³

35 9 19
                                    

Kıyafet dolabının kapağına yaslanmış elinde Jeongin'in en sevdiği kazağı; anıları yâd ediyordu. Son günlerde bunu tekrarlarken bulmuştu kendini. Onun yanında olmaması gerçekten çok zordu.

İki yıldan geriye sadece anılar ve bıraktığı izler kalmıştı.

Bu eve gelmeyeli de çok olmuştu.

O gün ambulansın çağırılmasıyla bi daha buraya dönmemişti.

Özlüyordu. Çok özlüyordu. Ama özlem insanları geri getirmiyordu, maalesef.

Hepsi onun suçuydu.

Hepsi kendi suçuydu.

Olmamalıydı.

Onun suçuydu.

'

Hayır, başkalarının orospu çocukluğu bizim suçumuz değildi.

"Ama o orospu çocuğuyla sevgili olmak benim suçumdu."

Hayır, onun öyle biri olduğunu bilmiyordun.

"Ama, ama onu koruyamadım."

Evet, o seni korudu. Sevdiği kişiyi koruyarak öldü. Bundan güzel ne isteyebilirdi ki?

"Ben... Of hayır bilmiyorum."

'
Gözleri dolmuştu. Ama ağlamamalıydı. Jeongin ağlamasını sevmezdi. Yavaşca elindeki kazağa gömüldü, kokusunu içine çekmek istedi. Kokladı, kokladı, tekrar ve tekrar kokladı.

Kokusu gitmişti.

O an uzun zaman sonra ilk defa bağıra çağıra ağlamak istedi. Ciğeri sökülene kadar...

Yapmadı. Doğrusu, yapamadı. Gücü yetmedi ağlamaya, bağırıp çağırmaya. Güçsüzdü, gittiğinden beri çok güçsüzdü. Ya da götürüldüğünden mi demeli?

、~ 、

"Hey, Jeongin"

Changbin tüm cesaretini toplayıp bir adım atma kararı almıştı.

Jeongin... Jeongin onun için herşeydi. Şimdiye kadar kimseyi bu kadar sevmemişti, sevememişti. Ama Jeongin'de kendine çeken bi' şey vardı. İstese de istemese de sonunda onun yakınında buluyordu kendini.

Ya da onu izlerken.

Günlerdir Jeongin'i izliyordu. Tüm okul boyunca çocuktan gözünü ayırmıyordu. Jeongin'le yatıp Jeongin'le kalkıyordu mübarek.

Artık bunun isimlendirilme zamanı gelmemiş miydi?

Evet, âşıktı. Jeongin'e âşıktı hemde deliler gibi. Bunu söyleyip söylememekte kararsız kalmıştı. Ya reddedilirse? Ama reddederse de Jeongin'in sert bir şekilde reddeceğini düşünmüyordu. Ya da... Yapar mıydıyki? Hayır Jeongin öyle biri değildi. Ama ya yaparsa? İnsanlar türlü türlü şekilde rezil edilerek reddedilirken, Changbin'in de bunlardan birini yaşaması olası değil miydi?

Oh, hayır daha açılmak için çok erkendi. Belki... Belki biraz daha sonra bunu yapabilirdi. Ama şimdi asla.

O düşüncelere dalmışken Jeongin onun yanaklarını sıkıyordu. (Noktali harfleron onemi) bianda hissettiği acıyla geri çekildi. Sonrasında Jeongin'e baktığında masumca gülümsüyordu. O gülüş için adam öldürebilirdi.

"Hyung konuşmayacaksan bi' şey demek istiyorum"

"Söyle"

"Şey, sence biz çift olsak nası' bi' çift olurduk?"

"Hea"

Jeongin'in yüzü kızarmıştı bile, Changbin'in de öyle. İkiside bi' şey söylemek istiyor, ama yapamıyorlardı. İkiside yavaş yavaş bi' şeylerin farkına varıyor ve bunu açık etmek istiyorlardı, ama bu ikisi içinde zor bir şeydi.

Birbirlerine çok yakın, ama aynı zamanda asla ulaşılamayacak kadar uzaktalardı.*

"Bu gece..."
"Hm?"

Jeongin çekinerek konuşmaya başlamıştı.

"Bu gece, Ay çok güzel değil mi?"

Changbin ağzı açık Jeongin'e bakıyordu. Aslında bunu ikiside beklemiyordu.

、~ 、


✿⁠✿⁠✿⁠

*FNF 1:55 Changbin'in partı
"난 너의 그림자처럼 붙어 있어도 so far, far, far"
"Sana gölgen gibi yapışsamda çok uzaktasın, çok uzakta."

Baska bi sarki sozu daha yazcajtim unuttum aq

Neyse baybay (bidhaanahgelirsizeyb)

Ex Issues | JeongBinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin