koptu kendime hakim olmaya çalıştıkça ellerimin titremesini durduramıyordum daha sonra sekreter beni içeriye aldı aynı iğne sırası bekleyip sıra bana gelince kalp atışı değişen çocuklar gibi hissettim biliyorum çok abartıyorum elimde olmadan , içeri girdiğimde başımdan aşağı kaynar sular döküldü sanki; çünkü böyle bir şey yok böyle yönetici mi olur be bu yakışıklı beyefendinin karşısında nasıl konuşacaktım neyse bir şekilde olacak oturduktan sonra bana sorular sormaya başladı
-Evet, hoş geldin Asena GÖKÇE
*hiç kimse adımı böyle güzel dememişti. Bir daha söyle bir daha* diye içimden geçirdiğimde kendime gelmek için bir kere alttan bacağımı çimdikledim *neler diyorum ben ya kendine gel*
-CV'in baya iç açıcı.. Senin bu şirketten beklentilerin ve maaş beklentin nelerdir Asena Hanım?
*seni gördükten sonra maaşsız bile çalışırım ben beee ne beklentisi , of kendime hakim olamıyorum*
- Öncelikle şirkete katkı sunabilmek ve en önemlisi bu şirkette kişisel ve profesyonel anlamda gelişebilmek için deneyimlerimi kullanabileceğim bir fırsat ayrıca farklı projeler üzerinde de çalışmak isterim. Maaş ise kariyerimden sonra gelir kariyerimde yükselmek benim için her şeyden önceliklidir.
- Güzel , gerçekten cv'ni diğer cv'lere göre başarılı tecrüben olmasa bile zeki birine benziyorsun bugün işe başlayabilirsin bir deneme sürecin olacak sonrasına da bakıcaz artık eklemek istediğin bir şeyler yoksa çıkabilirsiniz.
-Teşekkürler.
Ne yani bu kadar kolay mıydı diye kendi kendime düşünürken sekreter beni ilk olarak şirketin üst kanında ki stüdyoya getirdi ve burada bana verilen kamera ile çekim yapmam istendi evet manken çekimi ben elimde kamerayla pazarda annesini kaybetmiş çocuk gibi kaldım sanki. Arkada bilgisayar başında ki adam sanki dövecek gibi bakıyordu artık bir yerden başlamam gerekti hemen işe koyuldum çektiğim fotoğraflardan sonra saate baktım hemen hemen 3 saattir bu işin başındaydım o kadar yoruldum ki uzaktan bakanlar bahtsız bedevi gibi görürlerdi daha sonra mola için çıktım şirketin yanında ki cafe de acı kahve içip kendime gelmeye çalışırken çok uzaklaşmadan yürüyüş yapmak istedim çok uzaklaşamam çünkü arkası ormandı , hava çok güzeldi birazcık kendime gelmişken garip bir his sardı içimi ama gerçekten garipti yalnız hissetmiyordum sanki ama yalnızdım olduğum yerde etrafıma dönüp bakındım ben gerçekten delirmek üzereyim bu günlerdir süren garip hisler gerçekten can sıkıcı olmaya başladı ve artık umursamamaya karar vermiştim arkamı dönüp şirkete gidiyordum ki tamda önümde bilgisayar başında ki adam yani Ersin belirdi elindeki kahvelerden birini uzatarak:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEAN
FantasySenin karanlığın olan benim gün ışığım... İki farklı dünya ve birbirinden bağımsız hayaller