2.7

34 5 32
                                    

"İyice bakın adama bir şey olmuş mu diye, sizin yüzünüzden çocuğu olmayacak yazık." Namjoon'u sardıkları halıdan çıkarmaları için sırtlayıp salona getirdik. Jimin ve Seokjin halıyı açarken ben de korkmuş Namjoon'a bir bardak su vermek istedim. Yarım saattir halıya sarılı şekilde çöpün içinde duruyormuş adamcağız. Azıcık aklı varsa da uçup gitmiştir şimdiye. Belki su içmek biraz iyi gelirdi.
Kalkıp mutfağa ilerledim. Bardakların olduğu rafı hatırlamaya çalışırken hemen arkamdan birinin mutfağa girdiğini duydum.

"Sen gelsene böyle, doyamadım ben." Duyduğum sesle Taehyung'un beni kendine çevirmesi bir oldu. "Sapık mısın lan sen aniden gelip ellemeye çalışıyorsun?" Yüzümün yakınına gelip gülümsedi. "Senin sapığınım belki, ne yapacaksın dövecek misin beni?" İyice eğilip cümlenin sonunda dudaklarıma minik bir öpücük bıraktı. İçeriden biri gördüyse cenazemiz çıkar diye gerilip gözümle kapıya bakındım. Arkamızdan kapatmıştı. Bu kez de ben eğilip bir öpücük bıraktım dudaklarına. Tam beni yakalayıp bu öpücüğü derinleştirip bir öpüşmeye çevirecekti ki ben kaçıp bardak aramaya devam ettim.

"İçeride bizimkiler varken çok elleşmesek daha iyi sanki." Ben konuşurken memnuniyetsizce mırıldandığını duydum. "Ben sana doyamadım diyorum sen bana uzak duralım diyorsun. Sen hiç sevmiyorsun beni ben anladım." Trip mi atıyordu bu herif bana yoksa ben mi yanlış duyuyordum?
"Koskoca adamsın şu triplerine bak, bir de ağla bayıl istersen buraya. Bizimkilere daha söylemedim öpüştüğümüzü o yüzden biraz dikkatli olalım ben anlatana kadar diyorum. Bu yani sadece." Açıklamamı tezgaha yaslanıp sakince dinledi. Bir durgunluk gelmiş gibiydi yüzüne. Ben bardak bulup içine su doldurana kadar hiç konuşmadan boşluğa baktı.
"Söylemek istemiyor musun peki?"

Hayatımın şokuyla yüzüne baktım. Benden daha drama kraliçesi ve daha çok kafada kuran birini ilk kez görüyordum. Tacımı elimden almaya mı çalışıyorsun lan tek problemli benim bu evrende diye bağırmak istedim.
"Saçmalama istersen tabii ki bahsetmek istiyorum, Taehyung ben senden hoşlandığımı belli etmek için daha ne yapayım lan? Kucağına çıkıp öptüm seni hayvan herif. Sadece bana zaman ver de arkadaşlarıma bu ufak temasımızdan bahsedip bunu hazmetmeleri için 2 gün yas tutmalarına izin vereyim." Kafasını ağır çekimde salladı. Boşluğa bakmaya devam ediyordu. Beni dinlediğinden bile şüpheliydim. Bardağı tezgaha bırakıp yanına gittim. Öylece yaslanmış duruyorken önüne geçip kollarımı iki yanına attım. Yüzüm aniden önüne gelince önce bir irkildi sonrasında minik bir gülücük belirdi dudaklarında.
"Bazen bu kafanın içini nasıl boşaltabilirim, seni nasıl rahat ettirebilirim diye sorguluyorum. Çok düşünüyorsun Taehyung. Bunun yerine beni dümdüz öpebilirsin mesela." Kendi cümlelerini ona satmak biraz klişe bir hareketti ama insan sevince inanılmaz bir rezilliğe bürünebiliyormuş meğer.
Ben daha konuşurken tanıdık gelen cümlelerle gülmeye başladı. Kocaman kahkahası mutfakta yankılanırken içimden bu tatlılığını ısırma isteği geldi. Kollarımın arasında kıkırdarken resmen parlıyordu. İçimde tutamayıp ona da sevgimi belli etmek istedim. "Gülme bak o kafanı, ağzını, yüzünü yerim senin."

"Senin sevgi dili biraz değişik galiba. Alışırız gülüm buna da alışırız." Sapık amcalar misali içindeki arabesk karakter ufaktan çıkmaya başlayınca gitmem gerektiğini anladım. Tezgaha bıraktığım suyu kaptığım gibi mutfağın kapısına koştum. Kapalı kapıyı açıp salona ilerledim.
"Jungkookieeee bu bayıldı biz de uyansın diye kollarını havaya kaldırdıııık." Yerde baygın yatan Namjoon'a bakakaldım bir süre. Ardından elimdeki suyu bir yere bırakıp yanına koştum. "Kollarını değil gerizekalı AYAKLARINI KALDIRMANIZ LAZIM!" Bu geceyi katil olmadan kapatmak için elimden geleni yapmam lazımdı.

Namjoon'un bacaklarından birini omzuma alıp diğerini kaldırmak için tam araya girip yerimi aldım. Pozisyon çok yanlış gözükse bile en azından kan dolaşımı hızlanabilirdi. Sonunda mutfaktan çıkmaya karar veren Taehyung yanımıza geldi. Önce olanları anlayamadı ama bir süre sonra Namjoon'u uyandırmak için suyla yüzünü silmeye ve ufak tokatlar atmaya başladı. Geçen beş dakikanın ardından Namjoon kendine gelmeye başladı. Önce gözlerini açıp bacaklarının arasında duran bana baktı. Pek iç açıcı gözükmüyorduk.
"Ulan iki dakika bayıldık hemen götümüzün peşine mi düştünüz şerefsizler." Uyandığı için utanıp sonunda omuzlarımda duran bacaklarını yere indirdim. Benim yerime Tae cevap verdi.
"Aynen kardeşim kıymetli götünün derdine düştük, sen uyan diye kaldırmadık yani. Neyse yeter kalk artık."

Our Story/ tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin