-2. Bölüm-

2 0 0
                                    


Arkadan bağıran Oğuz'a baktım. Ayaz'a bakıp eliyle sus işareti yapıyordu. Ayaz omuz silkti. Kübra resmen sinir küpüne dönmüştü.

Masadaki su dolu bardağı alıp ayakta olan Ayaz'ın kafasından aşağı döktüğünde Ayaz dahil herkes olanları sindirmeye çalışıyordu.

Ayaz'ın kıyafetleri baştan aşağı sırılsıklam olmuştu. Tam ikinci bardağı da döküyordu ki Buse bardağı elinden alıp masaya koydu.

Hala sinirliydi. Kapıya doğru yürürken Ayaz'a bakıp

Seninle hala işim bitmedi.

Diyip çıktı. Kapıyı o kadar sert kapattı ki neredeyse kırılıyordu. İçimden Kırsaydın! diye geçirdim. Ve Onur her şeyi bulayarak düşüncemi dışa vurdu.

Abee! Olaya gel. Kübo ya bak sen. Sinirden kapıyı kırıyordu.

Onur'a bakıp gülmemek elde değildi. Saçma konuşuyordu. Ama nedense gülesim geliyordu.

Onur kapa çeneni!

Offff! Melih abayı yakmış. Olum sana burdan ekmek çıkmaz. Lan kızın sevgilisi var. Yavşak herif.

Melih elindeki kalemi Onur'un kafasına fırlattığında onur acıyla bağırdı. Neyseki gözüne gelmemişti.

Hepiniz tuhafsınız. Nasıl polis oldunuz anlamıyorum.

Bana ilk cevap veren kişi Fırat abiydi. Oysa onu kastetmemiştim. Ama "hariç"i unutunca yapacak bir açıklama bulamıyordum.

Sen nasıl olduysan biz de öyle olduk.

Ben tam durumu açıklıyorum ki Onur yine yaptı yapacağını.

Meloo! Bu lafın altında kalacağına kamyonun altında kal daha iyi.

Onur'a susması gerektiğini söyledim. Daha fazla burda durmanın mantıksız olduğunu düşündüğüm için dışarı çıktım.

Hava kararalı çok olmuştu. Soğuk bir rüzgar çarpıyordu yüzüme. Saçlarım rüzgarla birlikte karma karışık olmuştu.

Sonunda eve vardığımda kapıyı çalmadan anahtarla açtım. Saat geç olmuştu ve Ayşe'nin uyuma ihtimali olduğu için uyandırmak istemedim.

Salona geçtiğimde ışık açıktı. Ayşe televizyonun karşısında uyuya kalmıştı. Televizyonu kapattım. Odaya gidip bir battaniye aldım. Ayşe'yi uyandırmamaya özen göstererek battaniyeyi üzerine örttüm.

Odama geçip başımı yastığa koydum. Yorucu bir gündü. Gözlerimi kaptmamla uyumam bir oldu.

•••

Bana beş dakika gibi gelen bir sürenin sonunda uyandım. Oysa çoktan sabah olmuştu bile.

Yataktan kalktım. Banyoya doğru yürüdüm. Soğuk bir duş alıp mutfağa geçtim. Kahvaltı için bir şeyler hazırladıktan sonra Ayşe'yi uyandırdım. Birlikte kahvaltı yaptık.

Askıdan hızlıca montumu alıp dışarı çıktım. Dışarıda yağmur yağıyordu. Kapşonumu başıma geçirdim. Ellerimi pantolonumun ceplerine sokup hızlıca yürümeye başladım.

İş yerine vardığımda Onur ve Ayaz hariç herkes gelmişti. Montumu çıkarıp Merve'nin yanına geçtim. Bugün geç kaldığım için görevimi bilmiyordum.

Günaydın!

Gülümseyerek cevap verdim;

Sanada. Ee bugün ne yapıyoruz?

Ben dünki çetenin yerini tespit etmeye çalışıyorum. Sende Onur ve Ayaz ile geçen hafta bulduğumuz çeteye minik bir ziyarette bulunuyorsunuz.

Peki. Sana iyi çalışmalar.

Şimdi Onur ve Ayaz'ı bulmam gerekiyordu. Daha öncede Onur ile çalışmıştık. Ve berbat ötesiydi. Her şeyi elimize yüzümüze bulaştırmıştık. Bu kez öyle bir lüksümüz yoktu.

Bayan uyuyan güzel apla. Pardon "kadın"

Karşımdaki Onur'a acıyarak baktım. Komik olduğunu sanıyordu. Ah, cidden! Ne kadar da aptaldı.

Elimdeki defteri kafasına atmayı düşünüyordum. Ama sonra aklıma "değmiceği" geldi. "Deftere yazık olur" diyerek atmadım.

Melo bak şimdi bugün bir...

An-ha biliyorum biliyorum. E hadi gidelim. Ayaz nerde?

Onur bakışlarıyla arka odayı gösterdi. Odaya doğru yürümeye başladığımda Ayaz da odadan çıkmıştık.

Neye uğradığımızı şaşırıp birbirimize çarptık.

Tüh! Kitaplar eksik. Siz hiç kıpırdamayın ben gidip kitapları getiriyorum.

Tehditkâr gözlerle Onur'a baktım. Buna rağmen kitap getirmeye gitmişti. Ne yani şimdi Ayaz'a çarpıp elimdeki kitapları yere düşürdükten sonra ellerimiz birbirine mi değicekti. Sonra da birbirimize mi bakıcaktık. Ve ve ve daha sonra da ellerimizi çekip arkadan kıkır kıkır gülücek miydik?
Ne kadarda saçma!

Onur geldiğinde elinde kitaplar vardı. İçimden gerçekten mi dedim. Onur Onur Onur!!! Şu an onu öldürmek istiyordum.

Ayaz yürümeye başlayınca mecburen bizde Onur ile arkasından gittik.

Arabayı Ayaz sürüyordu. Önde ben arkada da Onur oturuyordu. Öne binemediği için arkada bebek gibi mızmızlanan Onur'u takmıyordum.

Bir kaç saatin sonunda aradığımız eve varmıştık... İçerde bizi ne gibi tehlikelerin beklediğinden habersiz arabadan indik...

______

Ne yalan söyleyeyim bölümü bende beğenmedim :((
Yeni bir şey daha yazıyorum 🤦
Oda dördüncü oluyor.
Kdlsksk ama okunmuyorlar.
Neyse fazla uzatmicam.
Yorum bekliyor olacağım ; }






Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 24, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YAT YERE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin