Kyujin
Arkasından koştum. Kolundan tuttum, ağlıyordu ama ben hala pişman değilim öptüğümden o değilde dudakları çok güzel, benim dudaklarımı tamamlıyor.
Kyujin: Ağlama ama güzelim
Jiwoo: Delirdin mi Kyujin! Ne yaptığını sanıyorsun. Ne diye öpüyorsum ve yalan söylemediğini iddia ediyorsun. Gerizekalı mısın? Güzelim ne kafayı yiyeceğim. İlk günümün ağzına sıçtın çok teşekkürler.
Kyujin: Senden hoşlanıyorum. Tamam mı duydun mu! Öptüğümden de pişman değilim ayrıca gerizekalıyım var mı diyeceğin! Evet yalan söyledim çünkü sana ilk görüşte aşık oldum ve sen körsün bunu göremiyorsun sana öyle bakmamdan ve öpmemden anlaşılmıyor mu, doğru sen körsün göremezsin ne yaşandığını. İlk gününün ağzına sıçtım sende benim ağzıma hem de tam ortasına. Gözler kalbin aynasıdır Jiwoo.
Hızlı adımlarla oradan uzaklaştım, çok kızdım, kırıldım beni görmemesi. Yoruldum gönül eylemekten, görülmemekten, kimse beni ve sevgimi, saygımı görmüyor. Düşünsüm öyle karşıma gelsin.
Jiwoo
Bana mı aşıktı. Benden mi hoşlanıyordu, ben güzel miydim, sevilebilir miydim. Çok kırdım onu, çok üzüldü, acaba bende ona aşık mıydım, körmüşüm gerçekten onu nasıl görmedim nefret ediyorum kendimden.
Yavaş, yavaş aşağı indim ve arka bahçedeki bir banka oturdum ve kulaklığımı taktım ve ill be your man açtım. Ardından düşüncelere daldım...
O çok güzel ve insanı sevildiğini hissettirmeyi başarıyor. Kediye benziyordu. Kedi gibi gözleri, hafif dolgun dudakları, düz inen mükemmel burnu, modelleri aratmayacak fiziği ile eksiksizdi. Ben ona yakışmazdım, yakışmıyorum da. O nasıl beni sevdi ki, ben onla çok mutluymuşum ve çok ortak yönümüz var ve o mükemmel galiba bende ondan hoşlanıyorum. Onu kırdım ve nasıl söyleyeceğim?