Life İs Chocolate/ Jikook

parti

Sabaha gözlerimi telofonumun zil sesi ile uyandım. Yataktan doğrulup telefonu komidinin üzerinden aldım. Sabah sabah kim arıyor olabilir ki? Yeni uyandığım için bulandık olan görüşümü gözümü bir kaç saniye dinlendirdikten sonra tekrar açtım.Gözlerimi tekrar telefona indirince arayan kişinin jungkook olduğunu gördüm.

Dur bir dakika arayan jungkook'tu hemde sabahın 9'unda

Hızla kendime gelip telefonu açtım ve kolağıma koydum.

"Alo?"

"Alo, günaydın jimin. Uyuyor muydun? Eğer uyuyorsan kapatayım daha sonra ararım."

"Ah, hayır tabii ki de sorun değil. Ne için aramıştın."

"Ben.. ben şey için aramıştım..."

Anlamaz bir şekilde kaşlarımı çatıp dediğine odaklandım.

"Şey diyecektim bugün parti veriyorum gelmek ister misin diye?"

Nasıl yani jungkook beni partisine mi davet ediyor. Daha doğru dürüst konuşmadığımız hâlde?

"Ne? Ne partisi?"

"Dükkan senin bizi sosyal medyadan paylaşmanla satışımız da gözle görülür bir fark oldu. Bu yükselişi kutlamak istedik. Ve tabi bu yükselişin en büyük sebebi olan kişiyi de davet etmezsem olmazdı. Eğer müsaitsen bu akşam seni bekliyorum.""

Dur bir dakika dükkanlarının yükselişi için bir parti ve buna neden olan kişi benim. Ama benim orda olmam uygun olmaz ki.

"Jungkook çok düşüncelisin teşekkürler ama benim orda olmam uygun olmaz."

"Ne demek benim orda olmam uygun olmaz jimin? Bize ne kadar büyük bir iyilik yaptığının farkında mısın? Tabii ki bu hikayenin baş kahramanı olarak orda olman gerek."

"Ama jungkook ben sadece bir paylaşım yaptım. Bu bu kadar büyütülecek birşey değil ki hem sizin emeğinizle olan birşey pastalarınız güzel olmasaydı zaten kimse bu kadar beğenmezdi ayrıca belki daha yakın arkadasların falan vardır.rahatsızlık vermeyeyim."

"jimin ne saçmalıyorsun ayrıca benim düşündüğün kadar arkadaşım yok ve aslında ben seninle biraz daha yakın olmak istiyorum daha yakından tanıyalım birbirimizi daha iyi arkadaşlar olalım istiyorum. Daha fazla itiraz istemiyorum akşam sekizde atacağım konuma geliceksin anlaşıldı mı arkadaşım?"

Bu dediğine şaşırsam mı sevinsem mi bilemedim. Benimle arkadaş olmak istiyordu daha yakın arkadaş ve bunu en az bende onun kadar istiyordum. Sondaki şakacı sinirine ufak bir kıkırtı bırakıp.

"Tamam, anldım. O zaman saat sekizde attıgın konumda olacağım."

O da kıkırdayıp

"Afferin çabuk ögreniyorsun." Dedi. En sonunda vedalaşıp telefonu kapatmıştım.

....

Jungkook ile olan konuşmamın üstünden kaç saat geçti bilmiyorum ama şuan partiye 2 saat olduğunu biliyorum.
Telefon konuşmasının ardından kahvaltımı edip birazcık calışmıstım. Hobi olarak yaptıgım danslar da vardı tabii ve şuanda kendimi zemine terlemiş bir şekilde bırakıp derin
Derin soluklanıyordum.

Kendimi tolarlayıp odama geçtim 2 saatim vardı ve benim hazırlanmam için ise bir saatim vardı.

Sorun şu ki ben daha duş alıcam ve ne giyeceğim hakkında hiç bir fikrim yok. Bu yüzden elimi acele tutup hızla düşa girdim.