~bir anda aklıma estiği için yazmaya başladığım bir şey...
18.08.23.
—————————————————————————
Ben Alya on yedi yaşındayım.İzmir'de yaşıyorum.Normal bir devlet okulunda okuyorum.Her gün aynı şeyler okula git,eve gel,yat ve yine okula gel.Artık hayatımda bazı değişiklikler istiyorum,macera istiyorum.Ama macerayı bulamıyorum ya da macera beni bulamıyor kim bilir?
Saat 07:17 okulun başlamasına 43 dakika var hatta şimdi 42 oldu.Ama okula hiç gidesim yok.O sıcacık yatağı bırakıp okula gitmek mi?Cidden işkence gibi
hem de Çin işkencesi.
Evet okula vardım.Gitmek istemiyordum ama gideceğimi sizde biliyordunuz.Okuldaki o insan dışı varlıkları görecektim ve eve geri dönecektim.Ya da dönmeyecektim.
Sınıfa doğru ilerlerlen kolidorda bir kaç öğrencinin
duvarlara bir ilan yapıştırdıklarını fark ettim.Ama tam olarak göremiyodum.Ama ne olduğu pek de umrumda değildi.Ne olabilirdi okul kurallarını mı asmışlardı,yoksa sınav mı olacaktık ya da şey şey kesin konferansta bir şey yapacaklardı.
Sınıfa hızlıca girip sırama oturdum.Yanimdaki oturan şahıs daha gelmemişti oysaki dersin başlamasına 5 dakika vardı.
Ders başladı hoca sınıfa hızlıca girerek selam verdi.Ders Fizik'ti aramızda kalsın ama en nefret ettiğim ders.Hocayı da pek sevmiyorum sınıfa bir giriyor içim kararıyor resmen.
Hoca yerine oturduğu gibi kitapları açtırdı.Peki kendisi n'aptı biliyor musunuz?İnstagram'dan yemek tarifi veren videoları izledi.
Kitabı açmış hiç bir şey anlamaz bir şekilde kitaba bakmıyordum ve inanır mısınız?Kitap da bana bakıyordu!Sonra bir anda kapı tıklandı ve içeri iki tane öğrenci girdi ellerinde de sabahki gördüğüm ilan vardı işte şimdi biraz daha merak etmeye başlamıştım ki öğrencilerden biri konuşmaya başladı.
"Merhaba hocam iyi dersler,Çarşamba günü okulumuz bir gezi düzenliyor.Okulumuz bizi piknik yapmak için bir ormana götürecek.Gerçekten çok güzel ve çok büyük bir orman.Arkadaşlarımızın top oynayabileceği,eğlenebileceği,hatta yeni arkadaşlar bulabileceği bir gezi.Sabah derslerin başladığı saatten yarım saat önce okulda olmanız gerekiyor.Katılım ücreti 50 tl.İzin kağıtlarınızı sınıf öğretmenleri dağıtacaklar.İyi dersler dileriz."
Sınıfta bir anda bir uğultu başladı herkes arkadaşıyla beraber ne yapacaklarını mutlu mesut konuşuyordu.Ama benim bir sorunum vardı,arkadaşım yoktu.Koskoca okulda bir tane konuştuğum kişi yoktu.Ben mi değişiktim onlar mı bilmiyorum.Ama nasıl bir gezi olacak gerçekten merak ediyordum.
Gezi kağıtları verilmişti ve ben de okuldan çıkmıştım.İşkence kısa süre de olsa final olmuştu.Ya da sezon finali diyelim.Gezi izin kağıdını aldım ve bir daha göz attım.İçimde değişik bir his vardı.Sanki...sanki değişik bir şeyler olacak gibi.Ama altüstü bir gezi yani ne bekliyorum ki ben de.
Saat 16:17'idi annem de babam da işteydi.Küçüklüğümden beri hep evde yalnız olurdum.İlkokulda servis beni bırakırdı.Anahtarımı alır kapıyı açardım.Sonra kendi başıma bir şeyler hazırlardım.Ekmek arası peynir zeytin yeterdi bana,sonra gider ödevlerimi yapar uyuya kalırdım.Sabah uyandığımda ise ailem yine evde olmazdı.çoktan işe gitmiş olurlardı.Kısaca onları nerdeyse görmezdim bile.Hâlâ da aynı zaten.ÇARŞAMBA GÜNÜ
Sabah her zamankinden biraz daha enerjiktim.Normalde okula gideceğim sabahları zar zor kalkarım ama gezi günü oldu mu bir şey oluyor bana.Kalktığım gibi dolabımı açtım.Normal günlük bir şey giyecektim,rahat bir şeyler.Bir elime eşofman aldım diğer elime de tişört aldım.Hızlıca giyinip lavaboya girdim.Sonra mutfağa gittim,kendime kahvaltı hazırlayacaktım.Yumurtayı aldım ve tavaya olduğu gibi kırdım.Tabağı aldım ve gülen bir yüz şeklinde yumurta,zeytin ve peyniri dizdim.Artık bir yüz bana gülümsüyordu.Sanırım uzun zamandır biri yüzüme gülümsememişti...
Bana gülen yüzü afiyetle yedikten sonra telefonumu aldım ve ayakkabılarımı kapının önüne attım.Hızlıca ayakkabılarımı giymeye çalışıyordum çünkü saatin gelmesine çok az kalmıştı hatta ben okulda olmam gereken saati çoktan atlatmıştım.Ayakkabılarımı ne kadar hızlı giymeye çalışsam da conversler gerçekten giyilmiyor. Umarım servisler daha gelmemiştir.
Binanın kapısını açtığım gibi attım kendimi sokağa.Daha hava yeni yeni aydınlanmaya başlamıştı.
Okul görünmüştü daha da hızlandım.Beni arayıp nerede kaldın diyecek bir arkadaşım yoktu.Beni merak edecek birisi yoktu...
okulun kapısından girdim,hızlıca ilerlerken birisine çarptım.Siyah saçlı 1.80 boylarında bir çocuktu.
"Çok pardon yetişmem lazım da"
"Sıkıntı değil de servisler daha gelmedi zaten sorun yapmana gerek yok"
"Ben de geç kaldım zannettim neyse saol ben yine de hemen gidiyim-" derken birden bir anda yerdeki çıkıntıya takılıp yere düşmeyeyim mi!
Tamam sakin ol Alya, sadece okuldan birine rezil oldun sıkıntı değil unutur zaten.
Kalkmam için elini uzattı ve kaldırırken:
"dikkat et bir daha düşme insanların önünde dalga geçerler"dedi sırıtarak.
Peki...bu şimdi ne demek oluyordu.Benle dalga geçmeden dalga mı geçmeye çalışıyordu.Bu kimdi de benle dalga geçiyordu şimdi.Onunla daha fazla muhattap olmak istemedim ve kalktığım gibi yürümeye devam ettim.Güne ne güzel mutlu bir şekilde başlamışken Karadeniz'deki gemilerimi batırmaya çalışıyorlardı.
Sınıfa girdim,hemen hemen herkes gelmişti ve arkadaşlarıyla konuşuyorlardı.İçimden düşündüm acaba sınıftan bir arkadaş bulabilir miyim diye.Kapının tarafında oturan saçları sarı tonlarında
olan bir kız vardı ve yanındaki iki kıza bir şeyler anlatıyordu acaba ne anlatıyordu?Önemli bir şeye benziyordu.
"Aşkolar dün bir allık aldım bayılırsınız!"
Sonra sol tarafımda kalan bir kız daha gördüm.
Elinde telefon vardı ve yanındaki kızlarla video çekiyordu.Kameranın karşısında saçma sapan hareketler yapıyordu.Bir an acaba bir rahatsızlığı var mı diye düşünmedim değil yani.
Kısaca sınıfta arkadaş olabileceğim pek de bir tip yoktu...
Sınıfta sıkılmış bir şekilde otururken bir hoca sınıfa girdi:
"gençler sırayla sınıftan çıkabilirs-"
derken çoktan herkes paldır küldür çıkmaya başlamıştı.Bende yavaş ve normal bir şekilde ilerliyordum arkalarından.Yani ne gerek vardı ki inek görmüş saman gibi koşmay- pardon saman görmüş inek gibi diyecektim.
Serviste herkes en arkalardan yer kapmıştı bile bende gittim en öndeki tekli koltuğa oturdum.Kulaklığımı çıkardım ve en sevdiğim şarkıyı açtım.
kendimi bulmak-kahraman deniz
şarkının sözleri yollardaki ağaçları izlerken çok güzel ve anlamlı geliyordu:
"Binlerce ben var içimde ve zor...zor esas beni duymak.Gerçekliğe alışamadım deliyim işim hep hayal kurmak."
Güzel güzel şarkımı dinlerken hoca birden ayağa kalktı:
"Yolculuğumuz iki saat süreceği için yarım saat sonra ihtiyaçlarınızı gidermeniz için kısa bir mola vereceğiz."
Hoca konuşmaya devam ederken ben bir yandan şarkı dinlemeye devam ediyordum.
"beni doyurmadı hiç bir istediğim,kaderim kaybolmak ah geriye tek çözümüm kaldı o da kendimi bulmak."
Sanırım yarım saat geçmişti ama servis hızlı bir şekilde ilerlemeye devam ediyordu.Hoca da telefonundan en yakın benzinliğin nerde olduğuna bakıyordu.Sonra bir anda hocanın bir şey dediğini duydum.
"Sağ tarafta!Sağ tarafta benzinlik" dedi.Ama servis şoförü çoktan geçmişti bile.
"Necati n'aptın işte benzinliği kaçırdın."
"neyse bak şu ilerde de benzinlik var galiba harita da gözüküyor bir tane.Onu da kaçırma bak sakın!"
Hocanın Necati dediği servis şoförü benzinlik gözükünce yavaşladı ve sağa döndü.Ama...ama bu benzinlikte bir değişiklik vardı.Yani nasıl desem biraz fazla eski püskü duruyordu.Hatta çalışıp çalışmadığından şüphelenmiştim.Fakat bunu sanırım sadece ben farketmiştim çünkü kimseden çıt çıkmıyordu.Herkes arkadaşıyla beraber bir şeyler yapıyordu.
"Evet çocuklar kısa bir mola vereceğiz.İsteyenler serviste kalabilir.Lavaboyu kullanmak isteyenler de gidebilir.Ya da içeriden kendinize atıştırmalık bir şeyler alabilirsiniz."
Ben sanırım bir lavaboya gidecektim,servisten indim arkamdan da bir kaç kişi daha geliyordu.
Sonra içeri doğru ilerledim.Fakat çok garip ve ürkütücü bir havası vardı bu benzinliğin.Hayır yakıt kokmuyordu.Korkutucu kokuyordu,rutübet kokuyordu,ve biraz da sanki kan kokuyordu...
Hızlı bir şekilde Ellerimi yıkıyordum bir an önce buradan çıkmak istiyordum ve bir anda bir kızın bağırma seslerini duydum.Sanki kötü bir sesti...içinde kötülük olan bir ses.Hızlıca ellerimi üstüme sildim ve kapıyı açtım...
"koşun bir şey olmuş servistekilere!"dedi
Nasıl yani ne olmuştu servistekilere?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLMUŞUZ
Novela JuvenilAlya bir gün okul gezisine gider fakat gezide değişik olaylar yaşanmaya başlar ve Alya kaybolur.Bu hikayede Alya'nın başına bir sürü olay gelir.