Bir insan için geri dönmek ne kadar zordu? Geri de bıraktıklarına, asi bir tavırla kapıyı çarpıp çıktığı evine, asla dinlemediği ailesine dönmek ne kadar zor olabilirdi ki?Çok zordu, Kim Taehyung gibi gururlu bir adam için çok zordu.
Hem de kucağında çocuğuyla.
Ama yapacak başka hiçbir şeyi yoktu, çalışması gerekiyordu, kendisi işteyken kızına bakacak biri lazımdı. On sekiz aylık bebeğini bir bakıcıya emanet etmektense ailesine emanet etmek güvenli geliyordu. Hoş şu an için bakıcıya verecek parası da yoktu.
Bebeği içinse şimdi tüm gururunu ayakları altına alıyor, 'asla dönmem' gibi büyük laflarını çiğniyor, bir elinde bavulu diğer elinde bebeğiyle annesinin kapısının önünde dikiliyordu.
Kapıyı iki kere tıklattığında dudaklarını gerginlikle dişledi. Neyse ki bu gergin bekleyiş uzamamış, kapıyı ablası Jisoo açmıştı. Karşısında kardeşini gören kız önce şaşırmış daha sonra "Hoş geldin," demişti.
Jisoo'nun bakışları elindeki bavulda gezinirken Taehyung, "İçeri girebilir miyiz," diye soruyordu. Kız kapının önünden çekilip geçmeleri için müsade ettiğinde anneleri mutfaktan "Kim o," diye seslendi.
"Taehyung gelmiş anne."
Annesi de merakla yanlarına geldiğinde Taehyung mahcup bir şekilde bakışlarını kaçırdı ve "Döndüm," dedi. "Sana döndük anne."
Taehyung, annesinin hiç istemediği bir evlilik yapmış hatta bu uğurda ailesini karşısına almıştı. Evleneli neredeyse üç sene olmak üzereydi ve üç senedir ailesinden kimseyle konuşmamış, görüşmemişti. Jisoo onu ne kadar arayıp sormak istese de Taehyung gurur yapmış 'sevdiğim kadını istemeyenleri ben de istemem' mantığıyla hareket etmişti.
Fakat hesap çarşıya uymuyordu her zaman, bir zamanlar terk ettiği ailesinin yanına tıpış tıpış geri dönmüştü.
"Hoş geldiniz," dedi Jisoo sessiz kalan annesi yerine. "Hadi salonda oturup konuşalım."
Koltuklara oturduklarında Jisoo'nun büyük kızı -altı yaşındaydı ve Taehyung'u hayal meyal hatırlıyordu ve küçük kızı -üç yaşındaydı ve Taehyung'u tanımıyordu- salona girdiler. Büyük olan "Dayım gelmiş," diyerek adama koşturduğunda küçüğü de onu takip ediyordu.
Kucağındaki bebeğini biraz yana çekip kendisine koşan Mina'yı tek eliyle sarmıştı. "Kocaman olmuşsun güzellik."
"Büyüdüm tabii," dedi bilmiş bir tavırla Mina.
Ablasının arkasında çekingen bir tavırla duran Sana'yı da yanına çağırdı ve onu da öptü özlemle Taehyung. "Seni bıraktığımda daha aylıktın. Çok büyümüşsünüz ikinizde."
"Sorma kocaman oldular. Bir tanesi de yolda."
Ablasının karnını göstererek konuşmasıyla ona döndü Taehyung, "Çok sevindim abla. Kaç aylık cinsiyeti ne?"
"Sekiz haftalık, daha öğrenmedik cinsiyetini. Biz de senin kızın olduğunu duymuştuk ama ilk defa görüyoruz."
Taehyung ablasının laf sokuşuyla gözlerini kaçırdı ve "Yeji," diye tanıttı kızını. "Bir buçuk yaşında."
"Annesi nerde?" Taehyung'un annesi ilk defa konuştuğunda sorduğu sorunun gerici etkisi tüm salona yansımıştı. Jisoo çocuklarını odadan kovmuş ve rahat bir konuşma ortamı yaratmıştı.
"Gitti. Bizi bırakıp gitti. Sehun'a."
"Sana söylemiştim, ama dinlemedin işte beni."
Annesinin yükselen sesinden sonra Jisoo, babasının kucağında mışıl mışıl uyuyan Yeji'yi kucaklayarak içeri yatırmaya götürdü.
"Zamanı geri alamam anne. Sevdim yaptım bir hata. Bir süre, para biriktirip kendimizi toparlayana kadar seninle kalmamıza izin ver."
"Sizin zaten bir eviniz eşyalarınız yok muydu?" diye sordu annesi Hyemi şüpheyle.
"Her şeyi satmak zorunda kaldım. Bana öyle bir borç taktı ki. Ama istemiyorsan gideriz, bakarız başımızın çaresine."
Hyemi "Saçmalama," diye reddetti hemen oğlunu. "Torunumu sefil bir hayata yollayacak değilim kendi ellerimle. Ben bakarım ona."
Taehyung annesine teşekkür ettikten sonra Hyemi, Yeji'nin aç uyanacağını düşünerek mutfağa mama yapmaya gitti. Bu sırada da kapı çaldı, herkes bir şeylerle meşgul olduğundan kapıyı açan Taehyung'tu.
Kapıyı açtığında karşısına yirmi yaşlarında bir çocuk çıktı. Siyah saçlarına tezat kısacık keten bir şort ve oversize bir atletin açıkta bıraktığı bembeyaz bir teni vardı. Bu sıcak havaya rağmen kollarına gümüş bileklikler takıştırmıştı. Yüzünde de çıkık ön dişlerini belli edecek büyüklükte bir gülümseme vardı.
"Merhaba," dedi önce. Taehyung'u ilk defa görse de hiç garipsememiş sorgulamamıştı. "Canım bol tereyağlı kakaolu bir kurabiye çekmişti ben de mutfağa girip yaptım hemen. Biraz uzun sürdü ama bir sürü kurabiyem oldu. Ben de kurabiyeler fazla olunca Bayan Kim'lere de getireyim dedim hem yan daireden kokmuştur Jisoo ablama. Aşermiştir."
Sahiden bu sırada kurabiyelerin kokusunu alan Jisoo kapıya geldi ve "Kurabiye mi yaptın Jungkook?" diye sordu. Bütün ilgi odağı, çocuğun elinden kaptığı kurabiye dolu tabaktaydı.
"Evet sana da getirdim noona. Umarım beğenirsin afiyet olsun."
Jisoo teşekkür mırıldandıktan sonra gözü dönmüş bir şekilde tabaklarla uzaklaşırken Taehyung, adının Jungkook olduğunu öğrendiği çocukla yalnız kalmıştı.
"Hamilelik de zor," diye söze başladı Jungkook. "İnsanın sürekli canı bir şey çekiyor. Yani tamam benim de çekiyor ama ben yapmaya üşenip yemesem bir şey olmuyor. Ya Jisoo noonanın bebeğinde doğum lekesi çıksa?"
Taehyung konunun nasıl buraya geldiğini ve çocuğun nasıl bu kadar çok konuştuğunu anlamasa da Jungkook'u matrak bulmuş ve tebessüm etmişti. Bu sırada çocuk "Çok konuştum, değil mi," diye soruyordu.
"Yo, sorun değil," diye yanıtladı onu Taehyung kibar bir şekilde.
"Neyse ben gideyim. İyi akşamlar size."
"Teşekkür ederiz, iyi akşamlar."
Taehyung kapıyı kapattıktan sonra mutfaktan çıkan annesi "Jungkook muydu o," diye sordu.
"Evet oymuş."
Annesi onaylamaz bir tavırla başını iki yana salladı, "Ondan uzak dur Taehyung. Uzak dur ve kızını da yaklaştırma."
"Niye," diye sordu Taehyung. Samimi olma gibi bir düşüncesi yoktu zaten, aralarında yaş farkı olduğu belliydi. Ama tatlı birine benziyordu, annesi neden böyle bir ima yaptı anlamamıştı.
"O çocuk biraz şey, anlarsın ya."
Taehyung'un kaşları, annesinin kast ettiği şeyi anladığında -yöneliminden bahsediyordu- daha çok çatıldı.
"Çocukları yanlış etkilemesin diye uzak tutuyor herkes. Sen de dikkat et Yeji'ye. Aklına girip onu da kendine benzetmesin."
Taehyung bu sefer annesini dinleyecek mi zaman gösterecekti.
![](https://img.wattpad.com/cover/350117783-288-k342891.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
falling all in you
Fanfiction[taekook] Kucağında kızıyla yıllar sonra annesinin evine döenen Taehyung ve komşusu Jungkook. Kim Taehyung & Jeon Jungkook //100923