İyi okumalar🌻
"Tanrı aşkına kook, çık artık siktiğimin tuvaletinden."
On dakikadır kendimi Jimin'in evindeki tuvalette kilitli tutuyordum. Ayıptır söylemesi ilk önce kendimi rahatlatmam gerekiyordu. Fakat sonradan içeride biraz daha fazla vakitte geçirmem gerektiğini düşündüm.
Jimin'in sokuk sorgularına hala daha maruz kalıyordum ve on dakikadır olduğu gibi yine bu sorusunu da cevapsız bıraktım.
Geldiğimde koltuğunda uyur vaziyette buldum kendisini. Garip bir uyuyuşu vardı ilk kez rastladığım. Normalde asla kafasını öne eğerek uyumaz aksine bakılırsa o hiçbir zaman koltukta uyumazdı. Üstüne perde sonuna kadar açılmıştı. Anlamlandıramadım. Onu orada öylece bırakıp tuvalete atmıştım kendimi fakat şimdi, ne ara uyandı anlamadım ama, asla peşimi bırakmıyordu sarı kafasına sıçtığım.
"Jungkook iyi misin? Neyin var endişeleniyorum."
Ah, tabi yaa içeride öldüğümü falan sanıyordu.
Üzülme Jimin alacağım önemli bir intikam varken henüz ölmeye niyetim yoktu. Sonra? Belki...
Yavaşça kapıya doğru yaklaştım. Bu kadar yeter. Oksijensizlikten bayılacaktım. Ve- sanırım biraz konuşmaya ihtiyacım vardı. Neden bilmiyorum fakat şu an kendimi acayip derecede moodu düşmüş gibi hissediyordum. Şu an mutlu olmam gerekiyordu. Ama neden böyleyim? Bunları umursamadım. Arkamda benimle beraber gelen minik arkadaşımla tekrar krem rengi koltuklara attım kendimi.
Hemen dibime oturmuştu Jimin de. Evet, şimdi ona vermem gereken kocaman bir hesap vardı. Bünyesinde barındırdığı koca karı merakının onun başına yakında büyük bir bela açacağından emindim.
Kim bilir? Belki onunla beraber ben de yanardım.
"Seni dinliyorum?"
Kafamı koltuğun gerisine yasladığım için otomatik olarak tavanla bakışıyordum. Ellerimi de kafamın arkasında iç içe geçirmiştim. Gözlerimi kapattım. Arkadaşım daha da çıldırdı bu hallerime. Keza haklıydı. Ben tam olarak şu an iç halimde ne yaşıyorum? Nedense içimde çok kötü şeylerin olacağının sinyallerini veren bir takım hisler var. Tanrı korusun!!
"Jimin Taehyung gelmişti." Lafı uzatmadım. Direkt konuya girdim. Şu an direkt gözlerinin içine bakıyordum. Kafam hala olduğu yerdeydi.
"Taehyung mu?"
Onun neyi vardı? Neden bilmiyorum ama bakışlarında pek bir gariplik sezdim. Ya da bunun benden kaynaklı olduğunu düşündüm. Vazgeçtim. Kafam hala sikik sokuk sorularla doluydu. Gerçekten sarhoş mu oldum? Ama bugün hiç içmedim ki?
Her neyse!
"Hmhm taehyung. Çok anlatacak şeyim var fakat şu an nedendir bilmiyorum moodum düşük. Kendime geldiğim zaman sana anlatacağım jim." Kafamı tekrar tavana çevirdim ve gözlerimi kapadım. Çok uykum vardı. Herhalde uykusuzluktan dolayıydı bilemiyorum. Hiç hevesim bile yoktu.
Jimin hala olduğu yerde duruyordu. Sessizce.
"Sana bir şey mi dedi kook?" Kısa bir kafa sallamasıyla hayır onayı verdim kendisine. Gözlerimi dahi açamıyordum. "Neden moodun düşük ki? Yine bir şey mi yaptı sana yoksa- tanrım yine seninle birlikte mi olmak istedi yoksa kook? Sen ne dedi-"
"Tanrı aşkına kes şunu Jim. Ona ağzının payını verdim merak etme. Fakat nedenini bilmediğim şekilde şu an moralim bozuk ve sadece uyumak istiyorum. Yerimi hazırlar mısın?"
Koltukta dikelerek sorduğum soruyla beraber Jimin'e baktım. Kafası fena karışmış duruyordu. Şaşırmakta haklıydı aslında. Ona üç aydır Taehyung'un yüzünü dahi görmediğimi söylemiştim ve tam da kendi nişan gününde Jimin'in evine kadar geldi.
Bir dakika.
O jimin'in evini nereden biliyor? Hatta direkt olarak Jimin'i nereden tanıyor? Onunla birlikteliğimizi bitirdikten sonra Jimin'le tanışmıştım. Peşime adam mı taktı acaba? Yine kendi kendime garip bir ruh haline büründüm.
Gerçekten şu an, şu kasvetimin sebebini merak ediyordum.
Ah, daha demin kocaman bir kahkahaya boğulmuştum. Ve ben ne zaman böyle büyük gülecek olsam çok geçmeden moodum yerle bir olurdu. Sanırım tek sebebi bu. Başka bir şeylere yormak istemiyorum kendimi.
Ben düşüncelerimle boğuşurken Jimin'in elimi tuttuğunu fark ettim. Off!! Cidden tam bir bebekti. Uykusundan yeni uyanmıştı ve zaten dolgun olan dudakları daha da bir şişikti. Öpmüştüm onları bir seferinde.
Yok yok, fazla merak bir şeylere şey falan değildi. Zaten ikimiz de anlaşarak yapmıştık. Tadını değil sadece dokusunu merak ediyordum. Çünkü, Tanrım! Tam bir civciv gibiydi. Yumuşacık.
Bir bar gecesindeydik ve tanışalı tam iki hafta olmuştu. Jiminle fazla içmemiştik ama ilk zamanlar jimin'in dudakları hep garibime giderdi. Çok öpülesiydiler. Ne yalan diyim çevremde hiç böyle dudakları olan yoktu. Ben de merak ettim hafif çakırkeyf kafayla. Ona, onu bir kereliğine öpmeyi teklif ettim.
Sanırım, o da sarhoşluğun getirisiyle kabul etmişti. İlk başta sadece üst dudak alırım ve geri çekilirim sanmıştım fakat hiç öyle tahmin ettiğim gibi olmamıştı. Jimin, tam geri çekileceğim sırada dudaklarıma asıldı. Ve biz orada bir süre öpüşmüştük. Ve hayatımıza kaldığımız yerden devam ettik.
Orada bizim kameraya alındığımızın farkında olmayarak...
Sanırım çok fazla düşünüyordum. Çünkü şu an kendimi Jimin'in yatağında bulmam bunun en büyük sebebiydi. Bu eve her geldiğimizde beraber uyurduk. Yalan söyleyemem, Jiminle uyumak dünyanın en güzel hislerinden birisiydi. Tanrım! O minicikti ve gerçekten kızları ezecek derecede güzelliğe sahipti. Ve çok güzel kokuyordu. İnkar edemem.
Kafamın içinde bile konudan konuya atlıyordum resmen.
Mükemmelsin kook.
Jiminle ikimiz de yorganın altına girdik. Şu an ikimiz de aynı yöne bakan cenin pozisyonundaydık. Ve ben jimin'e arkadan sarılmıştım. Aslına bakarsanız Jimin'in şu ana kadar konuşmaması ekstra garibime gidiyordu fakat buna şaşırmayı sonraya bırakacaktım.
Gözlerim acıyordu. Zaten buraya gelene kadar bile gözlerimi açmamıştım. Jimin'in sarı saçlarına minik bir öpücük- ki bu her yatışımızda artık bir görev gibiydi- verdim. Jimin yerinde kıpırdanıp biraz daha bana yaklaştı ve ben kendimi uykuya teslim ettim.
Güvenli sandığım kollarda, arkamdan işler çevrildiğini bilmeyerek...
Suprayz bic
Nasil gidiyor bugun iki bolum atmak istiyorum. O yuzden bunu simdi diger bolumu de birazdan gonderecegim. Olaylari anlamlandirmaniz acisindan.
Kitap 450 okunmayi gecmis acikcasi beklemiyordum okuyan herkese tesekkurlerimi sunarim.
O zaman ficte jki tamamen anlamaniz icin bu bolumu atip oteki bolumu de hemen fisekleyecegim opuldunuzzz.
Leo kacar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forbidden Love /TAEKOOK
FanfictionBir filmde görmüştüm."Eğer,hoşlandığın kişiyi öpüp ve onu terk edersen, sendeki aşk ona geçermiş." Ve arkama bakmadan çekip gittim. Evet, aşk ona geçti. Bu olaydan tamı tamına üç gün sonra ablamla nişanlanarak. 🥇 hayran kurgu 🥇 yasak aşk