episode three; "butterfly feeling.."

326 31 133
                                    






THE OTHER SIDE.





"KELEBEK HİSSİ."




Bölüm Şarkısı; YOU SHOULD SEE ME IN A CROWN - BILLIE EILISH.




Bölüm Şarkısı; YOU SHOULD SEE ME IN A CROWN - BILLIE EILISH

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Uyarı❗; Yazmış olduğum bölümdeki savcı, avukat, amir konuşmaları, kanunlar gerçek değildir, uydurmadır.


"Adam tanıdığın diye beni bulaştırdığın işlere bak, gören de kocam değil düşmanımsın sanar Jeongguk. Son dönemlerde şu başına buyrukluğun beni gerçekten irite ediyor. Ne gerek vardı şimdi buna?"

Mercedes markasının -son model- siyah arabasının içerisindeki sürücü koltuğunda oturan sarı saçlı kadın, sinirle telefonun karşısındaki kocasına haykırırken, bir yandan bu ay duruşmasına gireceği dava dosyalarını incelemekteydi. Eğer "sırf kocasının" tanıdığı diye konuşmayı kabul ettiği savcı istediği türden bir anlaşma yapmazsa, adliyeyi ciddi anlamda yangın yerine çevirecekti.

"Yavrum sakin olsana sen bir ya, niye bu kadar sinirlisin? Sabah kahvaltını yapmadın değil mi? Eh tabi ben de yokum ya oralarda, yiyorsun gecenin köründe o cipsleri çikolataları, sabah kalkınca bir şey yiyesin gelmiyor, sonra kan şekerin düşüyor, önüne gelene sataşıyorsun." Sabah kahvaltısı yapmadığı gerçeğini bir kenara kaldırırsa eğer, Jeongguk'un bunu yapmaya yine hakkı yoktu. Ondan habersiz bir savcıyla anlaşma yapmak ne haddineydi? Taş devrinde falan mı kalmıştık?

"Bu yaptığın şeyi tozlu raflara kaldıracağımı falan düşünüyorsan çok pis yanılıyorsun haberin olsun, sabah kahvaltını mı yapmadın cilvesiyle de beni kandıramazsın, sen dön de bir İspanya'dan, o zaman göstereceğim sana dünyanın kaç bucak olduğunu." Jeongguk'un erkeksi kahkahası, Roseanne'nin kulaklarına dolduğunda, yüzünde istem dışı bir gülümseme oluştu. Onu baya bir özlemişti.

"Pekala, haklı olduğunu kabul ediyorum, hayatım. Ama benim de yapabileceğim bir şey yoktu. Bay Lee, seni yaklaşık otuz kere aramış ve sen inadına hiçbir aramasına dönmemişsin, adam haliyle bir şey oldu zannetmiş." Tabi, tabi kesin öyle düşündüğünden seni aramıştır. Dava dosyasını karıcığına yıkmak için değil. Ajan şirketine sahip olan bir adam nasıl bu kadar saf olabilirdi? "Bilerek açmadığımı söylememe gerek yok sanırı-"

"Bilerek telefonları açmadığını cümle alem biliyor zaten Roseanne. Normalde olsa asla bu kadar ısrar etmem, ama Bay Lee tam da senin isteyeceğin türden bir anlaşma hazırlamış. Bence sen daha fazla vakit harcamadan gir adliyeye, boş boş arabada oturmanın bir manası yok çünkü." Sarı saçlı kadın sıkıntıyla ofladı, ve gözlerini devirdi. İstemiyordu işte, ne uğrunaydı verdiği bu çaba? "Oflama bana, Roseanne."

the other side, taelice & rosekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin