Bir şizofrenin Günlüğünden..
Ben çok yönetmenliğini yaptım sen'li hayallerimin. Başrolleri verdim, figuranları ayarladım, reklama bile girdi bu film.
En çokta gidişin kırdı gişe rekorlarını. Başrolü sana ait olan bir filmin, reklamını anlatıyorum iyi dinle.
Ben senin o hayalindeki zengin küpelilerden olamadım, affeyle. Genellikle benimsedim seni, yeri geldi kavga edip dayak yedim, yeri geldi bir kare fotoğrafınla sabahlara kadar konuştum, ve yeri geldi sen hiç gelmedin.
Umutlarım figurandır bu sahnede. Yeri geldi başrol'de oldu yokluğunu çekerkene. Bu yüzden bu filmin tek konusudur, kahpelik.
Anlıyosun şimdi, Ben senin o bırakıp gittiğin, hatta çok seviyorum dediğin, ayrılmıcaz diyip gittiğin o kişiyim işte.
Ben bu filmin en ince ayrıntısını söylüyorum sana, bir ipin üzerinde ne kadar düz yürüyebilirsen, o kadar yaşama bağlı kalırsın ya hani, Ben o ip'i koparttım.
Adının önüne bir ton küfür koymuşluğum vardır, yüklem'i sen olan. Bu sokaklarda dozajını aşmış birşeyler vardır elbet, kahpeliğin gibi.
Mutluluğun yan etkisi.
Yüzünde gülmüyor değil hani, çok mu seviyor seni benden yanındaki.
Sever, sözde.
Özünü bilmeyene, sahtesi yeter bile.
Devam edin avutmaya.
Flu bir bakış atıp, dumandan göremediğim bir kaç beden görünüyor sanki gözlerimde, yürüyüşü biraz sen gibi, sesi de yankılanıp kulağıma adını fısıldıyor gibi. İnce, kısa boylu, narin ellerinde siyah bir poşet. Bu benim sana olan sevdamın, sen versiyonu.
Anlamanızı istiyorum beni.
Biraz daha dolgun bir ses fısıldıyor bu sefer kulağıma, ' Lavuk kızı kapmış, sen hala derdine yan '. Birileri sanki linç girişiminde bulunuyor beynime, beni kendime düşman eyliyorsun, eyleme.
Bir adım yaklaşıyorum sana, seni çok büyültüyorum kafamda, Zira kafam o kadar yüksek bir binanın tepesinde gibi, göremiyorum seni.
Lavuğun elinde bir tespih, Bir zamanlar bana hediye ettiği tespih'in sadece imamesi farklı.
Yelkendim lavuğa ama, bu sefer de bir imdat yankılandı sokakta ; Yardım çağrıları sokağı birden aydınlatmıştı. Işıklar yanmış, herkes pencereye kavuşmuş.
Elimde bir şişe bira, ne olduğunu öğrenmek için iki üç adım atıyorum, yakınlaşıyorum, yakınlaşıyorum..
Tam o sıra ; Annemin bir feryadına denk geliyor kulaklarım ' Oğlum ' diye bir ses sokaktaki herkesin ilgisini çekiyor.
Kalabalıktan sıyrılıp, yerde yatan adamın yanına geliyorum. Kimse tarafından farkedilmiyorum o zamana kadar, adama bakıyorum, ayna gibi duruyor karşımda. Kendimi görür gibi.
Bir Çığlık kopuyor sonra gecenin ayazında ; Ölümün tribindeyim, kurtar beni annecim ..