Bu bölümü lana del rey- sad girl ve cinnamon girl dinleyerek yazdım ne kadar uyumlu oldu bilmiyorum ama olmuştur umarımOy ve yorumm💗
Nefesini tutmuş, titreyen elleri ve hızla çarpan kalbiyle Beomgyu banyo kapısını çarparak kapattı ve arkasından kilidi çevirdi.
Klozete doğru yürüyor, gözleri sımsıkı kapalı. Titrek bir nefes daha aldı. Bu da ciğerlerinin daha da daralmasına, başının ağrıyla çarpmasına neden oldu. Güçlükle yutkundu. Ağzı kurumuş. Gözlerini açıp hissettiği kadar boktan görünüp görünmediğini görmek için aynaya baktı.
İyi görünmüyordu ama bu bir sürpriz birşey değildi. Dik bir şekilde ayağa kalktı ve yüzüne düşen bir tutam kahverengi saçı geriye doğru itti.
Kapının dışında gerçekleşen zarif düğün görkemli bir olaydı, salon çok sayıda insanla ağzına kadar doluduydu. Kendi ailesi dahil olmak üzere on kişiyi zar zor tanıyordu.
Ama bu onun için fazla, çok fazlaydı. Her küçük ses onun için on kat foazlaydı. Başka birinin ona her dokunuşu tüylerini ürpertiyor, ona söylenen her kelime zihnini karmakarışık hale getiriyordu.
Artık dayanamıyor.
Titreyen elleri, küçük şişenin tanıdık şeklini hissederek otomatik olarak cebine gitti. Beomgyu, seçeneklerini zihinsel olarak tartarak yumruğunu şişenin etrafında sıktı. Ya buna en az bir saat daha katlanmalıydı ya da bu çoğalan arzusunu dindirmeliydi.
Başını kendi kendine salladı. "Hayır, hayır," diye fısıldıyor kendi kendine. Ama kalbi hala kaburgalarında küt küt atıyor ve kafası patlamanın eşiğindeydi.
Babasının yakın arkadaşının oğlunun düğünüdüydü. Yaklaşık yarım saat önce gelmişlerdi ve Beomgyu on dakika bile geçmeden gergin hissetmeye başlamıştı. İlk etapta asla gelmek istememişti. Ama o lanet olası evde kimse onu dinlemiyordu.
Tanıdık yakıcı bir öfke dalgası hissederek, içinden bir küfür mırıldandı ve şişeyi çıkardı. Kapağı çevirerek açıp sağ elinin üzerine döktü. Sadece iki küçük beyaz hap yuvarlandı. Beomgyu kaşlarını çatarak şişeyi tekrar salladı ama gelmeyince tamamen bittiğini fark etti.
Bu durumunu neredeyse daha da kötüleştiriyor, kalbi daha da hızlanıyordu. Başını geriye atarak hızla hapları yuttu. Artık nefes almak daha da kolaylaştı. Bu yüzden rahatsız bir şekilde boğazını tutmayı bıraktı.
İki küçük hap onu sakinleştirmek için yeterli değildi. Elleri kalçalarında, bir şeyi tekmeleme ya da kafasını duvara çarpma dürtüsüne direnerek banyoda volta atmaya devam etti. Birinin tuvalete gelmesi ya da anne babası veya ablasının onun ortadan kaybolduğunu fark etmesi an meselesiydi.
Hapların etkisini çoğaltması için beş dakika daha bekledi ama işe yaramadı. Bu şekilde dışarı çıkamazdı. Bu kadar insanın önünde olay çıkarırsa ailesi onu asla affetmezdi ki bunu yapması çok muhtemel bir olaydı.
Beomgyu, ağzında kan tadı aldığında yine alt dudağını ısırdığını fark ettiğinde yüzünü buruşturdu. Kanı silmek için parmağını dudağının üzerinde sertçe gezdirdi.
Başka seçeneği yok gibi görünüyordu.
Telefonunu çıkarıp kilidini açtı. Parmakları son aramalardan kayıtsız kişiye giden yolu hemen buldu. Ona yazım hatası yaparak birkaç metin gönderdi. Başparmağını dudaklarına götürüp tırnağını kemirip mesajlarını görmesini bekledi.
Birkaç dakika sonra iki mavi tik işareti onun mesajlarını gördüğünü gösteriyordu. Ama cevap vermedi. "Şu sikik şey..." Beeomgyu çenesini sıkarak en az on mesaj daha gönderdi.
YOU ARE READING
Sex, drugs, etc. Yeonbingyu
FanfictionChoi Beomgyu. Her şeyi olan o popüler çocuk. Güzel bir yüze, popülerliğe, zekiliğe ve zengin bir aileye sahip. Ama onun bir de sahip olduğu, kimsenin bilmediği sırları var. Sırları aynı zamanda Beomgyu'nun en büyük sırrı olan Choi Soobin'den başka k...