Ben Melisa. Görevi uğruna kendini yok sayan Melisa. Melisa Korkmaz.***
Fırat abi çaylar?Onur'a bakarak sırıttım. Bu çocuk niye böyleydi.
Yok çay may!
Fırat abiye hak verdiğim sayılı anlardan birisi. Genelde hep zıt taraflarda oluruz.
Abiler, ablalar, Meral yenge benzetmiş bunu.
Onur bunları söylerken herkes kahkahaya boğuldu. Fırat abi hariç.
Fırat abi Onur'a ölümcül bakışlar attıktan sonra üstüne doğru yürümeye başladı.
Onur tam arkasını dönüp koşmaya başlayacaktı ki Kübra'nın sesi ile durdu.
Komiser Mete Bey sizi toplantı odasına çağırıyor.
İşte şimdi yandık. İki yıldır peşinde olduğumuz çeteyi bulmuştuk. Hatta yakalıyorduk. Fakat Merve'yi rehin alıp bize karşı koz olarak kullandıkları için yine yakalayamamıştık.
Kübra gittikten sonra bir süre kimse konuşmadı. İlk ses Fırat abiden çıktı.
Bence hepimiz sorunun farkındayız. Hadi gidelim.
Diğerleri onaylar ve korkulu gözlerle Fırat abiye baktı. Bir süre bekledik fakat kimse yerinden kıpırdayamıyordu.
Fırat abi oflayıp ayağa kalktı.
Sizden adam olmaz.
O kapıdan çıktıktan sonra bizde arkasından gittik. Toplantı odasının önüne geldiğimizde Fırat abi kapıyı çaldı.
Gelin.
Sesi yumuşaktı. Hatta ve hatta her zamanki o sert tavrı bile yoktu.
Kapıyı açtığımızda içerde Mete komiser hariç bir kişi daha vardı.
Uzun boylu, beyaz tenli yirmili yaşlarında bir adam. Siyah saçlarına griye çalan mavi gözleri eşlik ediyordu. Boynundaki beni ile eşsiz bir tabloyu andırıyordu.
Hoş geldiniz çocuklar. Konuyu fazla uzatmayacağım. Bu günki göreviniz maalesef başarısız oldu. Ama mühim değil. Sizin canınız tüm görevlerden daha kıymetli. Bu çeteyi çok kısa bir sürede yakalayacağınızdan hiç şüphem yok. Bu yeni arkadaşınız Ayaz. Ayaz bunlarda birlikte çalışacağın ekip arkadaşların. Yeni göreviniz için iyi çalışın bu kez hata yapma şansınız yok!
Son cümleyi söylerken sesini hafiften yükseltmişti. Mete komiser kalkarken bizde onunla birlikte kalktık. O odadan çıkar çıkmaz kendini koltuğa atan Onur'a kaydı bakışlarım.
Of be kızacak sandım.
İçimden Sen mi ben mi? demeden edemedim. Onur'u takmayarak. Ayaz'a baktım. Sert birine benziyordu. Çokta önemli değil aslında.
Onur'u arkasından bende oturdum. Fırat abiye çevirdim bakışlarımı. Dalgın duruyordu. Ona baktığımı fark etmiş olacak ki oda bana baktı. Şimdi ne yapacağız? der gibi yüzüne bakmaya devam ettim. Bilmiyorum. anlamında omuz silkti.
Derin bir iç çekip başımı geriye yasladım. Şimdi ne olacaktı? Ya bu kez de başarısız olursak? Melih'in sesiyle bu düşüncelerden arındım ve bakışlarımı ona çevirdim.
Mete abiyi duydunuz. Bu kez de hata yaparsak bu günkü gibi yumuşak bir karşılama olmayacak. Sizde takdir edersiniz ki bu çeteyi bulmak için çok uğraştık.
Merve'ye dönüp;
Fakat bir dikkatsizlik sonucu tüm çabalarımız boşa gitti.
Merve başını öne eğmişti. Onun yerinde olmak istemezdim. Bakışlarını da geçtim çok imalı konuşmuştu. Buna rağmen haklıydı.
Melih haklı. Bir an önce çalışmaya başlamalıyız.
Yüz yılda bir kez gerçekleşecek bi' olay. Kübra ilk kez Melih'e hak vermişti. Herkes şaşkındı ve Kübra'ya bakıyordu.
N-ne? Haklı mıyım? Gerçekten mi?
Melih'e bakıp gülmemek elde değildi.
Uw! Evlilik görüyorum hocam.
Onur yine çenesini tutamamıştı. Ama bu kez kimse takmıyordu. Çünki hala şaşkındık.
E peki ne yapıyoruz? Böylece gülüp durarak o çeteyi yakalayabileceğimizi düşünmüyorum.
Sesi çok güzeldi. Konuşsa sabaha kadar dinlerdim.
Olum sen yaşıyo muydun lan?
Noluya ya? Önce Kübra şimdi de Fırat abi cidden tuhaf bi' gün. Onur bulamasa bari.
Pek sayılmaz.
Bu ne demekti şimdi. Kanlı canlı karşımızda duruyordu. Bide gelmiş diyor ki "Pek sayılmaz."
Bugünde yaşayan bir ölü ile tanıştık. Biri de normal olsa şaşarım.
Kübra kusura bak ama ölülerden tek farkımız, nefes alıyor olmamız.
Uff lafa gel. Kübra bunun acısını çıkarır. Hemde çok pis çıkarır. Pis pisine gidecek çocum. Yazık olcak o güzelim saçlara...
Ayaz!
✷✷✷✷✷
İlk bölüm için uzun oldu. 😕
Az da olsa karakterleri tanıtayım dedim. Ama bazılarına yer kalmadı 😔
Neysee, umarım beğenirsiniz 🙃