᭢˚̣̣̣͙͏hyunjin
derse girmedin mi?felix
yokhyunjin
neredesin peki?felix
arka tarafta
sigara içiyorumhyunjin
yakalanacaksınfelix
hızlıyım, yakalanmam benhyunjin
biliyoruz onu
erken çıkacağım üç ders
çıkışa yetişebilirim, seni eve bırakayım mı?felix
gerek yok hyunjin
ellemezler bana birkaç gün
dönebilirim kendimhyunjin
emin misin?felix
eminim
beni kollamana gerek yokhyunjin
felix anlamıyorum amına koyayım neden bu durumu sürdürmelerine izin veriyorsun
neden şikayetçi olmuyorsunfelix
bir boka yaramıyor da o yüzden
ne okul ne de polisler zorbalığı sikine takmıyor anlamıyor musun bunu
bir kez denedim, senin için o da
bir daha yapmayacağımhyunjin
darp raporu alabiliriz?felix
hyunjin
istemiyorum
sadece hayatına devam et, erken çıkacaksan çık ve bana haber vermehyunjin
anladım
yine de fikrin değişirsefelix
değişmez
tamam?
dikkatli githyunjin
sen de öyle
13.01᭢˚̣̣̣͙͏
felix
beni alabilir misin
18.24hyunjin
neredesin?felix
metro istasyonu
sağ kısmındayımhyunjin
geliyorum
kıpırdamafelix
kıpırdayamıyorum zaten᭢˚̣̣̣͙͏
hyunjin metro merdivenlerini neredeyse koşar adım inerken kendisine okuldan erken ayrılması hakkında ciddi bir azar çekmiş, mavi fayans duvarların sağına adımlarken göreceği manzara yüzünden karın boşluğuna saplanan ağrıları görmezden gelmeyi denemişti.
sağa döndüğü gibi sessizliği bölen kısık iniltiler adımlarını biraz daha hızlandırmasına neden olmuş, hemen sonra felix'in yerde iki büklüm uzanan cılız bedeni görüş açısına girmişti. her gün böyleydi, her gün olmasa bile bir çeşit rutindi. kendisinin araya girmesine engel olduğu yetmiyor, felix kendisi de bu ciddi zorbalık hakkında hiçbir şey yapmıyordu. hyunjin'in sinirini en çok bozan şey de buydu zaten, tamam, felix karşılık verecek kadar güçlü değildi ama en azından hyunjin'e engel olmayıp bir noktaya kadar bu durumun önüne geçebilirdi. yine de bu fikre körü körüne karşı çıkıyor, en ufak müdahalesinde hyunjin'le haftalarca konuşmuyordu. anlam veremiyordu ve bir süre önce anlam aramayı da bırakmıştı zaten.
yerde yatan oğlanın beyaz gömleği kan lekeleriyle süslenmiş, toz içinde kalmış okul formaları ve yara bere içindeki yüzüyle metronun hemen dibindeki sarı çizginin üzerinde cenin pozisyonunda uzanıyor, sanki orada olmak onun için rahatsız edici değilmiş gibi, sanki hak ettiği buymuş gibi titreyip duran ışığa bakıyordu ifadesizce.