Çok rahat uyumuştum. Sabah kalkıp rutin işlerimi halledip üzerime gri bir eşofman ve siyah tişört giydim. Dolabımda çok fazla kıyafet yoktu alışverişe çıkmam lazımdı.
Siyah tişörtü Ali'nin tişörtleri arasından aldım.
Uzun ve boldu. Benim için şıklıktan yana rahatlık önemliydi.
Kendime aynadan baktım. Olmuştum komodin'in üzerinden telefonumu aldım ve mutfağa doğru ilerledim.
Güzel bir kahvaltı hazırlamak istiyordum.
Güzel bir kahvaltı hazırladım.
Son iş çay demlemek kalmıştı.Çayı'da demledim, masaya çay ve portakal suyu koydum.
(Temsili kahvaltı)
Son olarak Ali'yi uyandırmak için misafir odasına doğru adımladım.
Odanın önüne geçince kapıyı tıklattım ama içeriden ses gelmedi.
Bu işlemi 2 kere daha tekrarladım.
Allah'ın hakkı 3'tür değil mi?
Yine ses gelmeyince kapı kolunu indirdim ve içeri girdim.
Ali üzerindeki pikeyi atmış, masum masum uyuyordu.
Çok mu masumdu ne?
Saçları karışmış ve alnına dökülmüştü.
Yanına geçip kolunu dürttüm.
Ama uyanmadı.
"Ali."diye seslendim uyanmasını umarak.
Cevap yok.
Tekrar"Ali."dedim.
Uykulu sesi ile cevap verdi bana.
"Hm."
"Kahvaltı hazır kalk."dedim.
"Tamam, kalkarım."dedi. Erkeklerin uykulu sesi çok mu seksiydi.
"Hadii."diye çemkirdim.
Gözümü açtı ve etrafa baktı. Nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu sanırım.
Sonra yattığı yerden doğruldu ve yataktan kalktı.
Rutin işlerini yapıp misafir odasından çıkıp yatak odasına ilerledi.
Ben ise mutfağa indim.
Çayı alıp masanın kenarına koydum ve masaya oturdum.
1,2 dakika sonra Ali geldi kısa bir günaydın faslından sonra masaya oturdu.
"Çay mı? Portakal suyu mu?"diye sordum.
"Portakal suyu."diye yanıtladı beni.
İkimizin de bardaklarına portakal suyu doldurdum ve tekrar oturdum yerime.
Ben ayaktayken Ali beni görmüş olmalı ki "t-shirt yakışmış."diyerek gülümsedi.
"Kıyafetlerimin bazıları buradaydı ve bende tişörtü senden almak zorunda kalmadım. Kusura bakma."dedim.
Yoo kıyafetlerim burada olsa da senin tişörtlerini giyerim.
"Tabi ki giyebilirsin."dedi.
Ben anlamayacak ona baktım ve ağzımdan bir "ne"nidası çıktı.
"Hani dedin ya kıyafetlerim burada olsa yine seninkini giyerim diye, bende giy dedim." Gözlerimi fal taşı gini açarak dediklerini idrak etmeye çalışıyordum.
Ben onu dışımdan mı dedim.
Neysee
"Bugün alışverişe çıkmam lazım. Kıyafetim yok burada."dedim. İzin almıyordum sadece haber veriyordum.
"Almana gerek yok ben senin için alışveriş yapmıştım."diyip kahvaltıya devam etti.
Bende konuyu üstelemeyip kahvaltımı yaptım.
Kahvaltıdan sonra masayı kaldırdım. Ali'de bana yardım etti.
Bulaşıkları makinaya dizdim ve oturma odasına ilerledim.
Koltuğa oturunca cebimden telefonu çıkarttım ve Instagram'da gezmeye başladım.
Geçen 10 dakika sonunda sıkılmıştım.
Canım çikolata çekmişti. Kalkıp dış kapıya doğru ilerledim.
Kartım telefonun arkasındaydı.
Kapıyı açtım tam çıkacakken Ali seslendi içeriden.
"Sude, nereye gidiyorsun."diye sordu.
"Canım çikolata çekti markete gidiyorum. Birşey istiyor musun?"diye soru yönelttim ona.
"Bekle."dedi ve yanıma geldi sonra ise devam etti.
"Sen geç içeriye ben giderim markete."dedi.
Canıma minnet.
"Peki"dedim.