- ༄ 𝙞 𝙩𝙝𝙞𝙣𝙠 𝙤𝙛 𝙝𝙚𝙧 𝙨𝙤 𝙢𝙪𝙘𝙝, 𝙞𝙩 𝙙𝙧𝙞𝙫𝙚𝙨 𝙢𝙚 𝙘𝙧𝙖𝙯𝙮 ༄
uykumdan tıkırtı sesleriyle uyanmıştım. gözlerimi ovuşturup saate baktım, saat sabah 08.00'di. yan tarafıma bakınca barışın uyandığını görmüştüm."uyandın mı? hala uyuyabilirsin istersen, niye bu kadar erken kalktın ki?"
barış tam cevap verecekken evin ne halde olduğu aklıma gelmişti. barış'ın tabiriyle düzen manyağıydım ve salonumun şuan ne halde olduğunu düşündükçe aşırı rahatsız hissediyordum.
aklıma bunlar gelince uykum hemen kaçmıştı. hızlı hızlı yataktan inmiş, çoraplarımı giymeye çalışıyordum.
"off barış."
"ne oluyor, ne yapıyorsun?"
"içerisi çok dağınık, toplamam lazım."
"daha uyanalı 2 dakika oldu dursana."
barış'ı görmezden gelerek hemen odadan çıktım.
"kızım dursana, birlikte toplayalım bari."
salona hızlı adımlarla girdikten sonra gözümün karardığını ve başımın döndüğünü hissetmiştim. çok ani haraketler yapmıştım ve karnım gurulduyordu.
barış, salonun kapısına tutunarak durduğumu fark edince;
"rena, rena iyi misin?"
kolumdan tutup beni koltuğa oturmuştu ve hızlıca mutfağa gitmişti. el ve ayaklarımın da uyuştuğunu hissetmiştim. günlerdir su ve kekle beslendiğim için niye böyle olduğunu anlamak zor değildi.
barış elime su bardağını verip bacaklarımın yanında yere çökmüştü.
"kaç gündür adam akıllı birşey yemedin değil mi? o yüzden böyle oldu."
cevap vermeyip gözlerimi kaçırdığımda, derin nefes alıp yeniden konuşmaya başlamıştı;
"en sevdiğin çikolatadan almıştım gelirken, yemek ister misin?"
hala tepkisizsdim.
elinde mutfaktan getirdiği çikolatayla birlikte yeniden salona geldiğinde bu sefer koltukta yanıma oturmuştu. paketini açtığı çikolatayı ağzıma tıkmaya çalışıyordu, ama benim canım şuan hiç tatlı bir şeyler istemiyordu.
"hadi rena, naz yapma işte aç ağzını."
barış'ın mızmızlanan sesini duyunca, dudaklarım benden bağımsız gerilmişti. ses tonu ve bakışları şuan çok tatlıydı.
benim tebessüm ettiğimi görünce oda gülmeye başlamıştı. ağzımı açıp çikolatayı aldığımda barış koluyla omzumu sarıp beni göğsüne doğru yaslamıştı.
"kahvaltı hazırlayayım sana."
"evde birşey yok ki."
2 haftadır evde ölü gibi olduğum için market alışverişine çıkmamıştım. büyük ihtimal evde zeytin, peynir bile kalmamıştı.
"nasıl yok?"
"evden mi çıktım barış?"
"tamam birseyler isteyeyim dışardan o zaman."
uygulamada ürünlere bakarken bir yandan saçlarıma öpücükler konduruyordu. barış'ın göğsü çok rahattı ve yeniden mayışmıştım. gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu.
⁂
"güzelim kalk hadi hazır yemek." alnımda hissettiğim öpücükler ve barış'ın çok yakından gelen yumuşak sesiyle uyandım.
barış gülüp elini burnuma dokundurmuş, sonra ayağa kalkmıştı.
"mutfakta bekliyorum hadi."
üstüme örttüğü ve kafamın altına koyduğu yastığı yeni fark etmiştim. en son göğsünde uyuyakalmıştım. ve salon derli topluydu. ben uyurken evi de toplamıştı.
mutfağa girdiğimde barış, tezgahtan masaya tabakları taşıyordu. marketten kahvaltılık isteyip kendi hazırlamıştı.
ben mutfağın kapısında dikilirken hızlı adımlarla yanıma gelmiş, beni koltuk altımdan kavrayarak havaya kaldırmış sonrada sandalyeye oturmuştu.
"napıyorsun hayatım?"
"gelip oturacağın yok napayım?"
yüzü yakınımdayken fırsat bilip yanağına öpücük bırakmıştım.
"salonu toplamışsın ben uyurken..."
"e yani bir salonu toplayacağım diye tutturdun sabahın köründe, kalkıp birde salonu toplayacağım diyip sinirimi hoplatma diye topladım."
gözümü devirip sandalyede kendimi masaya doğru çevirmiştim.
barış gülerken boynumu öpmüş, sonra yerine geçmişti.
bolum sonu.
asla beklentininizi karşılamayacak bir bölümdü bence, hiç beğenmedim ben.. ve çok sacma yerde bitirdim be.
idare edin simdilik canlarım diğer bölüm için BU SEFER SOZ COK BEKLETMEYECEGIM🥲💞
sonraki bölümün konusundan (yani şu başa yazdığım şarkı sözlerinden) bi spoiler verryim hadi😋;
༄ 𝙜𝙤̈𝙯𝙡𝙚𝙧𝙞𝙣, 𝙜𝙤̈𝙯𝙪̈𝙢𝙚 𝙙𝙚𝙜̆𝙙𝙞𝙜̆𝙞 𝙯𝙖𝙢𝙖𝙣 𝙝𝙖𝙩𝜾𝙧𝜾 𝙠𝙖𝙡𝜾𝙧 𝙖𝙡𝙩 𝙙𝙪𝙙𝙖𝙜̆𝜾𝙣.༄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝕠𝕓𝕤𝕖𝕤𝕤𝕚𝕧𝕖, barış demir (devam etmiyor.)
ChickLiti'm losing focus everytime you speak, girl - 𝐛𝐚𝐫𝛊𝐬𝐥𝐚 𝐫𝐚𝐬𝐭𝐠𝐞𝐥𝐞 𝐚𝐧𝛊𝐥𝐚𝐫 ☆ -