BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİMSevgilim, ellerini tutuyorum.
Hissedebiliyor musun?Üşüdüğünde sarılmamı isterdin, sarılıyorum, ısındın mı?
Görebiliyor musun beni? Gözlerime bakıyorsun ama, görüyor musun?
Seni görüyorum sevgilim, ısıtıyorsun beni.
Bir yılın ardından ellerimi tutuyorsun. Ben henüz vazgeçmişken neden şimdi geldin?
Üzdüm mü seni gidince?
Vaz geçtiğimde sana yalvardım, senin yalvarışlarınsa sesimi bastırdı.
Geri getirin onu bana dediğini hatırlıyorum. Geldim, mutlu oldun mu?
Senin bana geldiğini hissediyorum, ama ben sana gelecekken neden?
Bende gelsem yanına çok kızar mısın?
Beni dinlemeyeceğini biliyorum sevgilim, canının acımasından korkuyorum.
Sen kendini düşünmezsin ki. Tek derdin buraya gelmek değil mi? Canını yakma lütfen.
Kendimi düşünmediğim için kızıyorsun bana değil mi?
Canımı yakmamamı söylüyorsun, deneyeceğim sevgilim.
Beni son öptüğün günü hatırlıyorum,
bu gün.365 gün önce bu gün,
birkaç dakika sonra beni son öpüşünün yıl dönümü.Gittiğin gün bulduğum günlüğünü okudum. Bir yıl boyunca o güne kadar ne yapmışsak onu yaptım.
Bu gün buraya gelmişiz, sen bana çok beğendiğim çiçeklerden almışsın. O çiçeklerden aldım sevgilim. Mezarının ıslak toprağına yeni kavuştu kökleri. Hissettin mi?
Beni sardığın gibi sarmalasın istedim seni, üşüme olur mu?
Bende geliyorum yanına.İlaçları içiyorsun sevgilim, eskiden bana değen dudaklarına değip vücuduna giriyorlar. Acıyacak mı canın?
Bencilce olacak belki ama,
bekliyorum sevgilim.
Mutluyum çünkü yanıma geleceksin.Canım acımıyor,
her yerimin uyuştuğunu hissediyorum. Birkaç dakikam kaldı sana
kavuşmak için. Bir mektup yazdım.
Arkamda bıraktığım kimse yok ama,
beni bulan her kimse ona açıklamak istedim her şeyi.Senin uyuduğun yere geldim şimdi, mezarına? Ah ne kadar korkunç değil mi? Ölülerin bir arada olduğu yer. Ölürken, hayır yanına gelirken burada olmam daha iyi değil mi?
Umarım elimdeki çiçeği görüyorsundur. Kendime de aldım bir tane, umarım bunu benim için mezarıma dikecek biri olur. Unutmadan mektuba yazmam gerekecek, son isteğim olarak.
Sanırım vakit gelmek üzere, ayrıldığımız gün kavuştuğumuz güne dönüşmek üzere sevgilim, lütfen pişman olma.
Sanırım daha fazla ayakta kalamayacağım, ayaklarımı ve vücudumu hissetmiyorum ellerim ise hâlâ sabah suladığım toprağın ıslaklığını hissedebiliyor.
Görüyorum sevgilim, karşımda oturuyorsun. Sen birkaç santim önümdesin. Gözlerin mi doldu? Lütfen mutlu olduğun için aksın göz yaşların.
Sen de ağlıyorsun, mutlu musun?
Yoksa pişman mı oldun?
Lütfen sadece kavuştuğumuz için ağla,
ben öyle yapıyorum çünkü.Kavuşmuşlardı.
Zordu ayrı kalmak onlar için.
Şimdi kavuşmuşlar,
sonsuz bir hayata başlamışlardı...KEREM'İN ARDINDA BIRAKTIĞI MEKTUP
Nasıl başlamalıyım.
Kime olduğunu bilmiyorum. Beni bulan kişiye,
Lütfen benden rahatsız olma, ölüler canavar değillerdir. Sana hiçbir şey уаратат.
Sadece neler yaşadığımı anlatmama izin ver.
Bir yıl önce bu gün sevdiğimi kaybettim, hayır o hep benimleydi. Bir kaza onu benden ayırdı. Sevgilimi... Bu gördüğün mezar ona ait. Evet üzerinde sümbül çiçekleri olan mezar. Sonsuz sevgi ve bağlılığı temsil ettiğini duymuştum.
Altay Bayındır, o ismi gördün değil mi? Beni hayata bağlayan kişiydi o. Bir yıl önce, ondan ayrıldığımda ölmüştüm ben zaten. Bu zamana kadar neyi bekledim nasıl dayandım inan bilmiyorum. Sadece belki de mezar taşımda aynı günün yazmasını istedim.
Düşündüm de, belki de her şey benimle o mezara girmeli, çoğu şeyi anlatmamalıyım.
Evet bu bir intihar mektubudur, tamamen kendi isteğim ile sevdiğime kavuşmak için böyle bir şey yapıyorum.
~Kerem Aktürkoğlu
Ah son olarak, kendime de sümbül çiçeği almıştım. Bunu istemek hakkım değil belki ama, senden ilk ve son isteğim bu, bu çiçeği mezarıma diker misin? Çiçeklerimizi sulayacak biri yok, ama belki de gökyüzü akıttığında göz yaşlarını onların da yaşmak için bir şansı olur. Çünkü ben o şansı kaybettim artık.
THE END