1

169 23 15
                                    

Seungmin bu işlere nasıl girdi pek hatırlamıyor. Sadece stres atacaktı. Yeni mezun filandı. Öfke problemleri vardı. Çocukluğunu yaşayamamıştı ve arkadaşlık ilişkileri düzgün değildi.

Sonra bir anda kendini bir merdivenaltı dövüş kursunda buldu. Daha sonra ver elini yeraltı dövüşleri. Başta sadece eğlencesine izleyeceklerdi. Sonra ringe çıktılar. Ring dedikleri de, ince bir halatçık. Seungmin çok defa kemiklerini çatlattı. İyi olana kadar birkaç yerini kırdı. Üç yıldır aynı bokun içinde çünkü Minho'yla burda tanıştı. En yakın arkadaş gibi gözükseler de değiller ama. Öyle bir samimiyet yok. Sevdalıydık, abi dedi olayları olmasın diye pek yaklaşmadı. Minho da onun kendisinden hoşlandığını anlamış olacak ki kanka ayağına gitti, gitti de açık kapı bırakmak için. Samimiyetsiz kankalık. Her şey dalgasına. Bir gün Seungmin tutup öperse tuhaf olmasınlar diye yer bıraktı hep.

Sonra Jisung. Seungmin de Minho da Jisung'ın başlarda Minho'dan hoşlandığını biliyordu. Doğal karşılamak lazım. Kendilerini yeni keşfediyorlardı. Kasli erkeklerle dolu, kanlı bir meseleye girmişlerdi ve üçü de burada olmak için fazla güzeldi. En azından gay durmuyorlardı.

Seungmin... Minho'yu başta sevmemişti. Bir erkeği sevebilmekten korkmuştu. Hala korkuyor. En azından kabulleniyor. Minho bu konulara her zaman daha açıktı ama ilgisiz görünüyordu. Ben gay değilim ama olanla da sorunum yok, havaları. Seungmin'in kafası hep karışıyor.

İşte on iki dolar bahsine girdiler. Seungmin nasıl olsa bırakacak dövüşü, yeni bir işte çalışmaya başlayacak diye. Fotoğrafçılık. O ellere de yakışır zaten. Blowjob olayı işin şakası. Aralarında öyle bir şey olmayacaktı.

Seungmin kazandı. Zor değildi. Asıl mesele çıkışta olmuştu. Seungmin Minho'nun götünü sıkayım derken adamın tekinin hatununun poposuna el atmıştı. Kalabalıktı yani, nerden görsün. Yumuşak olduğunu fark edince elini çekmişti zaten. Minho'nunki sıkıydı baya.

Orda yedi tabii yumruğu. Ringde olsa karşılardı. Habersiz geldi. Adama açıklama da yapamadı. Ya ben geyim, Minho'yu sıkacaktım diyecekti ya susacaktı. Yapma etme dedi de söz dinletemedi. Adam da içmişti galiba. Ne beklenir ki? Adamın, Minho'nun dün bahsettiği adam olması mesela. Beklenir miydi? Sevgilisi varmış. Minho'ya yazık.

"Hala blowjob yapabilirsin."

Minho gözlerini devirdi. Seungmin'in yüzünde duellodan kalan izler vardı. Dudağının kenarı patlamıştı. Sevgilisinin poposuna ellediği adam
sa yüzünün bir yarasını morartmıştı. Gözlerk hafif kısıktı. Minho nedense onun dövülmüş hallerini şirin buluyordu. Sadist miydi, neydi.

"Changbin gelecek şimdi."

"Ya ne olacak. Hem bilerek yapmadığımı anlamış olur."

"Zaten anlattım."

Seungmin'i bi kıskançlık bastı.

"Baha konuştun yani. Numarasını da almışsındır."

"Herhalde? Bizim mekana geliyor çünkü."

Takıldıkları esnaf kafesi. Çay ocağından dönme. Onların mekan işte. Minho onun moralinin bozulduğunu görünce dayanamadı. Akşam vaktiydi zaten. Kimse yoktu. Onun yanına yaklaştı. Kasa olarak kullanılan uzun tezgahın arkasındalardı. Parmaklarıyla Seungmin'in dudaklarına dokundu sevecen tavrıyla. Dalga geçer gibi güldü. Adamın saçlarını karıştırdı. Seungmin fena tutuktu Minho'ya.

"Bunu mu istiyorsun galip?"

Bir anda dizleri önüne çöküp kıvrak bir hareketle Seungmin'in eşofmanıyla beraber baksırını indirince Seungmin'in gözleri fal taşı gibi açıldı. Gerçek oluyordu. Ama hayır. Daha romantik olmalıydı. Önce sevişeveklerdi.

Tabii bir terslik vardı. Minho Seungmin'in sönük pipisini görmeyi beklemiyordu. Olay daha erekte olmamış olması değil. Baksırı yanlışlıkla indirmişti. Sadece dalga geçecekti. Bir anda o uzuvla göz göze gelince beyni durdu. Yukarı baktı.

Dışardan bir ses duyuldu.

"İyi akşamlar."

Minho bir anda ayağa kalktı ve kasanın arkasında, Seungmin'in yanında gözüktü. Seungminse anında eşofmanı çekip oradan çıktı.

Changbin'in gözleri kocamandı. Elindeki kepini geri taktı.

"Böldüm galiba." Dışarı çıkıyordu.

"Hayır ya dur, yanlış anladın. Çiçek mi getirdin sen?"

Seungmin anlam veremedi. Minho alaya alır gibi güldü. "Sağ ol ya. Kafeye de iyi gider bu." Çiçeği geri aldı.

Changbin Seungmin'e yaklaştı. Seungmin nefesini tuttu. Boy farkı varmış. Nasıl attıysa yumruğu.

Changbin elini uzattı. Seungmin tedirgince karşılık verdi.

"Kusura bakma birader ya. Halamdı da kendisi. Aile namusu filan. Ben biraz panik yaptım."

Seungmin'in hoşuna gitmedi bu durum. Yani sevgilisi olmayabilirdi. Minho elden gidecekti.

"Yok ya ne kusuru. Hala olunca başka tabii. Sevgili olsa neyse."

"Seungmin ne saçmalıyo'n?"

"Bi türk kahvesi mi yapsam?"

"Olur. Yap da içelim."

Bu ikisini de arada tezgah olsa da bırakmaya gelmezdi. Ay bir de kapının önüne çıktılar, gece vakti. Romantik romantik. Tüttürüyorlar.

"Sıçarlar."

Hiç mi hiç afiyet olmadı. Seungmin bir şeyler sezdi. Haydi hayırlısı, dedi.

Oyle iste yaw

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oyle iste yaw

yeralti misyonu (polyamory)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin