Oysaki etrafımda dönen sadece hayalindi, bu sensizliği anlatıyordu kulaklarıma fısıldar gibi..
Fakat sanki çığlıklarımı duymuyordu geceler, bende dört duvar arasında kalmış, zamanında sevmiş fakat kandırılmış biri olarak gözüküyordum dışarıdan..
Öyleydim belki ama, kafamdaki kimyasalları atamıyordum dışarıya, bu yüzden sadece dışardan göründüğüm gibiydim, ama içimi bilmeyenleride suçlamıyorum..
Çünkü biliyorum ki içimin patlatamasını sadece bomba imha ekipleri çözebilirdi ki, uyuşturucu etkisini göstermeye başlamıştı..
Ve ben yeniden Sen oluyordum sanki,
İstemiyerek ve Sen olmamak için, son çırpınışlarımı, ellerimle kafamı avuçladığım zaman anladım ki kaçarı yok..
Ama ben sen olamazdım, çünkü benim bedenimi ve kalbimi, ruhu orospulaşmış bir bedene nakletmek aslında ihanete girerdi..
Kusura bakma ama, bizim buralarda severler..
Sizin oraları bilemem, bu sokakların her yerinde ayrı bir aşk vardır, ihanet vardır, kin ve nefret kokar..
Sende uğramış olabilirsin buraya, çünkü şimdi her sokak ayrılık kokar..
Benim odam esrardan kızaran gözlerimin, ve kaynayan kafamdaki buharla kaplı olmasıydı, beni herkezden ayrı kılan..
Senide başkalarından ayrı kılan tek bir neden olabilirdi, sen artık herkez gibi piçleşmiştin sokaklarda..
Bir zamanların birtanesi olabilme şansını, yitiriyordun gözbebeklerimden düşen her damlada..
Kusura bakma, ben senin o gezdiğin züppelerden olamadım, varoş bir semtin, yetim hanesinde eridi çocukluğum..
Ve sende, önceden Hayattın bana göre,
Şimdi ise, bir hayatın kadını olmuşsun başkalarının gözünde..
Zamanında çilingir soframın en ücra köşesinde gelirdi hayalin gözlerime,
Şimdi ise, her yatağa kokun sinmiş gibi gelir burnuma,
Sende az piç değilsin, zamanında gel dediğimde keşke gitmeseydin..