0.9

68 9 81
                                    

sangwon leo'nun kısa sürecinde uykuya dalması ile gerçekten çok uykusuz kalmış olduğunu tekrar fark etmişti. sözünü de hiç dinlemiyordu, sangwon defalarca geç yatmamasını söylemişti. leo ise sabaha kadar oturmayı tercih ediyordu.

sangwon başını göğsünden kaldırıp yatakta oturdu ve leo'yu seyretmeye başladı. gece gayet iyi uyumuştu, o yüzden uykuya dalamayacağını hissetmişti. leo'nun yüzüne bakarken istemsizce gülümsedi, ona bakarken genel olarak gülümsüyordu zaten... elleriyle saçlarını okşadı. yumuşak saçlarına dokunmak hoşuna gitmişti, o yüzden elini bir süre saçlarında gezdirdi.

leo ile tanıştıklarından beri hayatındaki çoğu şey olumlu ilerliyordu. leo onun şansı gibiydi, o yanındayken her şey iyiye gidiyordu.

sangwon elini saçlarından yanağına indirdi. kirpiklerinin ne kadar güzel göründüğünü düşündü, nasıl her şeyiyle bu kadar güzel görünebildiğini...

sonra parmakları dudaklarına dokundu, yumuşaktı. son birkaç haftadır daha sık aklına gelen leo'yu öpmenin nasıl bir şey olacağı düşüncesi tekrar zihnini ele geçirmişti böylece... güzel olacağını düşünüyordu, ama durup dururken ona kendisini öpmek istediğini nasıl söyleyebilirdi ki?

sangwon bunu düşünürken iç çekti ve mırıldandı.
"seni öpmeyi gerçekten çok istiyorum..."
daha sonra eli tekrar leo'nun saçlarına yerleşmişti.

"o kadar istiyorsan öpebilirsin."
diye fısıldadı leo.

leo'nun uykusu normalde gayet ağır olduğu için, sangwon bir anlığına kafasında onun sesini duyduğunu zannetmiş, ancak hemen sonrasında leo yatmayı bırakıp oturduğu için duyduklarını gerçekten onun dudaklarından dökülen sözler olduğunu kabullenmek zorunda kalmıştı. şimdi utanıyordu işte.

"ne dedin duymadım?"
dedi sangwon. yüzünün yandığını hissediyordu, kızardığını da bu şekilde fark etmişti. leo güldü.
"bana duydun gibi gelmişti."
sangwon bir şey söylemedi ve gözlerini kaçırdı.
"ben de seni öpmek istiyorum."

bunu duyduğunda, yüzü iki kat daha çok yanmaya başlamıştı. leo'ya bakmaktan çekiniyor olsa da başını çevirip gözlerine baktı. leo söylediği şeyde ciddi miydi yoksa her zamanki gibi saçmalıyor muydu anlaması gerekiyordu.

leo ise sanki ciddi olup olmadığını anlamaya çalıştığının farkına varmış gibi yüzünü sangwon'a yaklaştırmıştı. sangwon şimdi kızardığından tamamen emindi.
"seni öpebilir miyim?"
diye sordu leo.

sangwon leo'nun gözlerinin içine baktı.
"sanırım."
diye mırıldandı.
"sanırımın bir cevap olduğunu sanmıyorum."
dedi leo.
"ben söylemediğim sürece böyle bekleyecek misin gerçekten?"

"evet. kalkmana da izin vermem. seni öpüp öpemeyeceğimi söylemediğin sürece böyle beklerim."

sangwon kıkırdadı. ama bunu yüzüne bakarak söylemekten kendisi hamle yapıp dudaklarıyla leo'yu susturmayı daha cazip bulmuştu.

(minik bir not surdan sonrasını yazarken o kadar cok silip tekrar yazdim ki gercekten YETAAEERRRRR  stream one look btw neyse DEVAMM)

leo beklemediği bu hareket karşısında ilk önce tepkisiz kalsa da, sangwon'a karşılık vermekte çok geç kalmamıştı. sangwon ellerini leo'nun saçlarına çıkarmış ve saç tutamlarıyla oynamaya başlamıştı. leo bir eliyle sangwon'un yanağını okşuyordu, diğer eliyle de belini tutuyordu. ve ikisi de nefessiz kalana kadar bu şekilde öpüşmeye devam ettiler.

sonunda ayrıldıklarında, sangwon yüzünü çevirip gülümsemişti. bir anda her şey hızlıca geliştiği için tam olarak kabullenebilmiş değildi az önce yaşadığı şeyi. gerçekten öpüşmüşlerdi... gerçekten.

"öyle odayı mı inceleyeceksin yoksa konuşacak mıyız?"

"müsade edersen yaşadığım şeyi algılamaya çalışıyorum."

"asıl benim algılamaya çalışmam gerekiyor sen beni öptün?"

"sanki karşılık vermedin... zorla öpmüşüm gibi konuşma döverim şimdi seni."

"dövmezsin kıyamazsın bana bence... hem öperim sinirin geçer nasıl fikir?"

"ben her sinirlendiğimde beni öpüp sakinleştiremezsin."

"denemeye değerdi."

ikisi de güldü, sangwon yatağa uzandı.

"çok sıcak oldu."

"bana olan aşkından sıcak basmıştır."

"öyle olmuş herhalde."

leo da sangwon'un yanına uzandı.

"bundan sonra beraber mi uyusak?"

"erken yatmak zorundasın o zaman?"

"tamam yatağında yat."

"hayır erken yatıyorsun beraber uyuyoruz."

"uyumadan iyi geceler öpücüğü veriyor musunuz?"

"bakarız... hem sen kim oluyorsun da sana iyi geceler öpücüğü veriyorum ben? sevgili miymişiz?"

leo sangwon'un bu söyledikleri üzerine kahkaha attı. daha sonra yanında uzanan sangwon'a sarılıp kulağına doğru fısıldadı.
"sevgilim olur musun lee sangwon?"

leo'nun nefesini boynunda hissettikten sonra birkaç saniye tekrar hayatını sorguladıktan sonra kendisine sorulan soruyu tekrar yanındaki bedenin dudaklarını öperek yanıtladı.

_______
17.08.23
DON'T USUALLY TALK LIKE THIS
BUT WITH YOUR NAME ON MY LIPS
(stream one look arkadaslar iyi gunler gorusuruz yazar kiss yazarken geberdi)

✓ love you more than ⌗ leo × sangwonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin