İyi okumalar 🧡
Saçlarımı kurularken hala karşımda bana gülerek bakan atillaya bir bakış attım. "Neden gülüyorsun acaba?"
"Beyaz çok yakışmıştı ya, açmıştı seni."
"Sana daha çok yakışmıştı bence."
Bana samimi olmayan bir gülüş attığında, bende gülüşüne aynı şekilde karşılık verdim.
"Oğlum bir ev boyayalım dedik, şu yaptığınıza bakın. Çocuk musunuz?"
Aslında abim haklıydı, çocukça hareket ettik. Bir an kendimi kötü hissettim, odayı da yapamamıştım yarım kalmıştı. Çoğu iş yer bitmişti ama bizim o da ve koridor yarım kalmıştı. Dudaklarımı büzerek abime baktım. "Özür dilerim Abiş, valla düzelticem yarım bıraktığım odayı."
"Sorun değil abisinin gülü."
Abimin yanağını öpüp ayağa kalktım. "Hadi eve gidelim, şu üstümü başımı değiştireyim. Yarın hallederiz evi."
Söylediğimi herkes onaylarken çıkışa yöneldik. Herkes evden çıkıp arabaya giderken atilla'nın kolunu tuttum.
"Bana numaranı verir misin?"
Güldü. "Birazcık hızlı gitmiyor muyuz yavrum?"
Derin bir nefes aldım, evet malzeme vermiş olduk beyefendiye. "Ya o anlamda mı dedim? Biz bok ettik evi. Üstümü değiştirip geri buraya geleceğim, sende burada ol. Batırdığımız işi beraber temizleyeceğiz."
Hala sırıtmaya devam ettiğinde sinirle tuttuğum kolunu bıraktım. "Vermezsen verme ya, çok meraklıyım sanki. Kendim hallederim."
Arkamı dönüp arabaya ilerlerken bir anda önümde durdu. "Tamam tamam, şaka yaptım. Ver telefonunu."
Şifremi girip telefonumu ona uzattım, numarasını girip bana geri uzattı. "Bir saat sonra burada olurum."
O kendi arabasına giderken bende bana düdük çalan abimin arabasına bindim. Numarasını kaydetmek için rehbere girdiğim de telefonuma kendisini kumral diye kaydetttiğini gördüm. İstemesizce güldüm. Şaka gibi bir çocuktu.
*
Eve geldiğimde hemen bir duş alıp çıktım ve üstümü giyinip hazırlandım. Bir bahaneyle şu an evin ve arabanın anahtarını almak zorundaydım."Abişş, ya sizin evde çantamı unutmuşum. Onu alıp geleyim hemen bir de dışarı da ufak bir işim var rica etsem arabayla evin anahtarını verir misin?"
Abim telefondan başını kaldırmadan bana ilk evin anahtarını ve sonra da arabanın anahtarını attığında ikisini de havada yakaladım. "Dikkatli sür."
"Tamaaamm!"
evden çıkıp arabaya bindiğimde direkt atillanın numarasını çevirdim.
"Birazcık daha beklersem ağaç olacağım."
"Sen orada mısın?"
"Evet."
"Geliyorum."
Bir kaç dakika sonra varmıştım evin oraya. Atilla beni evin kapısına yaslanmış bekliyordu. Arabadan inip ona yaklaştığımda duruşunu düzeltti.
"Sonunda."
"Birazcık beklemekten zarar gelmez canım."
Kapıyı açıp içeri girdik, yüzüme bir boya kokusu çarptı. Çok tuhaf gelecek ama, ben boya kokusunu çok severim..