chapter:4

2.6K 291 258
                                    

İyi okumalar...

Kafam bir anda sertçe geriye doğru gitti.

Ne olduğunu anlayamadım ilk başta fakat içim kıpır kıpırdı. Fena özlemiştim bu herifi.

Elleri belimi sertçe kavrarken beni kendisine biraz daha çekti. Dudaklarım resmen onun iki dudağı arasında işkence görüyordu fakat bu durumdan şikayetçi değildim.

Alt dudağımdan çeneme doğru taşan dili ve dudakları sayesinde kendime engel olamadım. Bir inleme bırakıverdim ortama.

Öyle çok özlemiştim ki bu hissi. Tanrım! Bu heriften başkası bana bu duyguları kimse siksen bir ömür yaşatamaz. Bunu bir kez daha anlamış oldum.

Tekrar alt dudağımı arasına aldı ve su içermiş gibi yudumlaya yudumlaya emdi. İnanılmaz zevk alıyordum. Her an ayakta boşalabilirim gibi bir his var içimde biriken.

Bu sırada ona asla karşılık vermedim.

Afallayarak kendini benden biraz daha geriye çekti.

Şaşırmıştı.

Ben bile bu anlattıklarıma rağmen kendime şaşırıyorsam onunki pek imkansız değildi.

Alnını alnıma yasladı. Elleri hala belimde. Benim ellerim ise kesinlikle iki yana sarkmış vaziyette asla ona tutunmuyorlardı. İlk başta şaşkınlıktan hafif omuzlarından destek almış olsam da sonuç olarak şu an ellerimin konumuna bile hayret ediyordum.

Ben sanırım fazla bilenmişim bu adama.

Nefesini ciğerlerime vere vere nefeslendi karşımda. Sadece nefesine bile azabiliyordum bu herifin.

"Karşılık vermiyorsun?"

Sorgularcasına ve belli etmese bile hafif hayal kırıklığıyla beraber konuştu karşımda nefes nefese. Elbette ki karşılık vermeyecektim. Üç ayın birikmişliği hala üzerimde mevcutken her şeyi unutup onunla sevişmemi beklemiyordu herhalde.

Eğer öyleyse...

Bu adam fena gurursuzun tekiydi.

Lakin bu gece yaptıklarımın ve yapacaklarımın asla bir sınırı olmayacağını da o kapıdan ilk çıkışımda anlamıştım.

Ben öpüşüne karşılık vermemiştim ama ondan çok ben nefesleniyordum resmen. Şu an ciddi moddaydım. Kaşlarım hafif çatılı vaziyette dudaklarına bakarken buldum kendimi. Cevap vermedim. Kendimi kaybetmek üzereyim.

"Nişanlın sana istediğini veremiyor mu? Neden geldin yanıma?"

Evet, kilit noktadan vurmuştum onu.

Karşılaştığımız ilk andan beri asla ablamın bahsini bile açmamışken şu an açmış olmama o da şaşırmıştı.

"Tekrar söylüyorum," nefeslendi. Biraz daha sokuldu. Elleri belimi biraz daha sardı. İnkar etmek istesem de bu hissi inanılmaz özledim. Onunla içiçe olmayı.

"Bu gece sabrımı fena zorluyorsun Jeon."

Mükemmel.

Bir de soyadımla hitap et. Ve benim şimdiden taş gibi olan sikim biraz daha kalksın.

"Tekrar söylüyorum," dedim ben de onu taklit ederek. Nefeslerim biraz daha düzene girmişti. Ona, ben de biraz daha yaklaşmak istedim. Dudaklarımız temas içindeydi. Eminim, ikimizden biri konuşsa dudaklarımız temas ede ede konuşacaktık. Ama durmadım ve devam ettim.

"Ne yapıyormuşum?"

Evet, tam tahmin ettiğim gibi. Dudaklarımız resmen benim konuşmamla beraber birbiriyle dans etti. Onun sabrını fena zorluyordum. Farkındayım. Fakat asla pas vermeyeceğim. İstediğini tam aldığını hissettiği an onu öyle bir yere düşüreceğim ki...

Forbidden Love /TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin