-2-

2.5K 7 0
                                    

Arkadaşlar; Özgün ile Özgür aynı kişiler. Yanlış yazdım. Eğer bundan sonraki bölümlerde böyle yanlışlık olursa siz anlarsınız ;)

#####

Ter içinde ayrıldım kum torbasından. Kenardan havluyu alıp yüzümdeki teri sildim. O gün aklıma gelince bütün kaslarım kasılıyor. Evet. O gün dedim. Çünkü 3 gündür eve gitmiyorum. Bütün sinirimle okuldan çıkıp kendimi buraya atmıştım. Annem babamla evli olmasına rağmen biriyle sevgili olması... üzücü değil. Ama babama acıyorum. Onun hiçbir şeyden haberi yok. Bu olaydan sonra bırak annemi görmeyi o eve bir daha dönmem. Zaten bu mekân benim ikinci evim. Ayrı bir oda vardı. Orada kalırım bir yer bulana kadar.

Odadan çıkıp kapıyı kilitledim. Yanındaki kapıyı açıp girdim içeri. Banyoydu burası. Haftada bir, biri gelir temizlerdi her iki odayı. Küçük bir yerdi banyo. Küvet , hemen yanında lavabo ve klozet vardı.

Küvete musluğun soğuk tarafını açıp dolmasını bekledim. Beklerken üzerimdekileri çıkardım bir tarafa. Aynada kendi halime baktım bir süre. Kızıl saçlarım çok güzeldi, vücudum da. Aslında idare eder ama önüme gelen asılıyordu bana. Kafamı iki yana salladım. Küvet dolduğunu görünce musluğu kapattım. Yavaşça soğuk suya girdim. İlk önce nefesim kesilse de sonra alıştım. Kafamı soğuk suyun altına soktum.

Annem gerçekten benim öz annem miydi? Evet öz çocuğu olsaydım bana böyle soğuk davranmazdı. Hele babam? Oradan pek emin değilim. Babam çok değişik bir adam. Sağı solu belli olmuyor. Alıştım aslında onun bu hallerine.

Ciğerlerimde hava tükendiğinde büyük bir nefesle çıkardım başımı suyun altından. Bir kaç dakika daha soğuk suya bekledikten sonra çıktım sudan. Üzerimi duruladıktan sonra üzerime geçirdim kıyafetlerimi.

Banyodan çıkacağım sırada telefonum çaldı. Ekrana baktığımda Serkan abi olduğunu gördüm. Barın kapısındaki koruma yani. Cevapladım aramayı

"Ne var?" dedim soğuk bir şekilde.

"Ece hanım, kapıda bir adam var. Özgür olduğunu söylüyor. İçeri almıyoruz, sizin gelmenizi söyleyip duruyor. "

Derin nefes verdim burnumdan.

"Geliyorum" deyip kapattım telefonu.

Sabır dileyerek çıktım merdivenden. Saat gece yarısına geliyordu. Yine içmek için gelmiştir Özgür. Zemin kata geldiğimde burnuma  içki ve sigara doldu. Beni görenler hemen açtı yolumu. Onların bu haline sinsice sırıttım. Kapıya geldiğimde Özgür sabırsızlıkla bekliyordu.

Beni görünce duruşunu düzeltti. Yanında yaklaşıp "Ne var?"

"3 gündür haber alamıyoruz senden. Meraktan çatladım."

"Burdayım işte. Gördün beni. Ne diceksen de, ben gidiyorum. "

"Eve gitmediğini öğrendim?"

"Ee?"

"Burada mı kalıyorsun? " gözüyle barı işaret etti.

Tek kaşımı kaldırarak "Evet. Bak gerçekten sıkıldım. Çabuk söyle ne diyeceksen"

"Ben evde tek kalıyorum. Burada kalma. Benim evde kal istersen. Aileni görmek istemiyorsun mağdem... Yani demek istiyorum ki...." durup elini cebine soktu. Bir kart çıkardı. Bana uzattı. Yavaş hareketlerle aldım elindekini.

Bir adres vardı. "Seni zorlasam gelmezsin biliyorum. Bu evimin adresi. Ne zaman fikrini değiştirirsen beliyorum.... görüşürüz" arkasını dönüp gitti. Arkasından boş boş baktım. Ekimdeki adrese bir göz gezdirip bar kapısına geri döndüm. Serkan abiye gülümseyip "İyi nöbetler abi" dedim. Aynı anda omuzuna hafifçe vurdum. O da gülümseyip " sağol Ece hanım" başımı salladım. İçeri geçip bar kısmına girdim. Koltuğa oturdum. Barmen yine herzamankinden getirdi.

Bir fondip

İki fondip derken sayısını unuttum.

Artık etraf dönmeye başladığında sarhoş olduğumu anladım. Koltuktan kalkıp çıkışa doğru yürüdüm. Hiç dengemi kaybetmeden yürüyordum. Serkan abiye taksi çağırmasını söyledim. Kısa sürede taksi gelince  cebimden kağıdı çıkarıp şoföre verdim. Kağıda bakıp arabayı çalıştırdı. Kısa sürede bir evin önüne durduk. Cebimden bir yüzlük çıkarıp verdim. Adam şaşkınlıkla bana baktı.

"Abla bende bozuk yok ki."

"Üstü kalsın" kelimeler fazla düzgün çıkmasada adam kafasını sallayıp gülümsedi. Arabadan inip yavaşça yaklaştım eve. Saat gecenin ikisi inşallah uyanık olur. Üç gündür yumuşak yatakta yatmayı o kadar çok özledim ki.

Kafamı kapıya yaslayıp zile uzunca bir bastım. Bir dakikaya yakın elim hiç zilin üzerinden çekmemiştim. Tam kendimi uykuya bırakacaktım ki kapı birden açıldı. E tabi kapıya yaslandığım için bende yere düştüm. Gözümü zar zor açtığımda Özgür'ün üzerinde olduğumu fark ettim. Kalkacak gücüm yoktu. Gülerek başımı Özgür'in göğsüne bıraktım.

Hala gülerek " Özgür.." diye mırıldandım.

"Noldu sana böyle?" deyip kucağına aldı beni.

"Çağırdın geldim işte. Hem yatakta uyumayı çok özledim." diye mırıldandım. Gözümü hafif açtığımda onun kucağındaydım, merdivenlerden çıkarıyordu. Ve bana gülümseyerek bakıyordu.

"Geleceğini düşünmemiştim."

"Bende öyle ama alkolün kafa yaptığını şimdi anladım. " düşüncelerim benden izinsiz ağzımdan çıkıveriyordu.

Sessizce kıkırdadı. Kapıyı açtı. İçeri girip ayağıyla geri kapattı. Beni yavaşça yatağa yatırdı. Ayakkabılarımın bağcıklarını çözüp çıkardı ayağımdan. Ceketimin fermuarını çıkarırken kalbim bilmediğim şekilde hızlı atmaya başladı. Gözlerine bakınca onunda gözlerime baktığını gördüm. Gözleri en koyu rengiyle bana bakıyordu.

Elim benden bağımsız Özgür'ün boynuna koyup kendime çektim. Dudaklarını öpmeye başladım. Ve bu yaptıklarım benden bağımsız ortaya çıkıyordu. İlk başta şaşırsa da gülümseyip elindeki ceketimi bıraktı. Elini belime koyup üzerime çıktı. Nefes almak için ondan ayrılacağım sırada daha çok öpüp, sömürmeye başladı dudaklarımı. Ağzımı açıp dilimi ağzının içine ilerlettim. Dillerimiz ahenk içinde dans ederken dudakları boynuma yöneldi. Öpüp, ısırıyor. Ardından yalıyordu. Kendimi tutamayıp inlediğimde kendini bana bastırdı. Altımda sertlik hissettiğimde ne yapacağımı bilemedim. Ama bu hoşuma gidiyordu. Birden çekilince 'noldu' dercesine baktım ona. Zorlukla yutkunup gözlerime baktı.

"Senin  sarhoş halinden faydalanamam Ece"

"Yani?"

"Yanisi, bunu ayık olduğun zaman bir düşün. Benimle birlikte olmak istiyor musun diye. Tamam mı"

"Tamam. Ama..." deyip düşünür gibi yaptım.

"Ama ne?"

"Öpüşmek yasak değil dimi" dedim sevimli gülüşlerimden birini yollayarak.

Küçük bir kahkaha attı. "Ne zaman istersen..." derdemez dudağına yapıştım. Bunu neden yapıyorum bilmiyorum. Ama biraz sevgiye ihtiyacım vardı. Belki bunu bana Özgür verebilir.

Nefes nefese ayrıldığımızda alını anlıma yasladı.

"Beni sever misin Özgür?"

İlk önce gözlerime baktı. "Her zaman. Benden nefret etsende severim seni. "

"Ben nasıl sevilir bilmiyorum. Eğer sevmeyi de başaramazsam sadece bana, beni sevdiğini hissettir tamam mı?" diye bir soru yönelttim Özgür'e.

Kafasını sallayıp gülümsedi. "Ama elinde sonunda sen de beni seveceksin. " deyip dudağıma minik bir öpücük bıraktı. Yanıma uzanıp örtüyü ikimizin üzerine örttü. Arkamdan bana sarıldı. Burnunu boynuma gömüp derin bir nefes aldı.

"Seni seviyorum Ece"
"Ben de seni seviyorum Özgür"

Seksi SadistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin