2. bölüm

21 6 3
                                    

Düşüncelerimin arasında boğuşurken uyuya kalmıştım. sabah gözümü açtığımda saat 12:08 pazartesiy'di.pazartesi yazısı görür görmez kendime geldim içimde büyük bir korku oluştu ben bugün psikiyatrist'e gidicektim.Bunun olma gibi imkanı olamazdı bı anda ağlamaya başladım. Deli gibi ağlıyordum git gide nefes almakta da zorlandım resmen iki el boğazıma yapışmış ölmemi bekliyordu bağırıp annemi çağırmak istedim yapamadım git gide önümde noktalar oluşmaya başkadı ve vücudum bu işkenceye daha fazla dayanamadı ve kalanı zifiri  karanlık.

Yüzümde hissettiğim acıyla gözlerimi açtım annem kolan'yayı eline sürmüş beni tokatlıyor'du. Annem göz yaşları içinde konuşmaya başladı

"Kalk hemen hazırlan gidiyoruz."

"Nereye?"

"Psikiyatrist'e artık seni böyle görmeye dayanamıyorum gözümün önünde ölüyorsun."

Annem ne saçmalıyordu bilmiyorum ama benim bir adım atıcak halim bile yoktu. Tam azımı itiraz etmek üzere açmıştım'ki geri kapatmak zorunda kaldım çünkü annem küçüklüğümdendir yaptı gibi bana şiddet uygulamaya başlamıştı. Saçımı öyle bir çekiyordu'ki sanki köklerinden ayırıyor'du. Saçlarımı bırakıp yüzüme çok sert bir tokat geçirdi ve ağıza alınmayacak küfürler eşliğinde biraz daha ona karşı gelirsem nolucağını anlatıp gitti. tek çağrem onu dinlemek'ti. Ağlamamak için insan üstü bir güç sarf edip üstüme boğazlı siyah bir tişört geçirdim altıma'da beyaz bir kot kapının önünde beyaz sporlarımı giyerek annemin arabasına doğru ilerledim. Bana tebessüm edip konuşmaya başladı.

"Sonunda güzel kızım yakında meyve vericektim."

Annemi hiç bir zaman anlayamıyordum. Az önce beni dövmüştü ve şimdi hiç bir şey olmamış gibi karşılık veriyordu bu gerçekten çok sinir bozucuydu.

"Geldim anne yol ne kadar uzun?"

"Çok yakın trafik olmazsa bir 20 dk oradayız."

Tam o sırada bir cümle kurmak istediğim gözlerine bakarak 'sadece beden'hen ordayım ruhumu küçük yaşta bir kadın öldürdü.' demek istedim ama sustum sizde benim gibi çoğu zaman susardınız değil'mi belkide bu yüzden şuan bu hikayeyi okuyorsunuz. arabaya binip kafamı cama yasladım kulaklıktan gelen müziğe mırıldanarak eşlik ediyordum.

"Geldik"

Kalp atışlarımın rittimi bozulmaya başlamıştı sakin kalmaya çalışarak arabadan indim ve annemi takip ettim geldiğimde bir adamla iletişim halindeydi.

"16 kat soldan ilk oda Enes beyin"

"Yardımınız için minnetarım iyi günler"

Diyip asansöre yöneldi kendimi sakinleştirmeye çalışarak peşinden ilerledim gözlerim asansöre bindigimden'dir kapalıydı 16 kata geldiğimizde mecburen annemin peşinden gittim kapının önündeydik.
Bir kapı bir insanı nasıl korkuta bilirdi nefes almam zorlaşır'ken kendimi toparlamaya çalıştım ve burada olmadığımı düşündüm ama içerden gelen ses buna engel olmaya yetmişti.

"Gel"

Sert ama bir o kadarda yumuşak bir sesti ama bana o an her şey kötü geliyordu bu sesi duyunca adım dahi atamadım hayatım yavaş çekime geçmişti.  Annem her zamanki gibi benden önce davranarak içeri girip psikiyatrist'le konuşmaya başladı ben sağır olmuş gibi hiç bir şey duymuyordum anlamıyordum en son annemin odadan çıkışını gördüm ve kendime geldim

"Merhaba ben Enes şuraya otura bilirsin"

Sandelyelerden birini gösterirken korkma yemem seni bakışı atmayı ihmal etmemişti bende oturmak isterdim ama yürümeyi unutalı 2 dakika 10 saniye 2 sanise oluyordu kendimi zorlayarak sandelyeye geçip oturdum.

"Çekinmene gerek yok bende bir zamanlar senin gibiydim biraz sakin ol senin gibi güzel bir kıza bu gerginlik yakışmıyor"

Tebessüm ederek karşılık verdim ama bana kalırsa tam bir yavşak'tı sakin kalmaya çalışarak onu dinledim

"Sana kendini kötü hissettiren ne"

Ne diyeceğimi düşünürken bir anda kendimi tutamayıp

"Siz"

Diye gevelemiştim yüzüm eminim kıpkırmızıy'dı şuan 17 saniye sonra histerik bir kahka patlatı

"Sakin ol sadece sana yardım edicem ama benimle konuşmaz'san bu pek elimden gelmez"

Azının ortasına yapıştırma şansım varmı?

"Tekrar soruyorum seni bu hale getiren bir travmanmı var yoksa duygularınmı?"

Cevap vermek yerine yüzüne baktım en sonunda pes edip

"Travma"

Gözlerinden zafer kazanmışçasında bir ifade vardı defterine bir şeyler yazıp bana döndü

"Sıkıntı olmicaksa travmanı benimle paylaşırmısın?"

Derin bir nefes verdim ve kafamı olumsuzca salladım neden bilmiyorum ama kendimi hiç iyi hissetmiyordum

"Hadi ama sende iyileşmek istemiyormusun?"

Resmen adam bana gel boğazıma yapış diyordu sakin ol Eva duyma onu başka şeylere odaklan.
Bı anda gülmeye başladı

"Annenden şiddet görmüş gibi davranıyosun hahaha az önce anneni görmesem inanicam."

"Size öyle bir şey söylemedim kendi kafanızdaki kuruntuları kendinize saklayın lütfen!."
Çantamı alıp hızla ordan ayrıldım anneme bakmak aklıma bile gelmedi hızla taksi çevirip evin iki sokak ötesindeki parkın ismini verdim geldiğmizde 267 TL ödeyip indim ve salıncaklara doğru koşar adım ilerledim bir yandanda ağlıyordum. Her şey fazlasıyla üzerime geliyordu bir yetmezmiş gibi bu adam ama bunu asla unutmicaktım annemin bana yaşatıklarını ve ondan dolayı yaşadıklarımı 30 dk boyunca parkta oturup ağlayıp kendi kendime duşundum şimdi ben yıllardır napıyordum kendimi odama hapsediyordum ve çıktıkça dayak yiyordum. Ben yaşamayı bile hak etmiyordum aslında biraz sakinle'şip eve doğru yolla çıktım eve vardığımda doğru odama gittim şimdi annemi hiç çekemezdim direk yorganın altına girip kendimi zifiri karanlığa mazur bıraktım hayatımda hiç bir şeyi karanlık kadar sevmemiştim çünkü o beni korur'du annem karınlıkta beni göremezdi kimse bilmezdi nerde olduğumu düşüncelerimin arasında boğulurken uyuya kalmışım akşam gözümü açtığımda gözüm saate takıldı 07:00 hızla kalkıp kendime soğuk bir duş hazırladım ve kendimi suyun akışına teslim ettim temizlendikten sonra altıma rahat bir pijama üstümede benden iki kişinin gire bileciği büyüklükte bir tişört geçirdim odadan çıkıp mutfağa ilerledim karnımı doyurmak için bir tost yapıp yedim sonra odama çıkıp elime kitaplardan birini aldım ve sayfalarını elimle karıştırıp kokusunu icime çektim huzur dolu nefesler alıp verirken biraz olsun daha iyiydim ışıkları kapadım ve mum yaktım 78 safya kitap okuduktan sonra kitabı bir köşeye indirip camdan insanları izledim hepsi gülüyordu bazıları bir birleriyle şakalaşıyordu fakat onların ne yasadıgını bilmiyorum hepsi kendini ruhunun iç kısmına saklamıştı ne acınası değilmi. Benim saklama bilecek bir ruhum bile yok kendi kendime gülerken gözüme bir kuş yuvası takıldı annesi yumurtadan çıkan kardeşlerine yem getirmek için giderken bir anda yumurtayı yere düşürdü ve ilerledi tam o anda kendimi o yumurtanın yerine koydum sanki o kadar yüksekten o değilde ben düşüyordum keşke imkanım olsada kendimi kurtarsam keşke imkanım olsada o yavruyu kurtarsam ama kurtarılmak için çok geç kalmıştık çünkü ikimizde yere düşmüştük hemde çoktan.

ruhumun katiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin