Chaewon ellerini Jeongin'in ensesinde gezdirirken yüzünde minik bir sırıtış vardı. Günlerdir istediği olmuş, Jeongin'i sarhoş etmeyi başarmıştı. Jeongin'in iradesi o kadar güçlüydü ki sarhoş olmuyordu. Ancak az önce telefonda kiminle konuştuysa kendini içkiye vermişti. Canını sıkan bir şey olduğu belliydi, çabuk sarhoş olmuştu çünkü.
Telefonda kiminle konuştuğu umurunda değildi. Sonunda istediği kıvama getirmişti Jeongin'i. Elleri durmadan saçları ve ensesi arasında gidip gelirken dudaklarını büzdü. Jeongin'in ona bakacağını düşünmüştü ancak Jeongin sadece arkasında ki duvara bakıyordu.
Bu biraz umudunu kırsa da dans etmeye devam etti. Bar çok kalabalık olduğu için bedenleri dip dibeydi. Bunu fırsat bilip yüzlerini de yakınlaştırdı. Chaewon gözlerini kapatıp dudaklarını birleştirmek üzereyken belinde ki ellerin çekildiğini hissetti. Gözleri şokla açılırken ona baygın bakışlarla bakan Jeongin'i gördü.
"Chaewon, abartma."
"Neden? Çok iyi anlaşmadık mı? Birlikte olmamızın nasıl bir sakıncası olabilir?"
"Seungmin'e deli gibi aşık olduğumu bilirken beni öpmeye çalışman başlı başına bir saçmalık."
"Seni bana iten o değil miydi Jeongin? Çocukluk aşkınla birlikte ol diyen kişi eski sevgilindi. Hala aşık olduğunu söylediğin kişi seni bana getirdi."
"Neden öyle dediğini gayet iyi biliyorum Chaewon. Ondan uzak duruyorum çünkü benim sevgilim bensiz yapamaz. Aynı şekilde bende onsuz yapamam."
"Onsuz çok güzel yapabiliyorsun Jeongin. Benimle mutluydun."
"Çünkü sen benim çocukluğumu hatırlatıyorsun, mutlu olduğum zamanları. Seungmin ise tüm hayatını hatırlatıyor. Kendimi bildim bileli o benim her şeyim. Seninle eğlendik evet ama bunların hepsi arkadaşcaydı. Seungmin hatasını anlayana kadar ona zaman vermiştim, o zamanı seninle doldurdum. Benim sana karşı en ufak bir his beslediğim yok!"
✨️
Jeongin elinde ki anahtarı kapının deliğine soktuğunda derin bir nefes aldı. Yavaşça içeri girdi. Gelirken kafasından aşağı buzlu su döktüğü için biraz üşüyordu ama sorun etmedi bunu. Sessiz ama hızlı adımlarla Seungmin'in odasına -önceden ikisinin odasıydı- ilerledi.
Kapının kolunu çevirdiğinde açılmasıyla gözlerini kapattı. Muhtemelen Minho onu getirdiğinde bırakıp gitmişti hemen. Seungmin kapı kilitli olmadan uyuyamadığı için kapının açık olması garip gelmişti.
Odaya girdiğinde gece lambasının yandığını fark etti. Işığı kapatıp yatağa ilerledi. Seungmin yanında Jeongin yoksa ışıksız uyuyamazdı. Jeongin olduğunda ise ışık yakmazdı.
Jeongin yavaşça arkasına uzanıp belini kavradı. Seungmin başta mızmızlansa da çabuk ayak uydurup bedenini Jeongin'e yasladu.
Jeongin'in elleri aşık olduğu beli -Jeongin'e göre Seungmin'in beli yoktu- sardı. Seungminden hafif hafif içki kokusu gelsene umursamadı. Kafasını boynuna gömüp kendi kokusunu içine çekti. Seungmin'in kokusunu bastırmadığı sürece sorun yoktu.
Cebinde ki telefonu ve cüzdanı komodine bırakıp tekrar uyuyan bedene sarıldı. Seungmin Jeongin'in geldiğini anlamış gibi ona daha çok yanaşırken yüzünde bir tebessüm oluşmuştu.
