Daha fazla acımaya başladı kalbim. Bana bu kadar acı çektirmesine rağmen ona hala kızamıyodum , çünkü hala deli gibi seviyodum ! Bi bakışıyla sanki dünya duruyodu ve ben artık orda hayalleere dalıyodum. Bu bambaşka bişey kimsede hissedemedegim bişey.
Aşk.
Her zamn oturdugumuz yerlerden ağacın altına doğru ilerledik. Ona karşı koyamıyodum doğru ama bunuda ona göstermiycektim.
"Seviniyosun... dedi . O hayran oldugum sesiyle . Ama içimden geçirdigim şeyleri nasıl anlamıştı.
" Bakışlarından , sırıtışından .." dedi. Kendide sırıtmıştı elinde olmadan. Ama dışımdan konuşmadıgımdan emindim. Gerçekten içimden onları geçirirken sırıtmışmıydım. Inanamıyorum kendime. Aptal hilal !! Aptal !
- "Senin için güldügümü mü zannettn yoksa " anlamamasını umarak bide sesli kahkaha patlattım.
+ "Ne diye sırıttın o zaman pişmiş kelle gibi karşımda. "Inanmıstı galiba.
- 1. si sensin pişmiş kelle , 2. side bana bunları yaptığını duyan sevgilim sana neler yapıcak onu merak edip sırıtıyorum.
Bi dakika bi dakika !!
Ne demistim ben daha demin ! Off olamaz olmayan bi sevgili ?
Aslında bunu kuzeyin duydugunda ne tepki verecegini merak ederek bi gazla diyiverdim . Ama bunun bana nelere mal olacağını bilemiyorum. Nasıl kalkıcam bu yalanın altından olmayan bişeyle ! Of hilal ! Konuşmadan önce bi düşunmeyi akıl edersin artık.Düşuncelerden sıyrılıp ateşe baktığımda sinirden kudurdugunu koyulaşan yüzünden , kasılan çenesinden , yumrugunu sıkmasından anlayabiliyodum. Adeta patlamaya yakın bi bomba gibiydi.
Bu durumda korkmam gerekirken kıskanması hoşuma gitmişti aslında. Ama belli bile etmedim. Yalanı sürdürmeye devam ettim.
Ama itekleyerek ağaca sırtımı yapıştırmasıyla gözlerim iri iri açıldı.
Aramızda çok az bi mesafe vardı ve hızlı hızlı solumalarını yüzümde hissedebiliyodum kokusu zaten beni baştan çıkarmaya yetiyodu. Ama kendime hakim oluyodum. Dudaklarmız sanki birbirine degecek gibiydi ve soluklarımız birbirine karışmıştı artık. Gözlerine baktığımda hala kudurmuş danalar gibi ateş ediyodu. Sapık düşuncelerden hemen kendimi kurtardım.
Ve işte şimdi korkmam gerektigini anladım. Kuzeyin gözünde hiç görmedigim bi kızgınlık vardı .
- Ne dedin ? Ne dedin sen ?!! Öfkesi birazcık bile dinmeden bağırarak sordu.
+ Duydun ıste ! Aylarca senin yasını dönmeni mi bekliycektim !?? söylediklerime kendim bile inanmazken onun ne tepki verecegini merak ettim. Kendime inanamadım. Bana çektirdiklerinin acısını çıkarmak istiyodum belki de.
- Öyle mi gerçekten hiç umursamadan başka biriyle mi birlikte oldun ? gözlerindeki öfke kendini korkuya birazda çagresizlige bıraktı. Bu haline şaşırmıştım. Onu hiç bu halde görmedim.
Sadece kafa sallamakla yetindim. Bunu yapmak istemedigim halde.
Hızlı adımlarla hiç bişey demeden arabaya doğru ilerledi. Şaşırms bi halde ona bakıyodum.
Ne yani beni burda mı bırakıcak diye düşünürken ;"Arabaya bin" dedi.
Hiç ikiletmeden arabanın ön kapısını açıp yanına oturdum.
Şimdiye kadar hiç konuşmamıştık. Aslında nereye gittigimizi merak ediyodum ama sormaya cesaretim yoktu ve camdan dışarıyı izlemeye başladım.
Sessizligi bozup : " Evine" dedi.
Yine okumuştu içimdekileri. Beni tanıması hoşuma gitmişti ama eve götürmesini de istemiyodum. Hem cevap bile vermemisti daha soylediklerim karşısında. Belki de umursamamıştır ? Belki sevgilisi bile vardır ? Ama niye beni buraya getirmiş ti ? Bunları ona sormaya tabiki cesaretim yoktu.
Sadece " Bişey demiycekmisin ?" diye sorabildim.
Ama o tabiki cevap vermedi. Belkide duymamıştır diyerek tekrar ederken gaza hızla yüklenmesinden duydugunu anlamıştım. 150 yle mi gidiyoduk biz ? Şaka mı bu ?
"Yavaşlar mısın !"
Hiç duymamış gibi daha da hızla gitmeye başlamıştı.
- Sana yavaş git diyorum gerizekalı amacın bizi öldürmek mi !!! diye bağırdım.
Kuzey hızla yavaşlarken arabayı durdurdu ve kenara çekti. Öfke dolu gözlerini gözlerime kitlemişti adeta. Onun yeşil gözlerinde ormanda kaybolmuş biri gibi ordan oraya koşuyodum. O benim doğru yolu gösteren pusulamdı gelişiyle tüm dengemi bozmasına rağmen.
"Onu seviyo musun ?" gözleri hala gözlerimde kilitliyken soruyla gözlerimi ayırıp başka yöne baktım.
Vericek bi cevabım bile yoktu. Aslında öyle biride yoktu. Ah hilal şu çenene bi sahip çıkamıyosun ! Evet diye cevap verirsem onu kaybedicegimi biliyodum. O yüzden hiç cevap vermeyerek yüzümü önüme eğdim ve gitmek istiyorum diye cevap verdim. Oda cevap vermedi ve sürmeye devam etti evin önüne geldiğimizde arabayı durdurdu. Ama yüzüme bakmayarak önüne bakıyodu o. Bende ;
Eve bıraktığın için teşekkür ederim diyip cevap vermesini beklemiyerek kapıyı açıp eve doğru yürüdüm. Zaten büyük ihtimalle cevapta vermezdi.
Kapıyı annem açtı ve nerdesin kızım öldük meraktan demesi bir oldu.
Içeri girip ayakkabılarımı çıkardıktan sonra biraz kafamı dinlemek için okuldan sonra dolandım diyip hızla odama dogru ilerledim.
Hava kararmıştı aslında kızmaları normaldi. Hemen üstümü değiştirip uykuya dalmak istedim, kısa zaman sonrada zaten dalmıştım...