tell me | Vegaspete

1.0 [buldum seni]

Hoş geldiniz canlarım. Bu bölüm tüm problemi masaya yatırıyoruz. o yüzden azıcık uzun...

Okumaya geçmeden önce oy verdiğinize ve yorum yapacağınızdan emin olursanız beni çok mutlu edersiniz.

Özellikle yorumlarınız beni çok mutlu ediyor ve yazmaya teşvik ediyor.

Neyse uzattım, keyifli okumalar.

Pete hayatı tamamen mahvolurken buna sebep olan insanlardan intikam almaya yemin etmişti. Bu konuda ciddi şeyler başardığının farkındaydı. Buna rağmen kendi yaralarının kapandığını hissetmiyordu.

Her Bay Kan ile karşılaşmasında yaraları yeniden açılıyor, kanıyorlardı...

Vegas onu odasına çağırdığı zaman, Pete önemli belgeyle uğraşıyordu. Hazırladığı şeyi yaparsa şirketin bu sefer ciddi bir kaybı olacaktı. Büyük ihtimalle de yatırımcıların bir kısmı kendi paralarını geri çekmek isteyecekti.

Vegasla ilk tanışmaları yıllar önceye dayanıyordu. Vegas yurt dışına çıkmadan bir ay önce Pete şirkette işe girmişti. Kinn ile üniversiteden arkadaşlardı. Kinn onun üst devresi olmasına rağmen, Pete'in kendine abilik ettiğini düşünür, ona çok değer verirdi... Sonra Kinn onları tanıştırmış, yemek yemişlerdi. Vegas yemek boyunca onunla flörtleşmişti. Pete nasıl tepki vereceğini şaşırdığı için bu çok hoşuna gitmiş, sonra tekrar buluşmak istediğini söylemişti. O da bu hoş adamın teklifini kabul etmişti.

O zaman Pete buluşacaklarını düşündükçe heyecanlanmıştı. Nedenini kendi bile bilmiyordu. Bu adamla hiçbir yakınlığı yoktu. Neden onun buluşma isteğini kabul etmiş, heyecanla kendisine dönmesini beklemişti ki?

Pete onunla buluşacağı zaman giyeceği kıyafetleri eve döner dönmez seçmişti.

Fakat hiçbir zaman buluşmamışlardı. Pete gerçekten hayal kırıklığına uğramış, kendine kızmıştı. Nasıl onun teklifinde ciddi olduğunu düşünmüştü?

Aklına dolan anılar yüzünden kendiyle alay etti. Cidden bazen fazla saf oluyordu. Vegas gibi birisinin kendisinden hoşlanacağını neden düşünmüştü ki?

Vegas'ın odasına girdiğinde son zamanlarda hissettiği soğuklukla karşılaştı. Vegas'ın ona karşı değişen tavırlarının farkındaydı. Bunun neyden kaynaklanıyor olduğuna emin olamıyordu. Geçen babasıyla olan konuşmasına karışması yüzünden miydi?

Yoksa anlamış mıydı?

Kapıyı arkasından kapattığı zaman dibinde biten adamla neye uğradığına şaşırdı.

"Pete, gerçekten bana o mesajları atan sen misin?"

Vegas'ın durgun bir sesle sorduğu soruya karşın gözlerine baktı. Orada yatan canavar ile bakışırken fırtına öncesi sessizlik ile karşı karşıya olduğunu düşündü.

"Evet, benim," dediği anda canavarın ortaya çıkışını zevkle izledi.

Başından beri amacı zaten bulunmaktı. Hiçbir zaman sonsuza dek saklanmayı düşünmemişti.

Ve biliyordu, bir insana ne kadar yakın olursan, ihanetin canını o kadar yakardı.

Bu kısacık zamanda Vegas'ın kendisine hemen hemen bütün işlerde güven duymasını sağlamıştı. Hatta onun babasını bile kendisine itaat ettiğine inandırmıştı.

Vegas aldığı itiraf ile kendine hâkim olamadı. Pete'in dudakları şeytani bir ifadeyle kıvrıldı. Boğazına sarılan ellerle sırtı duvarla buluştuğunda bile yüzündeki ifade silinmedi. Batırdığı birkaç iş için de maddi kayıpları için de hiç üzgün değildi.