aile yemeğimiz tüm neşesiyle devam ediyordu. sessizlik içinde.
"şimdi sizin aranız düzeldi değil mi?"
altay'a doğru baktığımda, yemeğini yemeğe devam ettiğini gördüm.
aynen devam böyle.
"evet, düzelttik sorunlarımızı."
çat sesini duymamızla masadaki herkesin bakışı altay'a döndü.
"pardon çatalımı düşürdüm de."
"bu çocuk hep böyle salaktı ya."
baba... seni çok seviyorum.
altay, göz devirdi.
"ben bir su'ya bakayım."
annem uyuyarak en iyisini yapıyorsun bir tanem.
hızlıca masadan kalkıp, su'yun odasına geçtim.
"annem, bir tanem."
beşikten alıp öptüm kızımı.
"oh, kurban olurum aşkım."
gülmeye başladığında bende gülümsedim.
"aşklarım?"
altay, kapıya yaşlanmış bizi izliyordu.
su, altay'ı gördüğü gibi ellerini ona doğru uzattı.
sat tabii beni annem, sende sat.
"gel bakalım bebeğim," su'yu kucağına aldıktan sonra beni de yanağımdan öptü. "oh, bir bebek de burada varmış."
tamam kabul bayağı iyi hareketti şimdi.
"demek aramızdaki sorunları hallettik."
su'yu beşiğine geri koyup, bana döndü altay.
"e hallettik?"
elleriyle belimi sardı.
"hallettik tabii, güzelim benim."
önce boynumu öptü. sonra da dudaklarımı öpmeye başladı.
yavaşça karşılık verdim.
dudaklarımızı ayırdıktan sonra alnını alnıma koydu.
"annemleri göndersek?"
kahkaha attım.
"aklın nerede ya," su'yu kucağıma aldım. "ben aşağıya iniyorum gel sende."
"önce rujunu düzelt bence."
-
ARKADASLAR BU HIZ HALIS MI YA
