Issız sokaklar, uyuşturucu kullanmaktan hissizleşmiş bedenler, vücudu delik deşik olmuş insanlar, milyar dolarlık servetler, zaaflar, bir ağır ceza avukatı, uluslararası ajan şirketi, geçmişi karanlığa bürünmüş bir kız ve en zirvedeki patron.
bu kur...
Bölüm Şarkısı; Jay-Z & Alicia Keys – Empire State Of Mind
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Diyeceğim şu Vegas, Kim Jongin bir haltlar karıştırıyor. Birkaç ay önce yaptığımız sevkiyatları hatırla. Para aklıyor olabilir."
Vegas, oturduğu deri koltuğa biraz daha yayıldı ve sağ elini yukarıya kaldırarak bitmiş bardağının doldurulmasını emretti. Saniyeler içerisinde beyaz gömlekli bir adam, viski şişesiyle yanlarında belirdi ve bardağı sonuna kadar doldurduktan sonra ortalıktan kayboldu. "Karşıma geçince korkudan dizleri titreyen bir adamın bunu yapacak kadar beynini yitirdiğini zannetmiyorum, iddianı kanıtlayacak bir şey var mı elinde?"
Seojun, kendinden emin bir tavırla koluna yığdığı dosyaları Vegas'ın masasının üstüne bıraktı ve haftalardır hazırlamak için uğraş verdiği verileri göz önüne serdi. "Eylül ayında İtalya'ya yaptığınız sevkiyattan elde ettiğimiz gelir." Vegas anlamaz gözlerle Seojun'a baktı, çünkü görülürde hiçbir sıkıntı yoktu. "Eylül, Ekim ve Kasım aylarında bir sıkıntı yok zaten, sıkıntı ondan sonraki aylarda başlıyor."
Vegas, Seojun'un masaya bırakmış olduğu dosyaları kendine doğru yaklaştırdı ve incelemeye koyuldu. "Aralık ayında en çok tercih edilen üründen ettiğimiz kar yavaş yavaş azalıyor." Haklıydı. Üründen edilen kar belli olmasa da düşmüştü. "Sonraki aylar yanlış anlamayacaksanız eğer felaketin de ötesi zaten. Üründen 1 milyar dolar kazandıysak, 300 milyonunu kendine almış."
Seojun, Vegas'ın ani değişen yüz ifadelerinden korksa da, bunu yapması gerektiğinin farkındaydı. Vegas bir haltların karıştırıldığını ondan önce fark etmiş olsaydı her şey daha da kötü olurdu. Jongin en yakın arkadaşı olsa dahi bunu yapmakta zorunluydu. "Ben de en başta sizin gibi düşünmüştüm, Jongin bu işlerin başındayken bu riski alamaz gibime gelmişti ama.. fazla söze gerek yok, her şey gözünüzün önünde zaten."
Vegas, diliyle pembe dudaklarını yaladı ve korkutucu bir şekilde kahkaha atmaya başladı. Seojun bu kahkahayı biliyordu. Çok yakından biliyordu hem de. Çok sinirlenmişti, ki sinirlenmekte haklıydı. Aptal bir piç yüzünden en çok tercih edilen ürününden alacağı karı kendi elleriyle yok etmişti. "Puşta bak sen, ona verdiğimiz milyon dolarlar da doyurmamış gözünü."
Seojun ne diyeceğini bilemediğinden susmayı tercih etti ve başını öne eğdi. O esnada Vegas oturduğu deri koltuktan kalktı ve üstündeki ceketi çıkararak gömleğinin kollarını kıvırdı. "Benimle gel Seojun, sana yapman gereken şeyleri söyleyeceğim, sonrasında ufak bir işimiz var."
