1. Babaya taşınma.

422 10 56
                                    

Ben Gece. Gece Doğanay, ismim nasılda yakışıyor soyadıma değil mi? Ya ben bende yakışır mıydım ona? Şu an karşımda yemek yiyen adama? Kalbimin, ruhumun, vücudumun ve tüm benliyimin tek sahibi. Oda kabul eder mi beni?

Tabiykinde koca bir hayır. Asla kabul etmiyeceği, sevmiyeceği bir ben varım karşısında. Hayır hayır çirkin değildim 1.58 boyunda, çokda zayıf olmayan, kehribar sarı gozleri, beyaz teli, kahve rengi saçlı güzel bir kizdim.

Ama o benim kalbim, ruhum ve benliyimin 'nolur beni sev' diye yalvardığı, 2.2 santim boyunda, iri vücutlu, esmer tenli, gören her kadının arzuladığı koca adamımdı.

Babamın koluma dokunmasıyla kendime geldim babama bakdığımda bana bakıyordu. Yuvarlak masanın etrafında oturan herkes bi anlığına bana bakdı, kimsenin ne düşündüğü pekde umurumda değil.

O hariç.

Babama bakdığımda bana dönerek "Kızım iyi misin? Kaç kere seslendim sana." Dedi bi anlığına sevdiğini hiss etdim ama sadece bir kaç saliselik. Bende ona aynı yalancı tebessüm ve bakışı sunarak "iyiyim babacım sadece şu sınavlara kafam takıldı o kadar." Diye cevapladım.

Dışardan biri bizi görse ah ne güzel baba kız derler ama işler tam tersiydi. İnsanlara göre göstermelik bir sevgi ve ilgiydi hepsi.

Babam onu aldatan ve terkeden kadına yani 'anneme' olan benzerliğim yüzünden benden çıkardı tüm hıncını ve nefretini.

Şu an pekde umurumda değil ama küçük ben ne üzülmüşdü, ne çok ağlamışdı, ne çok yalvarmışdı 'baba nolur benide sev' diye.

Babamla konuşmam bitince karşımdaki adama bakdım, bana bakıyordu. Kalbim bi saniyelik durdu ama hemen toparlanıp önüme döndüm.

Bana bakmışdı dışım sesiz bir deniz gibi ama içimde koca fırtınalar kopuyordu.

Babamın "isdersen git dinlen kızım" demesiyle tekrar ona döndüm. Bu artık yeter git burdan demenin başka versiyonuydu.

Gülümsuyerek "evet baba, iyi geceler size" dedim ve odama çıkdım. Odam değildi aslında Babamın misafirler şüpelenmesin diye özel yapdırdığı misafirler gidinceye kadar içinde durduğum, sonrasında bodrumdaki odama geçdiğim bir bekleme salonuydu benim için.

İkinci katdaki şık, pahalı bir genç kız odasıydı, her kızın hayalindeki gibi. Kapıyı kapatarak odaya geçdım yere çömeldim. Telefonumu açarak kimsenin bilmediği instagram hesabıma girdim. Hemen takip etmediğim halde stolkladığım koca adamımın hesabına girdim.

Yeni bir foto paylaşmışdı. Acaba ona olan hislerimi, arzumu ve ona duyduğum koca şehveti bilseydi ne yapardı?

Ah kimi kandırıyorum ben o koca Cihangir Kandemirdi benim aşkım,ruhumdu o.

Bi anda kapının açılıp kapanmasıyla neye uğradığımı şaşırarak telefonu yere düşürdüm. Bir el hemen ağzımı kapatarak kulağıma eğildi. Bu... Bu koku onun kokusuydu. Sert, ama bir o kadarda rahatlatıcıydı.

Cihangirdi bu.

Ağzımdaki eli beni susturmuyordu, beni susturan şey onun varlığıydı. Diğer elini belime sararak beni o koca cüsesine yapışırdı kulağıma eyilerek "Canlısı dura dura sosyal medyadan stolklaman hiç hoşuma gitmedi küçüğüm."

Tanrım kalbim yerindən çıkacak gibi atıyor. Duyuyormusun koca adamım bu kalbin senin için atdığını? Hiss ediyormusun baba?

Kendime gelmeye çalışarak sadece "hı hıı" diye bildim. Tanrım ölüyorum sanki. Ölüceksem hemen şimdi onun kollarında can vermeyi diliyorum.

O sert sesiyle bir kıkırtı duydum ve bir kez daha aşık oldum. Elini ağzımdan çekerek onuda belime doladı. İki yanımdan sallanan kollarımı boynuna sarsam bana kızarmısın baba?

Tam gözlerimin içine bakarak "Ne oldu küçüğüm? Babanın kollarında olmaya alışmalısın ama artık." Dedi ve ben şu an ölümü daha çok diledim.

Ne dedi bu koca adamım? Babam mı olmak isdediğini hayır hayır direkt babanım dedi ahh tanrım nolur rüya olmasın rüyaysa hiç uyanmıyayım nolur.

Bi kez daha güldü, ben bi kez daha vuruldum. Yüzüme dökülen 1 tutan saçı kulağımın arkasına sıkışdırarak "Hazırlan küçük bebeğim evimize gidiyoruz" Dedi.

Gözlerimi aça bildiğimce açdım neler oluyor bilmiyorum ama böyle devam etmesini diliyorum. Yine ve sadece "hııı" diye bildim.

Oysa "Yada boş ver baba sana yeni ciciler alıcak." Dedi ve beni kucağına alarak odadan çıkdı.

Aşağı indiğmizde herkesin gitdiğini bir tek 'babamın' elindeki viski bardağıyla pencereden dışarıyı izlerken gördüm.

Nasıl yani Cihangirin beni kendisiyle götürdüğünü biliyor muydu? Babam beni satmış mıydı?

Şimdi daha çok hiç olmadığı kadar acıdı canım. 'Beni hiç mi sevmedin baba' diye haykıran küçük Gece içimde kıyameti koparıyordu. Dışımda koca bir sesizlik vardı ama gözümden bir yaş akdı benim babam hiç sevmemişdi beni değil mi?

Cihangirin babama dönerek "Hoşçakal Akif" demesi ve bizim evden çıkıp arabaya binmemiz sadece bir kaç saniye sürdü.

Peki ben niye üzgündüm? Sevdiğim aşık olduğum adamlaydım. O hep hayalini kurduğum kollardaydım.

Ama benim içimdeki o baba sevgisi bekliyen ama hiç kavuşamayan küçük kız çocuğu bi kez daha ölmüşdü bu gün.

Düşüncelerimi bölen şey Cihangirin bana seslenmesiydi. Ona döndüğümde yüzündeki piç gülüşüyle bana bakdığını gördüm. Biri ona bu gülümsemeyi yasaklamalıydı fazla mükemmeldi.

Bana bakarak "Ne o küçüğüm babay vereceğin zevki mi düşünüyorsun?" Diye sorunca yanaklarım yanmaya başladı, kafamı eydim ama o anda koca bir kahkaha sesi duydum ve ardından söylediği şey daha çok utanmamı sağladı...








Fikirlerinizi alayım nasıldı?

Yeni bölümde görüşünceye dek
HoşÇAKAL'ın.🤪

~N.

Libidine.   (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin