FELIX
Bu sabah erkenden Yabancı'nın evinden ayrıldım.Kapıya gelen taksiye binip eve gelmiştim.Kapının önüne oturdum.Dün olanlar da neydi?O bana neden bu kadar sıkı sarılmıştı?Ben ondan..
-"Yok be Felix!Daha adını bilmiyorsun."
Bunu dediğim anda kapı açıldı ve ben de kapıya yaslandığım için yere çakıldım.
-"Felix?Dün geceden beri neredesin sen?"
-"Ben mi?Aa şey.Ha annemin mezarlığına gittim.Biraz oturup geri geldim.Otelde kaldım gece."Telefonuma gelen bildirimle elimi cebime attım.Mesaj vardı ve Jeongin'den geliyordu.
'Sevgili Lix.Bunu okuduğunda lütfen üzülme çünkü tek amacım sana yardım etmek.Felix.Ben dün gece ilk uçakla Amerika'ya döndüm.Biliyorum sana haber vermem gerekiyordu ama zamanım yoktu.Ben çok yanlış bir şey yaptım.Ve bunu sana söyleyemeden gidiyorum çünkü yüzüne bakmaya bile çok utanıyorum.Beni affet.Ben ayrılmak istiyorum.Belki de biz birbirimize göre değilizdir?Ama sen her ne kadar bana ait olmasanda senin sana ait bir evin var.O evi bul Felix,o evi bul ve onu asla unutma.O evden asla ayrılma.Çünkü o ev sen olmadan uzun süre dayanamaz.Lütfen beni affet Felix.Beni sana asla söyleyemediğim yanlışımdan dolayı affet..'
Gözümden bir damla düşerken tek nefeste okuduğum mesaja baktım.Jeongin ne yapmıştı da kendisini affetmemi istiyordu ve çok uzak bir ülkeye gitmişti?
Telefonu tekrar cebime koydum ve hızla merdivenleri çıkıp odama gittim.Masamın üzerine baktım.
-"Hey fotoğrafım nerde?"
Masanın çekmecesini açıp içine baktım.Yoktu.Nerdeydi bu?
Anlık baş ağrısıyla aklıma bir şey geldi.Aşagıdaydı.Ben bodruma inmiştim ve oradaydı.
Hemen aşağıya koştum.
-"Hey bodrum kapısı nerde?Jisung!"Jisung mutfaktan çıkınca bana ters bir bakış attı.
-"Niye bağrıyorsun?"
-"Bodrum kapısı nerde?"Jisung'un gözleri büyüdü ve yutkundu.
-"N-Ne b-bodrumu?"
-"Ne bodruma olabilir?Bizim bodrum işte!Nerde kapısı?!"Jisung tekrar yutkunarak başını salladı.
-"Bilmiyorum."
-"Ne demek bilmiyorum?!Jisung kapı nerde?!"
-"Bilmiyorum."
-"Jisung beş saniye var!"
Cevap vermedi.
-"5."
-"4."
-"3."
-"2."
-"Tamam saymayı kes."Jisung kapının karşısındaki büyük tablonun önünde durdu.Bense merdivenlerden onu izledim.
Başım tekrar ağrımaya başladı.Bu bana çok tanıdık geliyordu.
Jisung hızlı bir şekilde koca tabloyu kendine çekti.Kapı?Bir kapı!
Merdivenlerin şu uzun direk gibi yerine oturup kendimi aşağıya bıraktım.Yani aşağıya atladım.
-"Hey!Ne bu?!"
-"Bodrumun kapısı.."Bu şey her neyse bunu çok iyi hatırlıyordum.
-"Bu ne lan?!"
-"Bilmiyorum,Lix.Ama öğrenmeliyiz."-"Ben.."
Jisung korkuyla bana döndü.
-"Ben her şeyi hatırlıyorum.."Abimin yaptıklarını tek tek hatırlıyordum.Ama biri?O bir kişiyi hatırlamıyorum.Ben bu bodruma kiminle indim?
Bunu öğrenmenin tek yolu içeriye girmekti.
Hızla açılan kapıya doğru koştum.Jisung önümde durdu.
-"Yapma Lix."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SCENARIO OF LIFE/Hyunlix
Fanfiction-"Yıldızları göremiyorum.Gökyüzü onlar olmadan çok boş geliyor.Hikayemizde tek bir yıldız yok,inanabiliyor musun?" dedim ellerimi çeneme yerleştirerek. -"Ben görüyorum,hem de bir sürü." -"Gerçekten mi?Nerde?Ben neden göremiyorum?" dedim etrafıma bak...